كَذَلِكَ وَأَوْرَثْنَاهَا بَنِي إِسْرَائِيلَ
Kezâlike, ve evresnâhâ benî isrâîl(isrâîle).
kezâlike | : işte böylece |
ve evresnâ-hâ | : ve ona varis kıldık |
benî isrâîle | : İsrailoğulları |
Diyanet İşleri = İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Böyle işte ve oralara İsrâiloğullarını mîrasçı kıldık.
Abdullah Parlıyan = Olaylar böylece gelişti ve bu iş, böylece bitti. İsrailoğullarını onların yerine mirasçı kıldık.
Adem Uğur = Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.
Ahmed Hulusi = İşte böyle. . . (Sonunda) onlara (Firavun hanedanına) İsrailoğullarını vâris kıldık.
Ahmet Tekin = İşte biz böyle yaparız. Bütün bunları İsrâiloğulları’na miras olarak bıraktık.
Ahmet Varol = İşte böyle. Bunlara İsariloğullarını mirasçı kıldık.
Ali Bulaç = İşte böyle; bunlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Ali Fikri Yavuz = İşte böyle yaptık ve onlara İsraîloğullarını mirascı kıldık.
Ali Ünal = Her şey, işte böyle cereyan etti. Sonunda, benzer büyük nimetleri İsrail Oğullarına bahşettik.
Bayraktar Bayraklı = (57-60) Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Bekir Sadak = (57-59) Ama biz Firavun ve adamlarini bahcelerden, pinar baslarindan, hazinelerden ve serefli makamlardan cikardik. Boylece oralara Israilogullarini mirasci kildik.
Celal Yıldırım = Böylece İsrail oğulları'nı (onların yerine) vâris kıldık.
Cemal Külünkoğlu = (57-59) Biz de onları (Firavun ve kavmini Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık. Ve hazinelerden ve güzelim yerlerden ettik. İşte böylece, İsrailoğullarını onlara mirasçı kıldık.
Diyanet İşleri (eski) = (57-59) Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Diyanet Vakfi = Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.
Edip Yüksel = Daha sonra onları İsrail oğullarına miras yaptık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve onları Beni İsraile miras kıldık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ve onlan İsrail oğullarına miras kıldık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık.
Gültekin Onan = İşte böyle; bunlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Harun Yıldırım = Böylece, bunlara İsrailoğullarını mirasçı yaptık.
Hasan Basri Çantay = İşte (çıkarışımız) böyle oldu ve onlara İsrâîl oğullarını mîrascı kıldık.
Hayrat Neşriyat = İşte böyle! Artık oralara İsrâiloğullarını vâris kıldık!
İbni Kesir = Böylece onlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Kadri Çelik = İşte böyle yaptık ve bunlara İsrail oğullarını mirasçı kıldık.
Muhammed Esed = Olaylar böyle gelişti; fakat (Firavun'un çekip aldığı bütün) bu şeylere (zaman içinde) İsrailoğulları'nın yeniden kavuşmasını sağladık.
Mustafa İslamoğlu = Her şey işte böyle olup bitti. Sonuçta Biz İsrailoğullarını, onlardan geriye kalanlara mirasçı kıldık.
Ömer Nasuhi Bilmen = (58-59) «Ve hazinelerden ve pürnîmet bir makamdan (mahrum bıraktık).» İşte böyle oldu ve bunları (bu nîmetleri) İsrailoğullarına miras kıldık.
Ömer Öngüt = Böylece onlara İsrâiloğullarını mirasçı yaptık.
Şaban Piriş = Böylece, onlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Sadık Türkmen = Işte böyle! Onlara İsrailoğulları’nı mirasçı kıldık.
Seyyid Kutub = Böylece bunlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Suat Yıldırım = Bu olay böylece tamamlandı. Bahsedilen bütün o nimetlere İsrailoğullarını mirasçı yaptık.
Süleyman Ateş = Böylece bunları İsrâil oğullarına mirâs yaptık.
Tefhim-ul Kuran = İşte böyle; bunlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Ümit Şimşek = Onları böylece çıkardık; yerlerine de İsrailoğullarını vâris kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk = Böylece oralara İsrailoğullarını vâris kıldık.
İskender Ali Mihr = İşte böylece onlara (onların ülkesine), İsrailoğulları’nı varis kıldık.
İlyas Yorulmaz = Böylece biz orayı İsrail oğullarına mirasçı kılmıştık.