قَالَ بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا فَاسْأَلُوهُمْ إِن كَانُوا يَنطِقُونَ
Kâle bel fealehu kebîruhum hâzâ fes’elûhum in kânû yentıkûn(yentıkûne).
kâle | : dedi |
bel | : hayır |
feale-hu | : onu o yaptı |
kebîru-hum | : onların büyüğü |
hâzâ | : bu |
fes’elûhum (fe es’elû-hum) | : haydi onlara sorun |
in | : eğer, ise |
kânû | : oldular |
yentıkûne | : konuşuyorlar, konuşurlar |
Diyanet İşleri = Dedi ki: “Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!”
Abdulbaki Gölpınarlı = O, belki de şu put yapmıştır bu işi dedi, büyükleri bu, söyliyebilirse sorun ona.
Abdullah Parlıyan = İbrahim: “Belki onu, putların büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorsa ona sorun” dedi.
Adem Uğur = Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.
Ahmed Hulusi = (İbrahim) dedi ki: "Hayır! Onların şu büyükleri yapmıştır onu! Onlara (putlara) sorun, eğer konuşabiliyorlarsa!"
Ahmet Tekin = 'Hayır. Bu işi onların büyüğü, şu büyük put yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara, şu yerdekilere sorun.' dedi.
Ahmet Varol = 'Belki bu işi şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa onlara sorun!' dedi.
Ali Bulaç = "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin."
Ali Fikri Yavuz = İbrâhîm dedi ki: “Belki onların şu büyüğü bunu yapmıştır. Sorun bakalım onlara, eğer söylerlerse...
Ali Ünal = “Kim bilir, belki o yapmıştır,” dedi İbrahim, “işte şu büyükleri. Eğer konuşurlarsa, putların kendilerine sorun!”
Bayraktar Bayraklı = İbrâhim, “Hayır, onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun” dedi.
Bekir Sadak = Ibrahim: «Belki onu su buyukleri yapmistir, konusabiliyorlarsa onlara sorun» dedi.
Celal Yıldırım = İbrahim, «belki bu işi onların en büyüğü yapmıştır, eğer konuşabiliyorlarsa, onlara sorun» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (İbrahim:) “Belki şu büyükleri yapmıştır. En iyisi, siz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!” diye cevap verdi.
Diyanet İşleri (eski) = İbrahim: 'Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun' dedi.
Diyanet Vakfi = Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.
Edip Yüksel = 'Hayır, o işi işte şu büyükleri yaptı. Onlara sorun, eğer konuşurlarsa!,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Belki dedi şu büyükleri yapmıştır, sorun bakalım onlara eğer söylerlerse
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (İbrahim): «Belki onu şu büyükleri yapmıştır; sorun bakalım onlara, eğer söyleyebilirlerse» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İbrahim: «Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun» dedi.
Gültekin Onan = "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin."
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Hayır, bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.”
Hasan Basri Çantay = Dedi: «Belki bu işi onların şu büyüğü yapmışdır! O halde (başlarına geleni) onlara sorun, eğer söylerlerse»!
Hayrat Neşriyat = (İbrâhîm:) 'Belki onu bu büyükleri yapmıştır; onlara bir sorun bakalım, eğer konuşuyorlarsa!' dedi.
İbni Kesir = Dedi ki: Belki onu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorsa onlara sorun.
Kadri Çelik = “Hayır” dedi. “Bu yapmıştır. Bu onların büyükleridir. Eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.”
Muhammed Esed = (İbrahim:) "Bu işi, belli ki, şu yapmıştır, putların en irisi yani: ama en iyisi, siz kendiniz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!"
Mustafa İslamoğlu = (İbrahim) "Hayır!" dedi, "Bunu yapsa yapsa, şu en iri-yarı olanı yapmış olmalıdır; en iyisi mi siz kendilerine sorun; tabi ki eğer cevap verebilirlerse!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Belki onu onların şu büyüğü yapmıştır. Haydin onlara sorunuz, eğer söyleyebilmekte iseler.»
Ömer Öngüt = Dedi ki: “Sorun bakalım, eğer söyleyebilirlerse, belki bu işi şu büyük put yapmıştır!”
Şaban Piriş = -Hayır, onu, şu büyükleri yapmıştır. Eğer, konuşabiliyorlarsa onlara sorun, dedi.
Sadık Türkmen = (İbrahim) dedi ki: “Aksine bu işi, belli ki onların şu büyükleri yapmış! Eğer konuşurlarsa, en iyisi onlara sorun!”
Seyyid Kutub = İbrahim soydaşlarına dedi ki; «Aslında bu işi şu en büyükleri yapmıştır. Bunu onların kendilerine sorunuz. Tabii ki, eğer konuşabiliyorlarsa.»
Suat Yıldırım = "Belki de," dedi, "şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşurlarsa sorun bakalım onlara!"
Süleyman Ateş = "Hayır dedi, (büyük putu göstererek) işte şu büyükleri yapmış; onlara sorun, eğer konuşurlarsa (!)"
Tefhim-ul Kuran = «Hayır» dedi. «Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.»
Ümit Şimşek = İbrahim 'Hayır, onu yapan şu büyükleridir,' dedi. 'Konuşabiliyorlarsa kendilerinden sorun.'
Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!"
İskender Ali Mihr = (İbrâhîm A.S) şöyle dedi: “Hayır, bunu onların büyüğü yaptı. Haydi eğer onlar konuşuyorlarsa (konuşabiliyorlarsa) onlara sorun!”
İlyas Yorulmaz = İbrahim “Belki de bunu onlara putların en büyüğü yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa, kırılan putlara sorun” dedi.