وَيَرَى الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ الَّذِي أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدِي إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
Ve yerâllezîne ûtûl ılmellezî unzile ileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ sırâtıl azîzil hamîd(hamîdi).
ve yere | : ve görürler, görüyorlar |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
ûtû el ılme | : ilim verilenler |
ellezî | : ki o |
unzile | : indirildi |
ileyke | : sana |
min rabbi-ke | : senin Rabbinden |
huve | : o |
el hakka | : hak |
ve yehdî | : ve hidayet eder, ulaştırır |
ilâ sırâtı | : yola |
el azîzi | : azîz olan, yüce olan |
el hamîdi | : hamid olan, hamdedilen |
Diyanet İşleri = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen Kur’an’ın gerçek olduğunu ve onun, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık Allah’ın yoluna ilettiğini görürler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kendilerine bilgi verilenlerse bilirler ki sana Rabbinden indirilen, gerçektir ve üstün ve hamde lâyık mâbûdun yolunu göstermededir.
Abdullah Parlıyan = Bilgi ve kavrayış yeteneği ile donatılmış olanlar, Rabbinden sana indirilen Kur'ân'ın gerçek olduğunu bilirler ve o Kur'ân'ın çok güçlü ve övgüye layık olan Allah'ın yoluna ilettiğini de bilirler.
Adem Uğur = Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'ın) gerçek olduğunu bilir; onun, mutlak galip ve övgüye lâyık olan (Allah'ın) yoluna ilettiğini görürler.
Ahmed Hulusi = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana inzâl olunanın Hakk'ın ta kendisi olduğunu ve Aziyz, Hamiyd'in, Hakikatine erdirme yoluna yönlendirdiğini görürler.
Ahmet Tekin = Kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi âlimler, dinî ilimler uzmanları, âdil objektif düşünen ilim adamları, Rabbinden sana indirilenin, Kur’ân’ın gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kitap olduğunu görürler, bilirler. Kur’ân’ın, kudretli, hükümran övgüye, şükre lâyık olan Allah’ın yolunu, birlikte nezaket içinde yaşama kurallarına, sevgiye dayalı kardeşliğe, hasedi, hilesi, dalaveresi, nefreti, düşmanlığı olmayan örnek hayat tarzına götüren Allah’ın yolunu, İslâm’ın yolunu aydınlattığını da bilirler.
Ahmet Varol = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin gerçeğin kendisi olduğunu ve övgüye lâyık olan ulu Allah'ın yoluna ilettiğini görmektedirler.
Ali Bulaç = Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip ilettiğini görüyorlar.
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine ilim verilmiş olanlar (ashab), görüyorlar ki, Rabbinden sana indirilen Kur’an hakkın kendisidir; ve o, hamde lâyık, her şeye gâlib olan Allah’ın yolunu (dinini) gösteriyor.
Ali Ünal = Kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar açıkça görmektedirler ki, sana Rabbinden indirilen Kitap (ve onun Âhiretle ilgili söyledikleri) gerçeğin ta kendisidir ve o, Azîz (mutlak onur ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip) ve Hamîd (bütün ihtiyaçlarınızı gideren ve rızkınızı veren Rabbiniz olarak) hakkıyla hamde ve övgüye lâyık olanın yolunu tarif etmektedir.
Bayraktar Bayraklı = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu, mutlak galip ve övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna ilettiğini görürler.
Bekir Sadak = Kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak oldugunu, guclu ve hamde layik olanin yolunu gosterdigini bilirler.
Celal Yıldırım = Kendilerine ilim verilen (gerçekçiler ise, Rabbından sana indirilenin hak olduğunu ve çok güçlü, çok üstün, övülmeğe hep lâyık olanın yoluna irşâd ettiğini görüp bilirler.
Cemal Külünkoğlu = Bilgi ve kavrayış yeteneği ile donatılmış olanlar görüyorlar ki, Rabbinden sana indirilen (Kur'an), hakikatin ta kendisidir. O, kuvvetinde sınır olmayan, her türlü övgüye lâyık olan Allah'ın yolunu gösteriyor.
Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak olduğunu, güçlü ve hamde layık olanın yolunu gösterdiğini bilirler.
Diyanet Vakfi = Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'ın) gerçek olduğunu bilir; onun, mutlak galip ve övgüye lâyık olan (Allah'ın) yoluna ilettiğini görürler.
Edip Yüksel = Kendilerine bilgi verilmiş olanlar, Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu ve onun Üstün ve en çok Övülen'in yoluna ilettiğini görürler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kendilerine ılim verilmiş olanlar ise sana rabbından indirileni görüyorlar ki o mahzâ hak ve o ızzetine nihayet olmıyan sahib hamdin yolunu gösteriyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, sana Rabbinden indirilen gerçeğin ta kendisi olduğunu ve onun, yüceliğinin sonu olmayan her türlü övgüye layık olan (Allah') ın yolunu gösterdiğini görüyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine ilim verilmiş olanlar görüyorlar ki, Rabbinden sana indirilen Kur'ân, hakkın kendisidir. O, gücüne nihayet olmayan, her hamde lâyık bulunan Allah'ın yolunu gösteriyor.
Gültekin Onan = Kendilerine ilim verilenler ise, rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Tanrı)nın yoluna yöneltip ilettiğini görüyorlar.
Harun Yıldırım = Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'ın) gerçek olduğunu bilir; onun, mutlak galip ve övgüye lâyık olan (Allah'ın) yoluna ilettiğini görürler.
Hasan Basri Çantay = Kendilerine ilim verilenler ise Rabbinden sana indirilen (Kur'an) in hakıykatın ta kendisi olduğunu bilir (ler) ve (onlar) her hamde lâyık olan Ğaalib-i mutlakın (ya'ni Allahın) yolunu gösterir (ler).
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen (Kur’ân’)ın gerçekten hak olduğunu ve Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Hamîd (yegâne hamd edilmeye lâyık olan Allah’)ın yoluna hidâyet ettiğini görürler.
İbni Kesir = Kendilerine ilim verilmiş olanlar görürler ki; sana Rabbından indirilmiş olan, hakkın kendisidir. Ve Aziz, Hamid olanın dosdoğru yoluna iletmektedir.
Kadri Çelik = Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu ve de güçlü, övülmeye layık olanın yoluna hidayet ettiğini görürler.
Muhammed Esed = Bilgi ve kavrayış yeteneği ile donatılmış olanlar, Rabbinden sana indirilen her şeyin hak olduğunu ve kudret Sahibi'nin, her türlü övgüye layık Olan'ın yoluna ilettiğini bilirler.
Mustafa İslamoğlu = Bilgi ve bilginin amacını kavrama yeteneğiyle donatılmış olanlar, Rabbinden sana indirilenin hakikatin ta kendisi olduğunu; ve O yüceler yücesi, O tüm övgülere layık olanın yoluna yönelteceğini görmektedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve kendilerine ilim verilmiş olanlar görüyor ki, sana Rabbinden indirilmiş olan o (Kur'an) mahz-ı hakîkattır ve azîz, hamîd olanın yolunu göstermektedir.
Ömer Öngüt = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilirler. O'nun mutlak galip ve övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna ilettiğini görürler.
Şaban Piriş = İlim verilenler, sana Rabbinden indirilenin gerçek olduğunu ve güçlü, hamde layık olanın yoluna ilettiğini görüyorlar.
Sadık Türkmen = Bilim adamlari/gerçekleri araştıranlar, Rabbinden sana indirilenin, gerçeğin ta kendisi olduğunu bulurlar. Ve O üstün ve övgüye lâyık olanın yoluna ilettiğini de!..
Seyyid Kutub = Kendilerine bilgi verilenler Rabb'in tarafından sana indirilen mesajın, insanları üstün iradeli ve övgüye lâyık Allah'ın yoluna iletici bir gerçek olduğunu görürler.
Suat Yıldırım = Kendilerine ilim nasib edilenler, sana indirilen kitabın, Rabbin tarafından gelen gerçeğin ta kendisi olduğunu ve o mutlak kudret sahibi, bütün güzel övgülere lâyık olan Allah’ın yolunu gösterdiğini bilirler.
Süleyman Ateş = Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin, gerçek olduğunu, mutlak gâlib ve hamde lâyık olan (Allâh)ın yoluna ilettiğini görürler.
Tefhim-ul Kuran = Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)'ın yoluna yöneltip ilettiğini görmektedirler.
Ümit Şimşek = Kendilerine ilim verilmiş olanlar görüyor ki, sana Rabbinden indirilmiş olan kitap hakkın tâ kendisidir ve insanları, herşeyin mutlak galibi ve her türlü övgünün gerçek muhatabı olan Allah'ın yoluna iletmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın yoluna kılavuzladığını görürler.
İskender Ali Mihr = Ve kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak olduğunu ve onun Azîz (ve) Hamîd Olan’ın (Allah’ın) yoluna (Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm’e) hidayet ettiğini (ulaştırdığını) görüyorlar.
İlyas Yorulmaz = Kendilerine ilim verilenler, sana indirilenin (Kur’an’ın) Rabbin den indirilen bir gerçek (hak) ve çok güçlü, övgüye layık olan Allah’ın doğru yoluna götüren bir rehber olduğunu görürler.