وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا*
Ve izâ kîle lehumuscudû lir rahmâni kâlû ve mâr rahmânu e nescudu li mâ te’murunâ ve zâdehum nufûrâ(nufûren). (SECDE ÂYETİ)
ve izâ | : ve olduğu zaman |
kîle | : dendi |
lehum | : onlara |
uscudû | : secde edin |
li er rahmâni | : Rahmân’a |
kâlû | : dediler |
ve mâ er rahmânu | : ve Rahmân nedir |
e nescudu | : secde mi edelim |
li | : ...e |
mâ te’muru-nâ | : bize emrettiğin şey |
ve zâde-hum | : ve onlara arttırdı |
nufûren | : nefret |
Diyanet İşleri = Onlara, “Rahmân’a secdeye kapanın denildiğinde “Rahmân da nedir? Senin bize emrettiğine mi secde edeceğiz?” derler ve bu onların nefretini artırır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara, secde edin rahmâna dendi mi, rahmân da nedir ki derler, bize emrettiğine mi secde edeceğiz? Ve bu, ancak uzaklaşmalarını arttırır.
Abdullah Parlıyan = Hal böyleyken onlara: “Rahman önünde secdeye varın” denildiğinde, “Rahman da kimmiş? Bize emrettiğin şeye secde mi ederiz?” derler. Secde emri, onların imandan ürküp uzaklaşmalarını artırdı.
Adem Uğur = Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman: "Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır.
Ahmed Hulusi = Onlara: "Rahman'a secde edin (Esmâ hakikatiniz indîndeki "yok"luğunuzu hissedin)" denildiğinde: "Rahman da nedir? Bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" dediler. . . (Bu teklifin) onların nefretini daha da artırdı. (60. âyet secde âyetidir. )
Ahmet Tekin = Onlara:'Rahmet sahibi Rahman’a secde ederek kulluğunuzu gösterin.' denildiği zaman:'Rahman da ne? Şimdi, biz tanımadığımız, senin buyurduğun şeye kulluk için mi secdeye varalım yani?' derler. Bu davet onların nefretlerini artırır.
Ahmet Varol = Onlara: 'Rahman'a secde edin' dendiğinde: 'Rahman da nedir? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz?' derler. (Bu) onların nefretlerini artırır.
Ali Bulaç = Onlara: "Rahman (olan Allah)a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.
Ali Fikri Yavuz = Kâfirlere: “- Rahmân’a secde edin.” denildiği zaman, derler ki: “- Rahman ne imiş, bize emrettiğin şeye secde mi ederiz?” (*) Rahmân’a secde emri de, büsbütün imandan uzaklaşmalarını artırdı.
Ali Ünal = O müşriklere, “Rahmân’a teslim olup, secde edin!” dendiğinde, “Rahmân da ne imiş? Yani şimdi biz, bize secde etmemizi emrettiğin her şeye sen emrettin diye secde mi edeceğiz?!” demekte ve bu davet onların ancak kibirlerini ve imandan daha da uzaklaşmalarını arttırmaktadır.
Bayraktar Bayraklı = Onlara, “Rahmân'a secde ediniz!” denildiğinde, “Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?” derler ve bu emir onların nefretini arttırır.
Bekir Sadak = SÙ Onlara: «Rahman'a secdeye varin» dendigi zaman «Rahman da nedir? Emrettigine mi secdeye varacagiz?» derler. Bu, onlarin nefretini artirir. *
Celal Yıldırım = Onlara, haydi Rahmân'a secde edin, denilince, onlar, «Rahman da neymiş ? Bize emrettiğine secde mi ederiz ?» derler. Ve bu onların nefretini artırır.
Cemal Külünkoğlu = Onlara: “Rahman (olan Allah)'a secde edin denildiğinde “Rahman da nedir (kimdir)?” Senin bize emrettiğine mi secde edeceğiz?” derler ve bu onların nefretini artırır.
Diyanet İşleri (eski) = Onlara: 'Rahman'a secdeye varın' dendiği zaman 'Rahman da nedir? Emrettiğine mi secdeye varacağız?' derler. Bu, onların nefretini artırır.
Diyanet Vakfi = Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman: «Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!» derler ve bu emir onların nefretini arttırır.
Edip Yüksel = Onlara, 'Rahman'a secde edin,' dendiği zaman, 'Rahman da neymiş? Senin bize karşı savunduğun şeye mi secde edeceğiz?' derler. Ve bu, ancak onların nefretini arttırır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Maamafih «Rahmâna secde edin» denildiği vakıt onlara «Rahmân ne imiş? Bize emrediyorsun diye secde mi ederiz?» dediler ve daha ziyade vahşetlerini artırdı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ama onlara «Rahma'na secde edin!» denildiği zaman, «Rahman da neymiş?» Bize emrediyorsun diye secde mi ederiz?» dediler; ve bu daha ziyade vahşetlerini artırdı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlara «Rahmân'a secde edin» dendiği zaman, «Rahmân da neymiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?» derler ve bu emir onların nefretini artırır.
Gültekin Onan = Onlara: "Rahmana secde edin" denildiği zaman "Rahman da neymiş? Biz senin bize buyurduğuna mı secde edecek mişiz?" derler ve (bu) onların nefretini arttırır.
Harun Yıldırım = Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman: "Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır.
Hasan Basri Çantay = Onlara: «Rahmana secde edin» denildiği zaman «Rahman da neymiş? Senin bize emr edegeldiğine mi secde edeceğiz?» dediler ve (bu secde emri) onların (büsbütün îmandan) ürküb uzaklaşmalarını artırdı.
Hayrat Neşriyat = Onlara: 'Rahmân’a secde edin!' denildiği zaman: 'Rahmân da neymiş? Bize emrediyor olduğun şeye (sen dedin diye) secde mi edeceğiz?' dediler ve (bu da'vet) onların nefretini artırdı.
İbni Kesir = Onlara: Rahman'a secde edin, denildiği zaman: Rahman da nedir? Senin bize emredegeldiğine mi secde edeceğiz? derler. Ve bu, onların nefretini arttırır.
Kadri Çelik = Onlara: “Rahman'a secde edin” denildiği zaman, “Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecekmişiz?” derler ve (bu,) onların nefretini arttırıverir.
Muhammed Esed = Hal böyleyken, onlara "Rahman önünde secdeye varın" denildiğinde, "Rahman da neymiş (ya da kimmiş?) Şimdi biz senin buyurduğun şeyin önünde mi secdeye varalım yani?" derler; ve böylece (senin çağrın) onların nefretini artırır.
Mustafa İslamoğlu = Bir de kendilerine "Yalnızca Rahman olana secde edin!" denildiğinde, "Rahman da neymiş? Ne yani, şimdi sen bize neyi emredersen ona boyun mu eğeceğiz" derler; üstelik bu onların nefretini daha da arttırır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara «Rahman'a secde ediniz,» denildiği zaman, dediler ki: «Rahmân nedir? Bize emrettiğine biz secde eder miyiz?» Ve (bu emir) Onların daha ziyâde nefretlerini artırdı.
Ömer Öngüt = Onlara: “Rahman olan Allah'a secdeye varın!” dendiği zaman: “Rahman da neymiş? Bize emrettiğin şeye mi secde edecekmişiz?” derler ve bu emir onların nefretini artırır.
Şaban Piriş = Onlara: -Rahman’a secde edin, denildiğinde, bu onların nefretini artırarak: -Rahman da nedir? Senin bize emrettiğin şeye mi secde edeceğiz? dediler.
Sadık Türkmen = Onlara: “rahmân’a secde edin” denildiği zaman; “Rahmân da neymiş? Biz senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?” dediler. Bu onların nefretini arttırdı.
Seyyid Kutub = Onlara «Rahman'a secde edin» denildiğinde «Rahman da ne oluyor? Senin secde etmemizi emrettiğin ilah'a secde eder miyiz hiç?» derler. Bu çağrı nefretlerini daha da arttırır.
Suat Yıldırım = O müşriklere "Rahman’a secde edin!" denildiğinde: "Rahman da ne imiş! Bize emrediyorsun diye secde mi edeceğiz?" dediler ve bu dâvet onları imandan büsbütün uzaklaştırdı.
Süleyman Ateş = Onlara: "Rahmân'a secde edin!" dendiği zaman: "Rahmân nedir? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler. Ve (bu söz), onların nefretini artırır.
Tefhim-ul Kuran = Onlara: «Rahman (olan Allah)a secde edin» denildiği zaman, «Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?» derler ve (bu,) onların nefretini arttırıverir.
Ümit Şimşek = Onlara 'Rahmân'a secde edin' dendiğinde bu onların nefretlerini arttırır ve 'Rahmân da neymiş? Senin emrettiğin şeye mi secde edecekmişiz?' derler.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlara, "Rahman'a secde edin" dendiğinde şöyle derler: "Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?" Ve bu söz onların nefretini artırdı.
İskender Ali Mihr = Ve onlara “Rahmân’a secde edin!” dendiği zaman: “Rahmân nedir? Senin bize emrettiğin şeye mi secde edeceğiz?” dediler. Ve (bu emir sadece) onların nefretlerini artırdı.
İlyas Yorulmaz = İnsanlara Rahmana secde edin denildiği zaman, nefretleri artarak, “Rahman da nedir? Emrettiğin şeye biz secde mi edeceğiz?” derler.