وَيَجْعَلُونَ لِلّهِ الْبَنَاتِ سُبْحَانَهُ وَلَهُم مَّا يَشْتَهُونَ
Ve yec’alûne lillâhil benâti subhânehu ve lehum mâ yeştehûn(yeştehûne).
ve yec’alûne | : ve kılıyorlar, yapıyorlar, isnad ediyorlar |
li allâhi | : Allah’a |
el benâti | : kızlar |
subhâne-hu | : o sübhandır, münezzehtir |
ve lehum | : ve onlarındır (kendilerinindir) |
mâ yeştehûne | : beğendikleri (tercih ettikleri) |
Diyanet İşleri = Onlar, kızları Allah’a nispet ediyorlar -ki O, bundan uzaktır- kendilerine ise, canlarının istediğini.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hâşâ, münezzehtir o, kızları olduğunu söylerler Allah'ın, hoşlarına gidenlerse kendilerinindir onlarca.
Abdullah Parlıyan = Bir de Allah'a kızlar yakıştırırlar. O böyle şeylerden münezzehtir. Kendilerine ise, canlarının istediği oğulları seçmek isterler.
Adem Uğur = Onlar, kızların Allah'a ait olduğunu iddia ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor.
Ahmed Hulusi = Kız çocuklarını da Allâh'a nispet ederler. . . Subhan'dır "HÛ"! ("HÛ", münezzehtir bu yakıştırmadan)! Hoşlarına gideni de (erkek çocukları) kendilerine. . .
Ahmet Tekin = Onların, kızların Allah’a ait olduğunu iddia ediyorlar. Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de, erkek çocuklar da kendilerinin oluyormuş.
Ahmet Varol = Şanı yüce olan Allah'a kızlar isnad ediyorlar; kendilerine de hoşlandıklarını
Ali Bulaç = Ve Allah'a kızlar isnad ediyorlar, (haşa) O yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) da kendilerinindir.
Ali Fikri Yavuz = Hem Allah’a kızlar da isnad ediyorlar (Melekler Allah’ın kızlarıdır, diyorlar.) Haşâ, Allah bunlardan münezzehtir. Tuhaf şey! Halbuki kendilerinin istediği oğlan çocuktur.
Ali Ünal = Ayrıca, Allah’a kızlar isnat ediyor –mutlak münezzehtir O çocuklar sahibi olmaktan– ve pek sevdikleri (erkek) çocukları ise kendilerine yakıştırıyorlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, kızların Allah'a ait olduğunu iddia ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan uzaktır. Beğendikleri de kendilerinin oluyor.[271]
Bekir Sadak = Begendikleri erkek cocuklari kendilerine; kizlari da Allah'a malediyorlar. O bundan munezzehtir.
Celal Yıldırım = Bir de Allah'a kızlar nisbet ederler; O bundan pâk ve yücedir. Kendilerine ise canlarının istediğini (nisbet ederler).
Cemal Külünkoğlu = Allah'ın kızları olduğunu iddia ediyorlar (melekleri Allah'ın kızları sanıyorlar). Haşa! O, bundan (çocuğu olmaktan) münezzehtir. Hoşlandıkları (erkek çocukları)nı ise kendilerine yakıştırıyorlar.
Diyanet İşleri (eski) = Beğendikleri erkek çocukları kendilerine; kızları da Allah'a malediyorlar. O bundan münezzehtir.
Diyanet Vakfi = Onlar, kızların Allah'a ait olduğunu iddia ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor.
Edip Yüksel = Yüce ALLAH'a kızları ayırıyorlar; kendilerine de hoşlandıklarını..
Elmalılı Hamdi Yazır = Allaha kızlar da isnad ediyorlar, hâşâ o sübhane, kendilerine ise canlarının istediği
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'a kızlar isnat ediyorlar O, bundan münezzehtir kendilerine ise canlarının istediğini.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, Allah'a kızlar isnad ediyorlar. O, bundan münezzehtir. Kendilerine ise erkek çocukları isnad ederler.
Gültekin Onan = Ve Tanrı'ya kızlar isnad ediyorlar, (haşa) O yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) da kendilerinindir.
Harun Yıldırım = Onlar, kızların Allah'a ait olduğunu iddia ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de kendilerinin oluyor.
Hasan Basri Çantay = Bir de onlar Allaha kızlar isnâd ederler. Haaşâ, O (nun şanı) münezzehdir. Kendilerinin candan isteyegeldikleri (oğlan çocuğuna gelince:) bu da onlarındır!
Hayrat Neşriyat = Hem Allah’a kızları isnâd ediyorlar! (Hâşâ!) O, bundan (da, Îsâ ve Uzeyr gibi erkek çocuktan da) münezzehtir; kendilerine ise beğendiklerini (erkek çocuklarını dilerler).
İbni Kesir = Onlar; Allah'a kızlar isnad ederler. O'nun sanı yücedir. Hoşlandıkları da kendilerinindir.
Kadri Çelik = Ve Allah'a kızlar karar kılıyorlar; (hâşâ!) O yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) ise kendilerinin oluyor!
Muhammed Esed = Ayrıca, kızları Allah'a yakıştırırken -oysa O tüm beşeri bağlardan uzaktır, yücedir- kendileri için (sanki buna güçleri yetermiş gibi) hoşlarına gideni (seçmek isterler):
Mustafa İslamoğlu = Üstelik kızları Allah'a isnat ederken, -haşa, beşeri niteliklerden uzak aşkın bir varlıktır O- beğendiklerini ise kendilerine ayırıyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Allah için kızlar isnat edinirler. Hâşâ! O münezzehtir. Kendileri için ise arzu ettiklerini (isnat ederler).
Ömer Öngüt = Onlar kızları Allah'a isnad ederler. Hâşâ! O bundan münezzehtir! Hoşlandıkları (erkek çocukları) da kendilerinin oluyor.
Şaban Piriş = Allah’a kızları isnat ederler. O, bundan uzaktır. Kendilerine de arzu ettiklerini..(erkek çocukları)
Sadık Türkmen = Ve Allah’a kızlar isnat ediyorlar! O; hiçbir kusuru, eksiği olmayandır. Kendilerine canlarının çektiği ha!..
Seyyid Kutub = Onlar, Allah'a kız çocuklarını mal ederler ki, O bu yakıştırmadan uzaktır, canlarının istediği erkek çocuklarını ise kendilerine ayırırlar.
Suat Yıldırım = Allah’ın kızları olduğunu iddia ediyorlar. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Hoşlandıkları erkek çocuklarını ise kendilerine yakıştırırlar.
Süleyman Ateş = O şânı yüce Allah'a kızları veriyorlar (melekleri Allâh'ın kızları sanıyorlar) da kendilerine hoşlandıkları(erkek çocukları)nı (alıyorlar). (Kız çocuklarından arlanıyorlar. Peki ama neden arlandıkları şeyleri Allah'a lâyık görüyorlar?)
Tefhim-ul Kuran = Ve Allah'a kızlar isnad ediyorlar, (haşa) O yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) da kendilerinindir.
Ümit Şimşek = Evlât edinmekten münezzeh olduğu halde, Allah'a kız çocuklarını yakıştırıyor, hoşlarına gideni ise kendilerine ayırıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Tutuyor, Allah'a kızları nispet ediyorlar. Hâşâ! O, bunlardan arınmıştır. İştah duydukları şeyler de kendilerinin mi?
İskender Ali Mihr = Ve Allah’a, kızlar isnat ediyorlar. O, Sübhan’dır (Allah çocuk edinmekten münezzehtir). Ve beğendikleri (tercih ettikleri; erkek çocuklar) ise kendilerinin (onların) oluyor.
İlyas Yorulmaz = Kızlar Allah’a aittir yakıştırmasını yapıyorlar. Allah, onların canlarının istediği şeylere sahip olmaktan çok uzaktır.