إِنَّ هَؤُلَاء لَشِرْذِمَةٌ قَلِيلُونَ
İnne hâulâi le şirzimetun kalîlûn(kalîlûne).
inne | : muhakkak |
hâulâi | : bunlar |
le | : elbette, gerçekten |
şirzimetun | : küçük topluluk, küçük grup |
kalîlûne | : az (sayıları az) |
Diyanet İşleri = Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Bunlar, hiç şüphe yok azlık bir topluluk.
Abdullah Parlıyan = “Şu İsrailoğulları sayısı az bir topluluktur.
Adem Uğur = Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır.
Ahmed Hulusi = "Bunlar (İsrailoğulları) önemsiz bir azınlıktır!"
Ahmet Tekin = 'Esasen bunların sayıları az, önemsiz, bölük pörçük birileridir' dedi.
Ahmet Varol = 'Bunlar azlık bir kitledir.
Ali Bulaç = "Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur;"
Ali Fikri Yavuz = “-Bunlar, (Mûsa’ya iman eden İsraîloğulları), muhakkak ki (bize nisbetle) pek az bir topluluktur.
Ali Ünal = “Esasen bunlar, çok küçük ve sefil bir topluluktur!” diyorlardı.
Bayraktar Bayraklı = (53-56) Bu arada Firavun, şehirlere, “Doğrusu bunlar, bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; elbette hepimiz uyanık olmalıyız” diyen haberciler gönderdi.
Bekir Sadak = (53-56) Bu arada Firavun sehirlere, «Dogrusu bunlar bizi ofkelendiren dokuntu azinliklardir; hepimiz tedbirli olmaliyiz» diyen munadiler gonderdi.
Celal Yıldırım = (53-54) Fir'avn da şehir ve kasabalara (asker) toplayıcı yetkilileri gönderdi (ve dedi ki): «Şüpheniz olmasın ki bunlar sayıları pek az birer topluluktur.
Cemal Külünkoğlu = (53-56) Firavun da şehirlere: “Gerçek şu ki; onlar (İsrailoğulları) azınlık olan dağınık bir topluluktur. (Buna rağmen) onlar bizi sürekli kızdırmaktadır. Biz ise, ihtiyatlı, koca bir topluluğuz” diye (çağıran asker) toplayıcılar gönderdi.
Diyanet İşleri (eski) = (53-56) Bu arada Firavun şehirlere, 'Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız' diyen münadiler gönderdi.
Diyanet Vakfi = «Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır.»
Edip Yüksel = 'Bunlar küçük bir çetedir.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Şunlar şübhe yok ki bir şirzimei kaliledirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunlar, şüphe yok ki küçük ve önemsiz bir toplulukturlar;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır.»
Gültekin Onan = "Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur."
Harun Yıldırım = "Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır."
Hasan Basri Çantay = «Şübhesiz ki bunlar (Isrâîl oğulları) azar azar birer cemâatdir».
Hayrat Neşriyat = (Askerler toplanınca, Fir'avun:) 'Şübhe yok ki şunlar (İsrâiloğulları) elbette az bir topluluktur.'
İbni Kesir = Şüphesiz ki bunlar; döküntü azınlıklarıdır.
Kadri Çelik = “Şüphesiz bunlar azınlık olan bir topluluktur (dediler).”
Muhammed Esed = (tebaasına:) "Bu (İsrailoğulları) soysuz, sefil bir topluluk;
Mustafa İslamoğlu = (ve şöyle dedi): "Şu kesin ki onlar (donanımsız) başıbozuk bir azınlık.
Ömer Nasuhi Bilmen = Şöyle diyordu: «Şüphe yok, onlar (israiloğulları) az kimselerden ibaret bir tâifedir.»
Ömer Öngüt = “Doğrusu bunlar döküntü azınlıklardır. ”
Şaban Piriş = -Onlar, kuşkusuz, azınlık olan bir cemaattir.
Sadık Türkmen = “şüphesiz şunlar az bir topluluktur.
Seyyid Kutub = Bunlar, şüphe yok ki küçük ve önemsiz bir toplulukturlar;
Suat Yıldırım = «Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır.»
Süleyman Ateş = "Şunlar, (şu İsrâil oğulları), az bir topluluktur" dedi.
Tefhim-ul Kuran = "Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır."
Ümit Şimşek = «Şübhesiz ki bunlar (Isrâîl oğulları) azar azar birer cemâatdir».
Yaşar Nuri Öztürk = "Kuşkusuz bunlar, küçücük bir topluluktur."
İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki bunlar, gerçekten (sayıları) az olan küçük bir grup.
İlyas Yorulmaz = “Onlar (İsrail oğulları) belalı bir azınlık. ”