قَالَ اجْعَلْنِي عَلَى خَزَآئِنِ الأَرْضِ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٌ
Kâlec’alnî alâ hazâinil ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun).
kâle ic’al-ni | : beni (sorumlu) kıl dedi |
alâ | : üzerine |
hazâin el ardı | : bu yerin hazineleri |
in-ni | : muhakkak ben |
hafîzun | : iyi koruyan |
alîmun | : iyi bilen |
Diyanet İşleri = Yûsuf, “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yûsuf, beni ülkenin hazînelerine memûr et, şüphe yok ki ben onları iyi korurum ve ne yapacağımı bilirim dedi.
Abdullah Parlıyan = Yûsuf: “Beni, yeryüzünün hazineleri üzerinde görevlendirin; güvenilir, bilgili bir gözcü ve koruyucu olacağımdan emin olabilirsiniz” dedi.
Adem Uğur = Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim dedi.
Ahmed Hulusi = (Yusuf) dedi ki: "Beni ülkenin hazinedarı yap. Kesinlikle ben güvenilir ve bilgili bir kişiyim. "
Ahmet Tekin = Yûsuf da, Kral’a:'Beni, ülkenin hazinelerinin, depolarının, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tasarrufunun, devletin başına getir. Ben iyi korurum. Bunların dağıtım, kayıt ve koruma işlerini iyi bilirim.' dedi.
Ahmet Varol = (Yusuf): 'Beni ülkenin hazinelerinin başına getir. Şüphesiz ben iyi koruyucu ve iyi bilen biriyim' dedi.
Ali Bulaç =
Ali Fikri Yavuz = Yûsuf şöyle dedi: “- Beni Mısır’ın hazineleri üzerine memur et; çünkü, ben iyi korur, iyi bilirim.”
Ali Ünal = Yusuf, “Beni bu ülkede hazinelerin başına getir. Çünkü ben, her bakımdan güvenilir, onları çok iyi koruyacak ve bu işi de çok iyi bilen biriyim.” teklifinde bulundu.
Bayraktar Bayraklı = Yûsuf, “Beni ülkenin hazineleri üstüne bakan tayin et! Çünkü ben onları çok iyi korurum; bu işi bilirim” dedi.
Bekir Sadak = Yusuf: Beni memleketin hazinelerine memur et, cunku ben korumasini ve yonetmesini bilirim» dedi.
Celal Yıldırım = Yûsuf ona: «Beni Mısır hazineleri üzerine görevlendir; çünkü ben hem çok iyi bir koruyucuyum, hem de (yerli yerince harcamasını) iyi bilenim» dedi.
Cemal Külünkoğlu = Yusuf: “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi de bilirim” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = Yusuf: 'Beni memleketin hazinelerine memur et, çünkü ben korumasını ve yönetmesini bilirim' dedi.
Diyanet Vakfi = «Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim» dedi.
Edip Yüksel = Dedi ki: 'Beni ülkenin maliye işlerinin başına getir. Kuşkusuz ben iyi korur, iyi bilirim,' dedi
Elmalılı Hamdi Yazır = Dedi: beni Arz hazineleri üzerine me'mur et, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dedi ki: «Beni ülke hazineleri üzerine memur et, çünkü ben iyi korur, iyi bilirim!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O da, ona dedi ki: «Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim.»
Gültekin Onan = (Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim."
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Beni ülkenin hazineleri üzerine tayin et. Çünkü ben bir koruyucuyum, bilenim.”
Hasan Basri Çantay = (Yuusuf): «Beni memleketin hazineleri üzerine (me'mur) et. Çünkü ben onları iyice korumıya muktedirim, (bütün tasarruf şekillerini de) bilenim» dedi.
Hayrat Neşriyat = (Yûsuf:) 'Beni memleketin hazînelerinin başına getir! Çünki ben iyi muhâfaza eden, (idâresini) iyi bilen bir kimseyim' dedi.
İbni Kesir = Dedi ki: Beni memleketin hazineleri üzerine tayin et. Çünkü ben, onları iyi korurum, bilirim.
Kadri Çelik = (Yusuf) Dedi ki: “Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.”
Muhammed Esed = (Yusuf:) "Beni ülkenin hazineleri üzerinde görevlendir(in)" dedi, "güvenilir, bilgili bir gözcü, bir koruyucu olacağımdan emin olabilirsin(iz)".
Mustafa İslamoğlu = (Yusuf) şu talepte bulundu: "Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir! Benim onu çok iyi koruyacağıma, bu konudaki bilgi ve birikimime güvenebilirsiniz."
Ömer Nasuhi Bilmen = Hazret-i Yûsuf da dedi ki: «Beni yurdun hazineleri üzerine memur et, muhakkak ki ben iyice koruyucu, iyice biliciyim.»
Ömer Öngüt = (Yusuf) “Beni memleketin hazinelerine memur et! Çünkü ben onları çok iyi korurum ve bu işi bilirim. ” dedi.
Şaban Piriş = (Yusuf): -Beni memleketin hazinelerine memur et, çünkü ben korumasını ve yönetmesini bilirim, dedi.
Sadık Türkmen = Dedi ki: “Beni ülkenin hazineleri üzerine yetkili kıl. Çünkü ben iyi korurum, (yönetimi/ekonomiyi/mali ve iktisadi konuları) iyi bilirim!”
Seyyid Kutub = Yusuf, krala «Beni ülkenin hazinelerini yönetmekle görevlendir. Çünkü ben hazinelerinizi titizlikle korurum ve onların nasıl yönetileceğini iyi bilirim.
Suat Yıldırım = Yusuf: "Beni ülkenin hazine işlerinden sorumlu bakan olarak görevlendir, dedi. Çünkü ben malları iyi korur, işletme ve yönetimi iyi bilirim." dedi.
Süleyman Ateş = (Yûsuf, krala): "Beni ülkenin hazineleri üstüne bakan yap. Çünkü ben (onları) iyi korur, (yönetmesini) iyi bilirim." dedi.
Tefhim-ul Kuran = (Yusuf) Dedi ki: «Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim.»
Ümit Şimşek = Yusuf 'Ülkenin hazinelerine beni memur et,' dedi. 'Ben bu işi bilen ve hazineyi koruyacak bir kimseyim.'
Yaşar Nuri Öztürk = Yûsuf dedi ki: "Beni ülke hazinelerine bakan yap. Ben iyi bir koruyucuyum; bilgiliyim."
İskender Ali Mihr = (Yusuf a.s) şöyle dedi: “Beni bu yerin hazineleri üzerine sorumlu kıl! Muhakkak ki; ben iyi korurum, iyi bilirim.”
İlyas Yorulmaz = Yusuf melike “Beni, yer hazinelerinin sorumlusu yap. Onları korumasını iyi bilirim” dedi.