وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
Ve mâ erselnâke illâ mubeşşiran ve nezîrâ(nezîren).
ve mâ erselnâ-ke | : ve biz seni göndermedik |
illâ | : den başka, sadece |
mubeşşiren | : müjdeleyici olarak |
ve nezîren | : ve uyarıcı olarak |
Diyanet İşleri = Biz, seni ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve biz seni, ancak müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik.
Abdullah Parlıyan = Bununla birlikte ey peygamber! Biz seni yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Adem Uğur = (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ahmed Hulusi = Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak irsâl ettik.
Ahmet Tekin = Biz seni ancak rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici; sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirip gönderdik.
Ahmet Varol = Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Bulaç = Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.
Ali Fikri Yavuz = Halbuki biz, seni ancak, müminlere bir müjdeci, kâfirlere bir korkutucu olarak gönderdik.
Ali Ünal = Ama Biz seni (ey Rasûlüm, insanların hidayetinden ve günahlarından sorumlu olarak değil,) ancak (iman ve salih amelin karşılığında af, rahmet ve mükâfatımızla) müjdeleyici ve (her türlü dalâlet yollarına ve bu yolların sonuçlarına karşı) uyarıcı olarak gönderdik.
Bayraktar Bayraklı = Biz seni, ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Bekir Sadak = Biz seni sadece mujdeci ve uyarici olarak gonderdik.
Celal Yıldırım = Biz seni ancak (rahmet, gufran ve ebedî saadet) müjdecisi ve (eğri yolun felâkete, bedbahtlığa gittiğini bildiren) uyarıcı olarak gönderdik.
Cemal Külünkoğlu = Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet İşleri (eski) = Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Edip Yüksel = Biz seni bir müjdeleyici ve uyarıcı olmaktan başka bir görevle göndermedik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Halbuki seni mahzâ bir mübeşşir ve nezîr olarak gönderdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Halbuki seni ancak bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Gültekin Onan = Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik
Harun Yıldırım = (Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Hasan Basri Çantay = Biz seni (müminlerin) bir müjdeci (si), (kâfirlerin) bir korkutucu (su) olmakdan başka (bir sıfatla) göndermedik.
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Seni ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik.
İbni Kesir = Biz; seni, sadece bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Kadri Çelik = Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.
Muhammed Esed = Bununla birlikte, (ey Peygamber,) Biz seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Mustafa İslamoğlu = Ve Biz seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen = Biz seni göndermedik, ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak (gönderdik).
Ömer Öngüt = Resulüm! Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Şaban Piriş = Biz, seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Sadık Türkmen = Biz seni müjdeci ve uyarıcı olmaktan başka bir şey için göndermedik.
Seyyid Kutub = Ey Muhammed, biz seni sırf müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Suat Yıldırım = Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Süleyman Ateş = Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Tefhim-ul Kuran = Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.
Ümit Şimşek = Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
İskender Ali Mihr = Ve Biz, seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
İlyas Yorulmaz = Biz seni yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.