قَالُوا أَأَنتَ فَعَلْتَ هَذَا بِآلِهَتِنَا يَا إِبْرَاهِيمُ
Kâlû e ente fealte hâzâ bi âlihetinâ yâ ibrâhîm(ibrâhîmu).
kâlû | : dediler |
e ente | : sen mi(sin) |
fealte | : sen yaptın |
hâzâ | : bu |
bi âliheti-nâ | : bizim ilâhlarımıza |
yâ ibrahîmu | : ey İbrâhîm |
Diyanet İşleri = (İbrahim gelince) “Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ey İbrahim” dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey İbrâhim dediler, bu işi sen mi yaptın mâbutlarımıza?
Abdullah Parlıyan = İbrahim onların yanlarına getirilince, O'na: “Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?” diye sordular.
Adem Uğur = Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Tanrılarımıza (heykellere - putlara) bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?"
Ahmet Tekin = İbrâhim gelince:'Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın, ey İbrâhim?' dediler.
Ahmet Varol = 'İlahlarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?' dediler.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?"
Ali Fikri Yavuz = (Hz. İbrâhîmi huzura getirdikleri zaman ona şöyle) dediler: “- Sen mi bunu İlâhlarımıza yaptın, ey İbrâhîm?”
Ali Ünal = “Söyle bakalım İbrahim,” dediler, “sen misin ilâhlarımıza bunu yapan?”
Bayraktar Bayraklı = “İbrâhim, bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?” dediler.
Bekir Sadak = Ibrahim gelince, ona: «Ey Ibrahim Bunu tanrilarimiza sen mi yaptin?» dediler.
Celal Yıldırım = Ey İbrahim! Bunu sen mi yaptın ilâhlarımıza ? dediler.
Cemal Külünkoğlu = (İbrahim gelince) “Ey İbrahim! Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza?” diye sordular.
Diyanet İşleri (eski) = İbrahim gelince, ona: 'Ey İbrahim, bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?' dediler.
Diyanet Vakfi = Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler.
Edip Yüksel = 'İbrahim, tanrılarımıza bunu sen mi yaptın,' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Dediler: sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ya İbrahim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dediler ki: «Sen mi yaptın bunu tanrılarımıza ey İbrahim?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (İbrahim gelince ona) «Ey İbrahim! bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?» dediler
Gültekin Onan = Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?"
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?”
Hasan Basri Çantay = «Ey Ibrâhîm, dediler, sen mi Tanrılarımıza bu işi yapdın?»
Hayrat Neşriyat = (İbrâhîm’i getirdikten sonra:) 'Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrâhîm?' dediler.
İbni Kesir = Ey İbrahim; tanrılarımıza bu işi sen mi yaptın? dediler.
Kadri Çelik = Dediler ki: “Ey İbrahim! Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?”
Muhammed Esed = (İbrahim onların yanına getirilince, o'na) "Bunu tanrılarımıza sen mi yaptın, ey İbrahim?" diye sordular.
Mustafa İslamoğlu = (Getirerek) "İlahlarımıza bunu sen mi yaptın ey İbrahim?" diye sorguladılar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Ey İbrahim, Bizim ilâhlarımıza bunu sen mi yaptın?»
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim?”
Şaban Piriş = Dediler ki: -Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim?
Sadık Türkmen = (İbrahim yanlarına getirilince ona sordular): “Ey İbrahim! İlâhlarımıza/tanrılarımıza bunu sen mi yaptın?” diye.
Seyyid Kutub = Soydaşları O'na «Ey İbrahim, bu işi ilahlarımıza sen mi yaptın?» dediler.
Suat Yıldırım = "Söyle bakalım İbrâhim!" dediler, "sen mi yaptın tanrılarımıza karşı bu işi?"
Süleyman Ateş = (İbrâhim'i getirdiler), dediler ki: "İbrâhim, tanrılarımıza sen mi bunu yaptın?"
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?»
Ümit Şimşek = 'İbrahim,' dediler. 'Tanrılarımıza bunu yapan sen misin?'
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Tanrılarımıza bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?"
İskender Ali Mihr = “Ey İbrâhîm! Bizim ilâhlarımıza bunu sen mi yaptın?” dediler.
İlyas Yorulmaz = Kavmi “Ey İbrahim! İlahlarımıza bunları yapan sen misin?” diye sordular.