مِن دُونِهِ فَكِيدُونِي جَمِيعًا ثُمَّ لاَ تُنظِرُونِ
Min dûnihî fe kîdûnî cemîan summe lâ tunzırûni.
min dûni-hi | : ondan başka |
fe kîdû-nî | : haydi bana tuzak kurun |
cemîan | : hepiniz, hepsi |
summe | : sonra |
lâ tunzırû-ni | : bana mühlet vermeyin, beni bekletmeyin |
Diyanet İşleri = (54-55) Biz sadece şunu söyleriz: “Seni, ilâhlarımızdan biri fena çarpmış.” Hûd, dedi ki: “İşte ben Allah’ı şâhit tutuyorum. Siz de şâhit olun ki, ben sizin Allah’ı bırakıp da O’na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onu bırakıyor da taptıklarınızı ona eş tutuyorsunuz, uzağım onlardan, hadi, hepiniz, aleyhime düzen kurun, sonra da hiç göz açtırmayın bana.
Abdullah Parlıyan = Yani, O Allah'tan başkalarını! Haydi bana karşı hepiniz istediğiniz kadar tuzak kurun ve bana hiç göz açtırmayın.
Adem Uğur = O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım). Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!
Ahmed Hulusi = "O'na denk kabul ederek (ortak saydıklarınızla). . . Hadi hepiniz bana tuzak kurun, sonra hiç mühlet vermeyin. "
Ahmet Tekin = 'Allah’tan başka, yarattıkları içinden tanrı diye taptıklarınızla bir ilgim yok. Haydi hepiniz bana kötülük yapmak için gizli planlar yapın, savaş açın, sonra da bana mühlet vermeyin.' dedi.
Ahmet Varol = O'ndan başka (taptıklarınızdan uzağım). Haydi hep birlikte bana karşı tuzak kurun; sonra bana hiç mühlet vermeyin.
Ali Bulaç = "O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."
Ali Fikri Yavuz = (54-55) Ancak şunu söyleriz ki, ilâhlarımıza sövdüğünden onların bazısı, muhakkak seni bir fenalıkla (cinnet ve hezeyanla) çarpmıştır.” Hûd: “- İşte ben Allah’ı şâhid tutuyorum ve siz de şâhid olun ki, ben, Allah’dan başka ona koştuğunuz ortakların hiç birini tanımıyorum; onlardan beriyim. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bir an bile müsaade etmeyin.
Ali Ünal = “(İlâh ve Ma’bud olarak) yalnız O’nu kabûl etmeyip de O’na ortak saydığınız hiç bir şeyi. Eğer buna bir diyeceğiniz varsa, toplanın bir araya ve bana istediğiniz tuzağı kurun; kurun da, bana hiç göz açtırmayın.
Bayraktar Bayraklı = “O'ndan başka taptıklarınızın hepsinden uzağım. Haydi, hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin.”
Bekir Sadak = (54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud: «Dogrusu ben Allah'i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O'nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O'na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi.
Celal Yıldırım = Artık hep birlikte benim için dilediğiniz tuzağı kurun, sonra da bana hiç süre tanımayın.
Cemal Külünkoğlu = (54-55) Bizim sana sözümüz ancak şudur: “Tanrılarımızdan bir kısmı seni fena halde çarpmıştır.” O da: “Ben, Allah'ı şahit tutuyorum ve siz de şahit olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Haydi, hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da (elinizden gelirse) bana göz açtırmayın.”
Diyanet İşleri (eski) = «O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre de tanımayın.»
Diyanet Vakfi = «O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım). Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!»
Edip Yüksel = "Allah dışındaki tanrılarınızdan uzağım. Hadi, hep birlikte bana tuzak kurun, bana hiç göz açtırmayın."
Elmalılı Hamdi Yazır = (54-55) Yalnız deriz ki her halde ilâhlarımızın ba'zısı seni fena çarpmış, dedi ki: işte ben Allahı işhad ediyorum siz de şâhid olun, işte ben ondan başka koştuğunuz şeriklerin hiç birini tanımıyorum, artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana bir lâhza müsade de etmeyin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (54-55) Biz yalnız «herhalde Tanrılarımızın bazısı seni fena çarpmış.» deriz. Hud: «Ben Allah'ı şahit gösteriyorum, siz de şahit olun ki, ben ondan başka, ona ortak koştuklarınızdan hiçbirini tanımıyorum; artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra da bana bir an bile süre tanımayın!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «O'ndan başka herşeyden uzağım, artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra hiç bekletmeyin.
Gültekin Onan = "O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın."
Harun Yıldırım = “O’nun dışındakilerden. Artık hepiniz bana tuzak kurun. Bundan sonra bana bir mühlet de vermeyin.”
Hasan Basri Çantay = (54-55) Biz «Tanrılarımızdan kimi seni fena çarpmış» (demekden) başka (bir şey) söylemeyiz. (Hûd) dedi: «Allâhı hakıykî şâhid gösteririm ve siz de şâhid olun ki ben sizin Allâhı bırakıb da Ona ortak tutmakda devam etdiğiniz şeylerden kat'iyyen uzağım. Artık bana topyekûn istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana mühlet de vermeyin».
Hayrat Neşriyat = (54-55) '(Biz senin hakkında) ancak: 'İlâhlarımızdan bazısı seni fenâ çarpmış’ diyoruz.' (Hûd) dedi ki: 'Şübhesiz ben (ise) Allah’ı şâhid tutuyorum; (siz de) şâhid olun ki doğrusu ben, sizin O’nu (Allah’ı) bırakıp da şirk koşmakta olduğunuz şeylerden uzağım! Artık (isterseniz) hep berâber bana tuzak kurun; sonra (da) bana hiç mühlet vermeyin!'
İbni Kesir = Hepiniz birlikte tuzak kurun bana. Sonra da hiç müsade etmeyin.
Kadri Çelik = “O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım). Haydi, hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!”
Muhammed Esed = yani, O'ndan başkalarını! Haydi, bana karşı topunuz (istediğiniz kadar) tuzak kurun, elinizden geleni ardınıza komayın!
Mustafa İslamoğlu = (tabii ki) Allah dışındaki... Haydi artık topunuz bana tuzak kurun; sonra da bana soluk aldırmayın!
Ömer Nasuhi Bilmen = «O'nun gayrı, artık bana karşı istediğiniz mekr ve hileyi cümleten yapınız, sonra bana asla bakmayınız.»
Ömer Öngüt = “O'nu bırakıp da (şirk koştuğunuz şeylerin hepsinden uzağım). Hepiniz birlikte bana dilediğiniz tuzağı kurun, sonra da bana hiç süre tanımayın. ”
Şaban Piriş = O’ndan başka bana tüm tuzağınızı kurun. Göz açtırmayın, dedi.
Sadık Türkmen = O (Allah)’tan başka (taptıklarınızdan uzağım ve gücünüz varsa) haydi hepiniz bana tuzak kurun! Sonra bana hiç göz açtırmayın.
Seyyid Kutub = Siz ve Allah dışında O'na ortak koştuğunuz ilahlar hep birlikte bana istediğiniz tuzağı kurunuz, sonra da bana hiç mühlet vermeyiniz.
Suat Yıldırım = (54-56) "Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena çarpmış!" demekten başka bir şey söyleyemeyiz. Hûd dedi ki: "Ben Allah’ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki: ben sizin Allah’a şerik koştuklarınızdan hiç birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, hiç göz açtırmayın, hiç süre tanımayın. Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp güvendim. Hiç bir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet üzeredir."
Süleyman Ateş = O(Allâh)'dan başka (taptığınız tanrılardan). Haydi hepiniz bana tuzak kurun, sonra bana hiç göz açtırmayın (elinizden ne gelirse yapın)!"
Tefhim-ul Kuran = «O'nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre de tanımayın.»
Ümit Şimşek = 'Ondan başka kulluk ettiklerinizin hepsinden uzağım. Haydi, hepiniz birden bana kuracağınız tuzağı kurun; mühlet de tanımayın.
Yaşar Nuri Öztürk = "Allah dışındaki tanrılarınızdan uzağım. Hadi, hep birlikte bana tuzak kurun, bana hiç göz açtırmayın."
İskender Ali Mihr = O’ndan (Allah’tan) başka (putlarla), haydi hepiniz bana tuzak kurun. Sonra da bana mühlet vermeyin.
İlyas Yorulmaz = “Allah’ın dışında, hepiniz toplanın ve benim için tuzaklar kurun ve bana göz açtırmayın. ”