لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِّلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ لَفِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ
Li yec’ale mâ yulkış şeytânu fitneten lillezîne fî kulûbihim maradun vel kâsiyeti kulûbuhum, ve innez zâlimîne le fî şikâkın baîd(baîdin).
li yec’ale | : kılmak içindir |
mâ yulkı | : şey(ler) ilka eder, ulaştırır |
eş şeytânu | : şeytan |
fitneten | : fitne, imtihan |
li ellezîne | : o kimseler için |
fî kulûbi-him | : onların kalplerinde |
maradun | : maraz, hastalık |
ve el kâsiyeti | : ve kasiyet, kararma |
kulûbu-hum | : onların kalpleri |
ve inne | : ve muhakkak |
ez zâlimîne | : zalimler |
le | : mutlaka, gerçekten, elbette |
fî şikâkın | : ayrılık içinde |
baîdin | : uzak |
Diyanet İşleri = Allah, şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bu da, Şeytan'ın katmak istediği şeyi, gönüllerinde hastalık olanlarla yürekleri katı bulunanlara bir sınama yapmak içindir ve şüphe yok ki zâlimler, gerçekten pek uzak bir ayrılık içindedir.
Abdullah Parlıyan = Allah, peygamberlerin amaçları, ülküleri konusunda, şeytanın gönüllere düşürmeye çalıştığı şüpheyi, bu tür şüphelere verdiği fırsatı, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, yürekleri katılaşan, kafaları kalınlaşan kimseler için bir imtihan aracı olarak planlıyor. Bu tür şüphelere kapılarak kendilerine yazık edenler, zâlimler, kesinlikle hakka şiddetli bir muhalefet ve bir düşmanlık içindedirler.
Adem Uğur = (Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.
Ahmed Hulusi = Şeytanın ilkası olan (amigdala etkisindeki oluşmuş benlik - bilinç veri tabanından gelen) fikir, sağlıklı düşünemeyen ve şuurları örtülmüş (melekî kuvveleri - kudsî hakikati örtülmüş; bedenî zevkler, nefsanî şehvetlere düşkün) olan kimseler için, sınav objesi oluşturması içindir. . . Muhakkak ki zâlimler dönüşü olmayan yoldadırlar!
Ahmet Tekin = Allah, peygamberlerin amaçları, ülküleri konusunda, şeytanın gönüllere düşürmeye çalıştığı şüpheyi, bu tür şüphelere verdiği fırsatı, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, yürekleri katılaşan, kafaları kalınlaşan kimseler için bir imtihan aracı olarak planlıyor. Bu tür şüphelere kapılarak kendilerine yazık edenler, zâlimler, kesinlikle hakka şiddetli bir muhalefet ve bir düşmanlık içindedirler.
Ahmet Varol = Şeytanın karıştırdığını, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri kaskatı kesilenlere bir imtihan vesilesi kılması için Allah böyle yapar. Şüphesiz zalimler uzak bir ayrılık içindedirler.
Ali Bulaç = Şeytanın (bu tür) katıp bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri (her türlü) duyarlılıktan yoksun bulunanlara (Allah'ın) bir deneme kılması içindir. Şüphesiz zalimler, (gerçeğin kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler.
Ali Fikri Yavuz = (Allah’ın şeytana imkân verib de sonra fitnesini gidermesi) şeytanın ilka eylediğini, kalblerinde bir maraz (nifak) olanlarla kalbleri katı bulunanlara bir mihnet ve azab vesilesi yapmak içindir. Gerçekten o münafıklarla müşrikler, hakdan çok uzak bir ayrılık içindedirler.
Ali Ünal = O, şeytanın vesvese ve şerarelerini, kalblerinin merkezinde (idraklerini söndüren ve karakterlerini çürüten) bir hastalık bulunanlar ve kalbleri kaskatı kesilmişler için bir imtihan vesilesi yapar. Gerçekten zalimler, gerçeğin pek uzağında ve hakka karşı derin bir düşmanlık ve muhalefet içindedirler.
Bayraktar Bayraklı = Böyle yapar ki, şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için bir imtihan yapsın. Zâlimler uzak bir ayrılık içindedirler.
Bekir Sadak = Allah seytanin karistirdigini, kalblerinde hastalik bulunan ve kalbleri kaskati olan kimseleri sinamayi vesile kilar. Zalimler suphesiz derin bir ayrilik icindedirler.
Celal Yıldırım = Bu da, şeytanın attığı vesveseyi, kalblerinde hastalık bulunanlara ve kalbleri katılaşanlara bir imtihan kılması içindir. Şüphesiz ki zâlimler uzak bir ayrılık içindedirler
Cemal Külünkoğlu = Yine de Allah’ın bu vesveseye fırsat vermesi, şeytanın attığı vesveseyi kalplerinde bir hastalık, bir şüphe olanlar ve kalpleri katılaşanlar hakkında bir imtihan vesilesi yapmak içindir. Gerçekten, zalimler, pek derin bir muhalefet ve düşmanlık içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) = (Allâh, böyle yapar ki) Şeytânın attığını, kalblerinde hastalık olanlar ve kalbleri katılaşanlar için bir imtihan yapsın; zâlimler uzak bir ayrılık içindedirler.
Diyanet Vakfi = (Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.
Edip Yüksel = Böylece şeytanın attığını kalplerinde hastalık bulunanlar ve kalpleri katı olanlar için bir test haline sokar. Zalimler, elbette apaçık bir karşıtlık içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bunu, şeytanın karıştıracağı şüpheyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimselere bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Çünkü zalimler haktan uzak bir ayrılık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah, şeytanın karıştırdığını, kalblerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseleri sınamaya vesile kılar. Zalimler şüphesiz (haktan uzak) derin bir ayrılık içindedirler.
Gültekin Onan = Şeytanın (bu tür) katıp bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri (her türlü) duyarlılıktan yoksun bulunanlara (Tanrı'nın) bir deneme kılması içindir. Şüphesiz zalimler, (gerçeğin kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler.
Harun Yıldırım = (Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.
Hasan Basri Çantay = (Allahın buna müsâade buyurması) şeytanın (meydana) atacağı (fitneyi) kalblerinde bir maraz bulunanlara, yürekleri katı olanlara bir imtihan (vesilesi) yapmak içindir. Hiç şüphe yok ki o zaalimler (hakdan) uzak bir ayrılık (ve muhaalefet) içindedirler.
Hayrat Neşriyat = (Şeytan’a ise böyle müsâade eder ki,) şeytanın atmakta olduğu şeyi, kalblerinde bir hastalık bulunanlara (münâfıklara) ve kalbleri katılaşmış olanlara (müşriklere) bir imtihan kılsın! Şübhesiz ki zâlimler, elbette (haktan) uzak bir ayrılık içindedir.
İbni Kesir = Şeytanın karıştırdığı, kalblerinde hastalık bulunan ve kalbleri kaskatı olan kimseleri sınamay vesile kılmak içindir. Zalimler, şüpjesiz derin bir ayrılık içindedirler.
Kadri Çelik = (Amaç,) Şeytanın telkin ettiği şeyleri, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri kaskatı bulunanlara bir imtihan aracı kılmaktır. Hiç şüphesiz zalimler, (hakikatten) derin bir ayrılık içindedirler.
Muhammed Esed = (Yine de, Allah'ın bu tür şüphelere fırsat vermesi,) Şeytan'ın (peygamberlerin niyeti konusunda gönüllere) düşürmeye çalıştığı gölgeyi kalplerinde bir eğrilik, bir hastalık bulunan, kalpleri katılaşmış olan kimseler için bir sınama aracı kılmasındandır; çünkü, (bu tür şüphelere kapılarak kendilerine) yazık eden kimseler, doğrusu, çok derin bir yanılgı içindedir.
Mustafa İslamoğlu = (Allah'ın) Şeytan'ın engel koyma çabasına (izin vermesi), yalnızca kalplerinde bir tür hastalık bulunan ve iç dünyaları kararmış olan kimseleri sınamak içindir. İşte bu tür zalimler, kesinlikle derin bir yabancılaşma içindedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = (Şeytanın bu vesvesesine müsaade verilmesi ise) Şeytanın atıverdiği şeyin kalplerinde maraz olan kimselere ve yürekleri katı olanlara bir imtihan kılınması içindir. Ve şüphe yok ki, zalimler bir uzak ayrılık içindedirler.
Ömer Öngüt = Böylece Allah şeytanın attığı vesveseleri, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseler için bir imtihan vesilesi yapar. Zâlimler, gerçekten derin bir ayrılık içindedirler.
Şaban Piriş = Şeytanın karıştırdığı, kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimseleri denemek içindir. Zalimler, derin bir ayrılık içindedirler.
Sadık Türkmen = Allah; şeytanın bu çabasına, kalplerinde hastalık bulunanlar ile, kalpleri katı olanları açığa çıkarmak için izin verir. Hiç şüphesiz ki o zalimler derin bir ayrılık içindedirler.
Seyyid Kutub = Amaç şeytanın körüklediği bu arzular vesilesi ile kalpleri hasta olanları ve katı yüreklileri sınavdan geçirmektir. Hiç kuşkusuz zalimler gerçeğe son derece uzak düşen bir ayrılığa saplanmışlardır.
Suat Yıldırım = Yine de Allah’ın bu vesveseye fırsat vermesi, şeytanın attığı vesveseyi kalplerinde bir hastalık, bir şüphe olanlar ve kalpleri katılaşanlar hakkında bir imtihan vesilesi yapmak içindir. Gerçekten, zalimler, pek derin bir muhalefet ve düşmanlık içindedirler.
Süleyman Ateş = (Allâh, böyle yapar ki) Şeytânın attığını, kalblerinde hastalık olanlar ve kalbleri katılaşanlar için bir imtihan yapsın; zâlimler uzak bir ayrılık içindedirler.
Tefhim-ul Kuran = Şeytanın (bu tür) katıp bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri (her türlü) duyarlılıktan yoksun bulunanlara (Allah'ın) bir deneme kılması içindir. Hiç şüphesiz zalimler, (gerçeğin kendisinden) uzak bir ayrılık içindedirler.
Ümit Şimşek = Böyle birşeye Allah'ın fırsat vermesi, şeytanın attığı bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar ile kalpleri iyice katılaşmış kimselere bir sınama vesilesi yapmak içindir. Hiç kuşkusuz, o zalimler haktan pek uzak bir ayrılık içindedir.
Yaşar Nuri Öztürk = Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler.
İskender Ali Mihr = Kalplerinde maraz (hastalık) olan ve kalpleri kasiyet bağlamış (kararmış ve sertleşmiş) olanlara, şeytanın ilka ettiği (ulaştırdığı) şeyi fitne (imtihan) kılmak içindir. Ve muhakkak ki zalimler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler (Sıratı Mustakîm’den uzaklaşmışlardır, ayrılmışlardır).
İlyas Yorulmaz = Allah, şeytanın ilka ettikleriyle, kalplerinde hastalık olanları ve kalplerini katılaştırdığı kimseleri fitneye düşürür. Haksızlıkta haddi aşanlar, çok uzak ayrılığa düşmüşlerdir.