قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ هَلْ تَنقِمُونَ مِنَّا إِلاَّ أَنْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلُ وَأَنَّ أَكْثَرَكُمْ فَاسِقُونَ
Kul yâ ehlel kitâbi hel tenkımûne minnâ illâ en âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile min kablu ve enne ekserekum fâsıkûn(fâsıkûne).
kul | : de, söyle |
yâ ehle el kitâbi | : ey Kitab ehli, kitab sahipleri |
hel | : mi?, mı? |
tenkımûne | : çekemiyorsunuz, beğenmiyorsunuz |
min-nâ | : bizden, bizi |
illâ | : ancak, sadece ...’den başka |
en âmennâ | : âmenû olmamız (iman etmemiz) |
bi allâhi | : Allâh’a (cc.) |
ve mâ unzile ileynâ | : ve bize indirilen şeye |
ve mâ unzile | : ve indirilene |
min kablu | : önceden, daha önce |
ve enne | : ve muhakkak ki |
eksere-kum | : sizin çoğunuz |
fâsıkûne | : fâsıklar |
Diyanet İşleri = De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilâhî kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Ey kitap ehli, bizden hoşlanmayışınızın sebebi, ancak Allah'a ve bize indirilene ve bizden önce indirilenlere inanmamızdan başka bir şey mi ki? Ve sizin çoğunuz, buyruktan çıkmış kişilersiniz.
Abdullah Parlıyan = De ki: “Ey geçmiş vahyin izleyicileri! Yalnız Allah'a, bize indirilene, bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyor, bizde ayıp ve kusur buluyorsunuz? Oysa çoğunuz hak yolunu terkeden ve ilâhi sınırları aşan günâhkârlarsınız.”
Adem Uğur = (Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.
Ahmed Hulusi = De ki: "Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar, yalnızca hakikatimiz olan Allâh'a, bize inzâl olunana ve daha önce inzâl olunana iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Sizin ekseriyetiniz, yoldan çıkmışlardır!"
Ahmet Tekin = 'Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, yalnızca, Allah’a, bize indirilene, Kur’ân’a ve daha önce indirilenlere, diğer kutsal kitaplara inandığımız için mi, çoğunuz, doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkmış fâsık, âsi, bozguncu kimseler olduğunuz için mi bizi ayıplıyor, baskı ve işkence yaparak bizi cezalandırıyorsunuz?' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Ey kitap ehli! Sizin bizden hoşlanmamanızın sebebi, bizim Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olana iman etmemiz ve sizin çoğunuzun fasık olmasından başka bir şey midir?'
Ali Bulaç = De ki: "Ey Kitap Ehli, yalnızca Allah'a, bize indirilene ve önceden indirilene inanmamız ve sizin çoğunuzun fasıklar olmanız nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?"
Ali Fikri Yavuz = De ki, ey Ehl-i Kitab! Siz ancak şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Biz, Allah’a, bize indirilene ve bizden daha önce indirilmiş olana iman ettik de ondan. Sizin çoğunuz ise imandan çıkmış fâsıklarsınız.
Ali Ünal = De ki: “Ey Kitap Ehli! Siz, herhalde şu sebepten dolayı bizden hiç hoşlanmıyorsunuz: Biz, Allah’a, bize indirilen (Kur’ân)’a ve daha önce indirilmiş bulunan (Tevrat, İncil ve diğer Kitaplar)’a inanmaktayız; siz ise, çoğunluk itibariyle yoldan çıkmış fasıklarsınız.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: Ey Kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize ve bizden daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış insanlarsınız.
Bekir Sadak = De ki, «Ey kitab ehli! Allah'a, bize indirilene ve daha once indirilene inanmamizdan ve cogunuzun fasik olmasindan oturu mu bizden hoslanmiyorsunuz?»
Celal Yıldırım = De ki: Ey Kitap Ehli! Elbette Allah'a imân etmemizden, bize indirilene ve bizden önce indirilene inanmamızdan ve bir de çoğunuzun Allah yolundan çıktığınızdan dolayı öfkelenip bizden hoşlanmıyorsunuz.
Cemal Külünkoğlu = (Ey Resulüm! Yahudilere ve Hıristiyanlara) şöyle de: “Ey Ehl-i Kitap! Biz yalnızca Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilen(ler)e inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Sizin çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki, 'Ey kitap ehli! Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamızdan ve çoğunuzun fasık olmasından ötürü mü bizden hoşlanmıyorsunuz?'
Diyanet Vakfi = (Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.
Edip Yüksel = De: 'Kitaplılar! ALLAH'a, bize indirilene ve önceki indirilenlere inandık diye mi yoldan çıkmış olan çoğunluğunuzla bize karşı nefret besliyorsunuz?'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki ey Ehli kitâb siz sırf şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Biz Allaha iyman ettiğimiz gibi hem kendimize indirilene hem daha evvel indirilmiş olana iyman etmekteyiz, sizin ise ekseriniz fâsıksınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Ey kitap verilenler, siz yalnızca Allah'a inanmamızdan; bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamızdan, bir de çoğunuz doğru yoldan çıkmış olduğunuzdan dolayı bizden hoşlanmıyorsunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız».
Gültekin Onan = De ki: "Ey kitap ehli, yalnızca Tanrı'ya, bize indirilene ve önceden indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? (Oysa) Sizin çoğunuz fasıktır.
Harun Yıldırım = De ki: “Ey Kitap ehli! Yalnızca Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Muhakkak ki çoğunuz fasıksınız.”
Hasan Basri Çantay = De ki: «Ey ehl-i kitâb, sizin bizden hoşlanmayışınız (ın sebebi) Allaha (inandığımızdan) ve bize indirilenlerle daha evvel indirilenlere îman etdiğimizden ve sizin bir çoğunuzun da faasık kimseler olduğunuzdan başka (bir şey) değildir».
Hayrat Neşriyat = De ki: 'Ey ehl-i kitab! Sırf Allah’a, bize indirilen (Kitâb)a ve daha önce indirilenlere îmân etmemizden ve şübhesiz sizin çoğunuzun fâsık kimseler olmanızdan dolayı mı bizden hoşlanmıyorsunuz?'
İbni Kesir = De ki: Ey Ehl-i Kitab; bizden hoşlanmayışınız, ancak Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilenlere inanmamızdan ve sizin bir çoğunuzun da fasık kimseler olmanızdandır.
Kadri Çelik = De ki: “Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizi yadırgıyorsunuz? Şüphesiz çoğunuz fasık kimselersiniz.”
Muhammed Esed = De ki: "Ey geçmiş vahyin izleyicileri! (Yalnız) Allaha ve Allahın hem bize hem bizden öncekilere indirdiğine inandığımız için mi bizde kusur buluyorsunuz? (Yoksa bu, sadece) çoğunuzun sapkınlığından mı(dır)?"
Mustafa İslamoğlu = De ki: Ey önceki vahyin mensupları! Şimdi biz yalnızca Allah'a, bize ve bizden önce indirilen vahiylere iman ettik diye kusur mu işledik? Çoğunuzun yoldan çıktığı kesin bir gerçektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizden hoşlanmamanız, bizim Allah Teâlâ'ya ve bize indirilene ve daha evvel indirilmiş olana imân ettiğimizden ve sizin birçoğunuzun şüphesiz fâsık kimseler olmalarından dolayı mıdır?»
Ömer Öngüt = De ki: “Ey ehl-i kitap! Sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilenlere iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz. ”
Şaban Piriş = De ki: -Ey kitap ehli! Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene iman etmemizden ve çoğunuzun fasıklar olmasından dolayı mı bizden hoşlanmıyorsunuz?
Sadık Türkmen = De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olanlara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü, bizden hoşlanmıyorsunuz.”
Seyyid Kutub = De ki; «Ey Kitap Ehli, bizden hoşlanmamanızın sebebi Allah'a, bize indirilen kitaba ve daha önce indirilmiş olan kitaplara inanmamız ve de çoğunuzun fasık, yoldan çıkmış kimseler olmanız değil midir?
Suat Yıldırım = De ki: "Ey Ehl-i kitap! Sizin bizden hoşlanmayışınızın tek sebebi galiba şudur: Biz Allah’a iman ettiğimiz gibi, hem kendimize indirilen kitaba, hem de daha önce indirilen ilâhî kitaplara iman etmekteyiz. Sizin ise ekseriniz yoldan çıkmış fâsıksınız."
Süleyman Ateş = De ki: "Ey Kitap ehli, Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa sizin çoğunuz yoldan çıkmıştır."
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Ey Kitap Ehli, yalnızca Allah'a, bize indirilene ve önceden indirilene inanmamız ve sizin çoğunuzun fasıklar olmanız nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?»
Ümit Şimşek = De ki: Ey Kitap Ehli! Bizden hoşlanmayışınızın şundan başka bir sebebi mi var: Biz Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inanıyoruz; siz ise çoğunlukla yoldan çıkmış kimselersiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Ey Ehlikitap! Sadece şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Allah'a, bize indirilene, daha önce indirilene inanmışız. Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan sapmış olanlardır."
İskender Ali Mihr = Onlara şöyle söyle: “Ey Kitap ehli! Bizi, sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene îmân etmemizden dolayı mı çekemiyorsunuz? Ve muhakkak ki sizin çoğunuz fâsıklarsınız.”
İlyas Yorulmaz = Deki: Ey Kitap ehli! “Allah’a, bize ve bizden önce indirilmiş kitaplara inanmamızdan dolayı bizden intikam mı alıyorsunuz?” Mutlaka onların çoğu yoldan çıkan kimselerdir.