وَإِن مَّن قَرْيَةٍ إِلاَّ نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ أَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَدِيدًا كَانَ ذَلِك فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
Ve in min karyetin illâ nahnu muhlikûhâ kable yevmil kıyâmeti ev muazzibûhâ azâben şedîdâ(şedîden), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ(mestûran).
ve in | : ve ise, olursa |
min karyetin | : bir ülke, bir şehir |
illâ | : ancak, yalnız (öyle olur) |
nahnu | : biz |
muhlikû-hâ | : onu helâk edenler, helâk ediciler |
kable | : önce |
yevmi el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
ev | : veya |
muazzibû-hâ | : ona azap ediciler, azap edenler |
azâben şedîden | : şiddetli azap |
kâne | : oldu |
zâlike | : işte bu |
fî el kitâbi | : kitapta (vardır) |
mestûren | : yazılmış, yazılı (satırlandırılmış) olarak |
Diyanet İşleri = Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edeceğiz, ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış bulunuyor.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hiçbir şehir yoktur ki biz o şehri, kıyâmetten önce helâk edip hâk ile yeksan etmeyelim, yahut şiddetli bir azâba uğratmayalım. Bu, kitapta yazılmıştır, taktîr edilmiştir.
Abdullah Parlıyan = Kıyamet günü gelmeden önce, helak edip ortadan kaldırdığımız veya zorlu bir azapla azaplandırdığımız hiçbir toplum yoktur ki, bunların hepsinin durumları, bir kitapta yazılı olmuş olmasın, yani herşey ve herkes, Allah'ın koyduğu değişmez yasalara bağlıdır.
Adem Uğur = Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır.
Ahmed Hulusi = Hiçbir ülke yoktur ki, kıyamet sürecinden önce, biz onun yok edicileri yahut da şiddetli bir azap ile azap edicileri olmayalım! İşte bu, Kitap'ta (İLİM mertebesinde - Sünnetullah'ta - levhi mahfuz'da) detaylarıyla yazılmıştır.
Ahmet Tekin = Kıyamet gününden önce, bizim kesinkes helâk etmeyeceğimiz veya ağır bir ceza ile cezalandırmayacağımız hiçbir memleket yoktur. Bu, sicilde, bilgi işlem merkezinde, Levh-i Mahfuz’da yazılmıştır.
Ahmet Varol = Bizim kıyamet gününden önce helak etmeyeceğimiz veya şiddetli bir azabla azaplandırmayacağımız hiç bir ülke (memleket) yoktur. Şüphesiz bu, Kitap'ta [2] yazılıdır.
Ali Bulaç = Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.
Ali Fikri Yavuz = Hiç bir memleket (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu (öldürerek) helâk etmiyelim, yahut şiddetli bir azab ile azablandırmıyalım. Bu, Levh-i Mahfuzda yazılıdır.
Ali Ünal = Kıyamet Günü’ne kadar (halkının yaşayışı ve zulümleri sebebiyle) hangi memleketi helâk etmiş veya (iç savaş, içtimaî yozlaşma ve yabancı işgali türünden herhangi bir yolla) çetin bir azaba uğratmış olmayalım ki, mutlaka Kitap’ta yazılı bulunmasın.
Bayraktar Bayraklı = Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce toplumsal bozulmadan dolayı ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde onlara azap edeceğiz. Bu, kitapta yazılıdır.
Bekir Sadak = Kiyamet gununden once ortadan kaldirmayacagimiz veya cetin azaba ugratmayacagimiz bir sehir yoktur. Bu, kitap'da yazilidir.
Celal Yıldırım = Hiçbir şehir-kasaba yoktur ki, biz onu Kıyametten önce yok etmiyelim veya şiddetli bir azaba uğratmıyalım. Bu, o kitap (Levh-i Mahfûz) da yazılı bulunuyordur.
Cemal Külünkoğlu = Ne kadar memleket varsa hepsini kıyamet gününden önce (günahkârca gidişinden ötürü) ya yok edeceğiz ya da şiddetli bir azapla cezalandıracağız. İşte bu, Kitap'ta (Levh-i Mahfuz'da) yazılıdır.
Diyanet İşleri (eski) = Kıyamet gününden önce ortadan kaldırmayacağımız veya çetin azaba uğratmayacağımız bir şehir yoktur. Bu, Kitap'da yazılıdır.
Diyanet Vakfi = Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır.
Edip Yüksel = Hiç bir ülke yok ki diriliş gününden önce onu yok edecek veya şiddetli bir biçimde cezalandıracak olmayalım. Bu, kitapta yazılmış bulunuyor.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hiç bir memleket de yoktur ki biz onu Kıyamet gününden evvel helâk edecek veya şiddetli bir azâb ile ta'zib eyliyecek olmıyalım, kitabda bu mestur bulunuyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hiçbir memleket yoktur ki, Biz onu kıyamet gününden önce helak etmeyelim veya şiddetli bir azap ile cezalandırmayalım; Kitab' da bu yazılı bulunuyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hiç bir şehir (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim, yahut şiddetli bir azab ile azablandırmayalım. Bu, Kitap'ta (Levh- i Mahfuzda) yazılıdır.
Gültekin Onan = Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.
Harun Yıldırım = Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levhi mahfuz'da) yazılıdır.
Hasan Basri Çantay = Hiçbir memleket haaric olmamak üzere biz onları kıyamet günündün evvel ya helak edeceyiz, yahud şiddetli bir azâb ile azâblandıracağız. Bu, o kitabda (böylece) yazılıdır.
Hayrat Neşriyat = Hiçbir şehir yoktur ki, biz kıyâmet gününden önce helâk edicileri veya şiddetli bir azâb ile azâb edicileri olmayalım. Bu, kitabda (Levh-i Mahfûz’da) yazılmıştır.
İbni Kesir = Hiç bir kasaba yoktur ki; kıyamet gününden önce Biz, onu helak edecek veya şiddetli bir azabla azablandıracak olmayalım. Bu, Kitab'da yazılmıştır.
Kadri Çelik = Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azap edeceğiz. Bu hüküm kitapta yazılıdır.
Muhammed Esed = Ve (unutmayın ki), Kıyamet Günü'nden önce ortadan kaldırmayacağımız ya da (günahkarca gidişinden ötürü) zorlu bir azapla azaplandırmayacağımız bir toplum yoktur; bu (olacakların) hepsi kitabımızda yazılıdır.
Mustafa İslamoğlu = Ve (yoldan çıkmış) hiçbir toplum yoktur ki, Biz onun helakını Kıyamet Günü'nden önce kararlaştırmamış, ya da şiddetli bir azap ile cezalandırmamış olalım: Bu daha baştan kayıt altına alınmış ilahi yasa gereğidir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve hiçbir ülke yoktur ki, illâ onu Kıyamet gününden evvel Biz ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azap ile muazzep kılarız. Bu, kitapta yazılmış bulunmaktadır.
Ömer Öngüt = Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız. Bu, kitapta (Levh-i mahfuz'da) yazılıdır.
Şaban Piriş = Kıyamet gününden önce helak etmeyeceğimiz veya şiddetli bir azapla cezalandırmayacağımız bir ülke yoktur. Kitapta yazılı olan işte budur.
Sadık Türkmen = Ne kadar ülke varsa, Biz kıyamet gününden önce hangi ülkeyi/kenti batırmışsak veya şiddetli bir azap ile azap etmişsek; kütüğün/kitabın içine satır satır yazılıyor.
Seyyid Kutub = Kıyamet gününden önce her şehri ya yıkacak ya da ağır azaba uğratacağız. Bu hüküm kitapta yazılıdır.
Suat Yıldırım = Hiç bir şehir yoktur ki kıyamet gününden önce Biz orayı imha etmeyelim veya şiddetli bir azaba uğratmayalım. Bu, kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılıdır.
Süleyman Ateş = Hiçbir kent yoktur ki biz, kıyâmet gününden önce onu yok edecek, yahut ona şiddetli bir şekilde azâbedecek olmayalım. Bu, Kitapta yazılmıştır.
Tefhim-ul Kuran = Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.
Ümit Şimşek = Hiçbir belde yoktur ki, kıyamet gününden önce onu yok etmiş veya şiddetli bir azaba uğratmış olmayalım. Bu, kitapta böylece yazılmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk = Hiçbir kent/medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap'ta satır satır yazılmış bulunuyor.
İskender Ali Mihr = Eğer bir şehir (helâk olacaksa), kıyâmet gününden önce onun helâk edicisi ancak Biziz. Veya onun (şehir halkının) şiddetli azap edicisi Biziz. İşte bu, Kitap’ta yazılıdır.
İlyas Yorulmaz = Kıymet gününden önce nice yok ettiğimiz veya şiddetli bir şekilde azap ettiğimiz şehirler var. Bunların hepsi bir kitaba yazılmıştır.