وَانطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَى آلِهَتِكُمْ إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ
Ventalekal meleu minhum enimşû vasbirû alâ âlihetikum inne hâzâ le şey’un yurâd(yurâdu).
ventaleka (ve intaleka) | : ve ayrıldı |
el meleu | : ileri gelenler |
min-hum | : onlardan |
en-imşû | : yürümeniz, yürüyün |
vasbirû (ve isbirû) | : ve sabredin |
alâ | : ... a karşı |
âliheti-kum | : ilâhlarınız |
inne | : muhakkak |
hâzâ | : bu |
le | : elbette, gerçekten, mutlaka |
şey’un | : bir şeydir |
yurâdu | : istenen |
Diyanet İşleri = (6-8) İçlerinden ileri gelenler, “Gidin, ilâhlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur’an) içimizden ona mı indirildi?” diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur’an’dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ileri gelenlerinden bir kısmı, kalkıp gitmiş ve yürüyün demiştir ve dayanın mâbutlarınıza kulluk etmede; şüphe yok ki istenen şey de budur elbet.
Abdullah Parlıyan = Ve ileri gelenlerinden bir kısmı fırlayıp: “Pes etmeyin, yürüyün gidin, ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin, yapılacak tek şey budur!” demişlerdi.
Adem Uğur = Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.
Ahmed Hulusi = Onların ileri gelenleri: "Hadi yolunuza devam edin ve tanrılarınıza bağlı kalın! Muhakkak ki olması gereken budur!" diyerek yürüdü.
Ahmet Tekin = İçlerinden kodamanlar kalkıp yürüdüler.'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin. Kesinlikle sizden istenen budur.'
Ahmet Varol = Onlardan ileri gelen grup ortaya atılıp (dediler ki): 'Yürüyün ve ilâhlarınız üzerinde kararlılık gösterin. Çünkü bu (bizden) istenen bir şeydir.
Ali Bulaç = Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti.
Ali Fikri Yavuz = Kureyş’in ileri gelenleri (birbirlerine): “Haydi yürüyün, ilâhlarınıza (putlarınıza ibadete) devam edin. Doğrusu, arzu edilecek olan budur.” diyerek (meclisten) ayrılıp gittiler.
Ali Ünal = İçlerinden önde gelenler harekete geçip, “Haydin,” diye birbirlerini kışkırtıyorlar, “Haydin, yürüyün (ve varın Muhammed’in üzerine)! İlâhlarınız(a ibadet) konusunda diretin. Gerçekte budur (baş olmaktır) (Muhammed’in davetiyle) arzu olunan.
Bayraktar Bayraklı = Onlardan ileri gelenler tepki gösterip şöyle dediler: “Yolunuza devam ediniz, tanrılarınızı bırakmayınız. Şüphesiz bizden istenen de budur.”[478]
Bekir Sadak = (6-8) Onlardan ileri gelenler: «Yuruyun, tanrilariniza baglilikta direnin, sizden istenen suphesiz budur. Son dinde de bunu isitmedik; bu ancak bir uyarmadir. Kuran, aramizda ona mi indirilmeliydi?» dediler. Hayir, bunlar Kuran'imizdan suphededirler. Hayir, azabimizi henuz tatmamislardi.
Celal Yıldırım = Onlardan ileri gelen grup da «haydi yürüyün de tanrılarınıza (ibâdet ve bağlılıkta) sabır gösterin. Çünkü elbette (sizden) istenilen de budur!»
Cemal Külünkoğlu = (6-8) Onlardan önde gelen bir grup: “Haydi yürüyün ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin! Yapılacak tek şey budur! Doğrusu biz bu tevhid inancını son dinde de görmedik. Bu sırf bir uydurmadır! Ne yani! (İlahi) uyarı, içimizden bir tek ona mı indirildi?” dediler. Evet, onlar yalnız benim uyarıma karşı şüphe içindeler. Doğrusu onlar henüz benim azabımı tatmadılar.
Diyanet İşleri (eski) = (6-8) Onlardan ileri gelenler: 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?' dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
Diyanet Vakfi = (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur'an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
Edip Yüksel = Onların liderleri öne fırladılar, 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlı kalın. Sizden istenen sadece budur.'
Elmalılı Hamdi Yazır = İçlerinden o hey'et de fırladı şöyle: ilâhlarınız üzerinde sabr-u sebat edin, bu cidden arzu olunur bir şey, bir murad
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İçlerinden o heyet fırladı ve şöyle dedi: «Tanrılarınız üzerinde sabır ve sebat edin? Bu gerçekten arzu edilen şey, bir istek!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinden ileri gelenler fırladılar ve dediler ki: «İlâhlarınız üzerinde sabır ve sebat edin. Bu, gerçekten arzu edilen bir murad!»
Gültekin Onan = Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, tanrılarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti.
Harun Yıldırım = Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, ilahlarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.
Hasan Basri Çantay = Onların elebaşılarından bir gurüh (birbirine): «Yürüyün, ma budlarınıza (ibâdetde) sebâtedin. Şübhesiz ki arzu edilecek olan budur» diyerek kalkıb gitmişdir.
Hayrat Neşriyat = (6-8) Onların ileri gelenleri ise: 'Yürüyün ve ilâhlarınızın üzerine sabredin (onlara bağlı kalın); çünki bu, elbette (sizden) istenen şeydir. (Biz) bunu (bize anlatılan tevhid inancını) son dinde (Îsâ’nın dîninde de) işitmedik. Bu, uydurmadan başka birşey değildir! Zikir (Kur’ân) aramızdan (ine ine) ona mı indirildi?' diye kalkıp gittiler. Hayır! Onlar benim zikrimden (Kur’ân’ımdan) şübhe içindedirler. Hayır! (Onlar) benim azâbımı henüz tatmadılar!
İbni Kesir = Onlardan ileri gelen grup ortaya atılıp (dediler ki): 'Yürüyün ve ilâhlarınız üzerinde kararlılık gösterin. Çünkü bu (bizden) istenen bir şeydir.
Kadri Çelik = Onlardan önde gelen bir grup yola düşerek dedi ki: “Yürüyün ve ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) da kararlı olun; çünkü asıl istenen budur.”
Muhammed Esed = Liderleri öne atılır: "Pes etmeyin ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin: yapılacak tek şey budur!"
Mustafa İslamoğlu = Onların liderleri öne atılarak (der ki): "Devam edin, ilahlarınıza ısrarla sahip çıkın; yapmanız gereken tek şey budur!
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlardan bir gürûh, «Yürüyünüz ve ilâhlarınızın üzerine sabrediniz, şüphe yok ki, irâde edilmiş şey budur,» diye çıkıp gittiler.
Ömer Öngüt = Onların ileri gelenleri: "Haydi yürüyün! İlâhlarınıza bağlılıkta direnin! Şüphesiz ki bu sizden istenen bir şeydir!" diyerek kalkıp gittiler.
Şaban Piriş = Onların ileri gelenleri: -Yürüyün, ilahlarınıza bağlılıkta sebat gösterin, sizden istenen şey budur diye yola çıktılar.
Sadık Türkmen = Ileri gelenlerinden/önderlerinden bir grup öne/ileri fırladı: “Yürüyün! İlâhlarınıza bağlılıkta direnin. Doğrusu sizden istenip beklenen şey budur!
Seyyid Kutub = Onlardan ileri gelenler; «yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.»
Suat Yıldırım = İçlerinden önde gelen eşraf takımı derhal harekete geçip "Hâla mı duruyorsunuz, kalkın yürüyüp gösteri yapın ve ilahlarınız konusunda direnip dayanacağınızı ilan edin! Bu, cidden yapılması gereken bir şeydir!" dediler.
Süleyman Ateş = Onlardan bir grup fırladı: "Yürüyün tanrılarınıza bağlı kalın. Çünkü bu, arzû edilen bir şeydir."
Tefhim-ul Kuran = Onlardan önde gelen bir grup: «Yürüyün, ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) da kararlı olun; çünkü asıl istenen budur» diye çekip gitti.
Ümit Şimşek = İleri gelenleri 'Yürüyün,' diyerek kalktılar. 'Tanrılarınız hakkında sebat gösterin. Sizden istenen budur.
Yaşar Nuri Öztürk = İçlerinden kodaman bir grup öne çıktı: "Haydi, yürüyün! İlahlarınıza sahip çıkmada kararlı davranın! Gerçek şu ki, istenip beklenen şey budur."
İskender Ali Mihr = Ve onlardan ileri gelenler: "Yürüyün! İlâhlarınıza karşı sabırlı (kararlı) olun. Muhakkak ki sizden istenen mutlaka budur." (diyerek) ayrıldılar.
İlyas Yorulmaz = Doğruları inkâr edenlerin ileri gelenleri “Kalkın yürüyün, ilahlarınıza sahip çıkın. Sizden istenen şey bu” diye ortaya çıktılar.