وَلاَ يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ سَبَقُواْ إِنَّهُمْ لاَ يُعْجِزُونَ
Ve lâ yahsebennellezîne keferû sebekû, innehum lâ yu'cizûn(yu'cizûne).
ve lâ yahsebenne | : ve sakın sanmasınlar, zannetmesinler |
ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler |
sebekû | : geçip gittiler, kaçıp kurtuldular |
inne-hum | : muhakkak ki onlar |
lâ yu’cizûne | : aciz bırakamazlar |
Diyanet İşleri = İnkâr edenler, asla yakayı kurtardıklarını zannetmesinler. Çünkü onlar (sizi) âciz bırakamazlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kâfirler, işin geçip gittiğini, kendilerinin unutulduğunu ve bir daha da horlanmayacaklarını, âciz bir hâle getirilmeyeceklerini sanmasınlar.
Abdullah Parlıyan = Bunun için Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, Allah'tan kaçıp kurtulacaklarını sanmasınlar. Yani O'nun istediği şeyin gerçekleşmesine, asla engel olamayacaklardır.
Adem Uğur = İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Ahmed Hulusi = O hakikat bilgisini inkâr edenler, sakın kaçarak kendilerini kurtaracaklarını sanmasınlar. . . Kesinlikle onlar (Allâh'ı) dilediğini yapmaktan âciz bırakamazlar!
Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, ilâhî kanunların dışına çıkarak yakayı kurtardık sanmasınlar. Çünkü onlar bizi âciz bırakamazlar.
Ahmet Varol = İnkar edenler yakalarını kurtarıp geçtiklerini sanmasınlar. Onlar (bizi) acze düşüremezler. [9]
Ali Bulaç = İnkâr edenler, kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Ali Fikri Yavuz = (Bedir savaşında) kurtulan kâfirler, aslâ zannetmesinler ki, azabımızdan kurtulmuşlardır. Onlar, kendilerine azabımızın ulaşmasından bizi âciz bırakamazlar.
Ali Ünal = Küfredenler, yaptıklarının yanlarına kalıp, kendilerini yakalayamayacağımızı ve böylece cezamızdan kaçabileceklerini katiyen düşünmesinler. Onlar, elimizden kurtulamazlar.
Bayraktar Bayraklı = İnkâr edenler, bizim elimizden kurtulup geçtiklerini sanmasınlar. Onlar bizi âciz bırakamazlar.
Bekir Sadak = Inkar edenler, asla one gectiklerini sanmasinlar, cunku onlar sizi aciz birakamiyacaklardir.
Celal Yıldırım = O inkâr edenler, öne geçtiklerini (ve geçeceklerini) hiç de sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi ve sizi) âciz bırakamazlar.
Cemal Külünkoğlu = İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Diyanet İşleri (eski) = İnkar edenler, asla öne geçtiklerini sanmasınlar, çünkü onlar bizi aciz bırakamıyacaklardır.
Diyanet Vakfi = İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Edip Yüksel = Kafirler, kurtulduklarını sanmasınlar. Kaçamazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o küfr edenler asla zannetmesinler ki ileri gitmişlerdir çünkü onlar âciz bırakamazlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve sakın küfredenler ileri gidip kurtulduklarını sanmasınlar, çünkü onlar aciz bırakamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O kâfirler ileri geçip kurtulduklarını sanmasınlar. Onlar kesinlikle (bizi) aciz bırakamazlar.
Gültekin Onan = Küfredenler kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Harun Yıldırım = Küfürlerinde bilinçli olarak ısrar eden kimseler kaçabileceklerini sanmasınlar, elbette ki onlar bizi aciz bırakamazlar.
Hasan Basri Çantay = O küfredenler (yakalarını kurtarıb) geçdiklerini ve (sizi) âciz bırakacaklarını asla zannetmesin (ler).
Hayrat Neşriyat = İnkâr edenler sakın öne geçtiklerini (kaçıp kurtulduklarını) sanmasınlar! Şübhe yok ki onlar (Allah’ı) âciz bırakamazlar.
İbni Kesir = Küfredenler; asla öne geçtiklerini ve bizi aciz bırakacaklarını sanmasınlar.
Kadri Çelik = Küfre sapanlar, asla öne geçtiklerini sanmasınlar; çünkü onlar (sizi) aciz bırakamayacaklardır.
Muhammed Esed = (Bunun için) o hakkı inkara şartlanmış olanlar, (Allahtan) kaçıp kurtulacaklarını sanmasınlar: (Onun murad ettiği şeyin gerçekleşmesine) asla engel olamayacaklar.
Mustafa İslamoğlu = Nitekim, küfre saplanan kimseler (Bizi) aşabileceklerini sanmasınlar. Unutmasınlar ki onlar (Allah'ı) atlatamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kâfirler asla zannetmesinler ki, ilerleyip kurtulmuşlardır. Şüphe yok ki, onlar aciz bırakamayacaklardır.
Ömer Öngüt = Kâfirler (kendilerini kurtarıp) geçtiklerini sanmasınlar. Şüphesiz ki onlar (Allah'ı) âciz bırakamazlar.
Şaban Piriş = O kafirler asla üstün geldiklerini sanmasınlar. Çünkü onlar (sizi) aciz bırakamazlar.
Sadık Türkmen = Inkâr eden saldırganlar, asla yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar aciz bırakamazlar.
Seyyid Kutub = Kâfirler sakın yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar bizi kesinlikle aciz bırakamazlar.
Suat Yıldırım = İnkâr edenler, öne geçtiklerini hiç zannetmesinler. Onlar elimizden kurtulamazlar.
Süleyman Ateş = İnkâr edenler (bizim elimizden kurtulup) geçtiklerini sanmasınlar. Onlar (bizi) âciz bırakamazlar.
Tefhim-ul Kuran = Küfre sapanlar, kaçıp kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar.
Ümit Şimşek = İnkâr edenler kimseyi atlattıklarını sanmasın; onlar Allah'ı âciz bırakamazlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Küfre sapanlar sakın öne geçtiklerini düşünmesinler. Onlar bizi âciz bırakamazlar.
İskender Ali Mihr = İnkâr edenler, sakın kurtulduklarını sanmasınlar. Muhakkak ki onlar, (Allah’ı) aciz bırakamazlar.
İlyas Yorulmaz = Doğruları inkar edenler zannetmesinler ki (antlaşmalara ihanet ederek) öne geçtiler. Onlar (başlarına geleceklere) engel olamayacaklar.