يَا قَوْمِ لا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِنْ أَجْرِيَ إِلاَّ عَلَى الَّذِي فَطَرَنِي أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
Yâ kavmi lâ es'elukum aleyhi ecrâ(ecren), in ecriye illâ alâllezî fetaranî, e fe lâ ta'kılûn(ta'kılûne).
yâ kavmi | : ey kavmim |
lâ es’elu-kum | : sizden istemiyorum |
aleyhi | : ona (onun karşılığında) |
ecren | : bir ecir, ücret |
in ecriye | : eğer benim ücretim varsa |
illâ | : ancak |
alâllezî (alâ ellezî) | : ona aittir |
fetara-nî | : beni yarattı |
e fe lâ ta’kılûne | : hâlâ akıl etmez misiniz |
Diyanet İşleri = “Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey kavmim, buna karşılık sizden bir ecir de istemiyorum, ecrim, ancak beni yaratana âit, hâlâ akıl etmeyecek misiniz?
Abdullah Parlıyan = Ey kavmim! Bu uyarılar için, sizden bir karşılık da bekliyor değilim. Benim ücretim, beni yaratana aittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Adem Uğur = Ey kavmim! Ben, ona (peygamberliğe) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?
Ahmed Hulusi = "Ey halkım! Bunun için sizden bir ücret istemiyorum. . . Benim yaptığımın karşılığı ancak beni bu işleve özel yaratana (Fâtır) aittir. . . Hâlâ aklınızı değerlendirmeyecek misiniz?"
Ahmet Tekin = 'Ey kavmim, tebliğ görevime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, mükâfatım yalnızca beni yoktan var edene aittir. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?' dedi.
Ahmet Varol = Ey kavmim! Bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim yalnızca beni yaratana aittir. Akıl etmiyor musunuz?
Ali Bulaç = Ey kavmim, ben bunun karşılığında sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Akıl erdirmeyecek misiniz?
Ali Fikri Yavuz = Ey kavmim! Peygamberliğimi tebliğe karşı sizden bir mükâfat istemiyorum. Benim mükâfatım, ancak beni yaradana aittir. Artık anlamıyacak mısınız?
Ali Ünal = “Ey halkım! Ben, bu tebliğimin karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, beni bana has özelliklerle yoktan var eden Zât’tır. Aklınızı kullanıp, düşünce ve muhakemenizi hiç işletmeyecek misiniz?
Bayraktar Bayraklı = “Ey kavmim! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana aittir. Düşünmüyor musunuz?”
Bekir Sadak = «Ey milletim! Buna karsliki sizden bir ucret istemiyorum. Benim ucretim ancak beni yaratana aittir. Akletmez misiniz?»
Celal Yıldırım = Ey kavmim, buna karşı sizden bir ecir (hizmet karşılığı bir ücret) istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yoktan yaratana aittir. Artık aklınızı kullanmaz mısınız?
Cemal Külünkoğlu = “Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana aittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?”
Diyanet İşleri (eski) = 'Ey milletim! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Akletmez misiniz?'
Diyanet Vakfi = Ey kavmim! Ben, ona (peygamberliğe) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?
Edip Yüksel = 'Ey halkım, buna karşılık olarak sizden herhangi bir ücret te istemiyorum. Benim ücretim, beni ilk yaratandan başkasına düşmez. Aklınızı kullanmıyor musunuz?'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey kavmim buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak beni yaratana aiddir, artık akıllanmıyacak mısınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey kavmim, ben sizden buna karşılık bir ücret istemiyorum; benim mükafatım, ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?»
Gültekin Onan = "Ey kavmim ben bunun karşılığında sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan (fetaraniy) başkasına ait değildir. Akletmeyecek misiniz?"
Harun Yıldırım = “Ey kavmim, ben buna karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?”
Hasan Basri Çantay = «Ey kavmim, ben buna (bu teblîğıma) mukaabil sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım, beni yaradandan başkasına âid değildir. Haalâ akıllanmayacak mısınız?».
Hayrat Neşriyat = 'Ey kavmim! Buna (bu yaptığım teblîğe) karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âiddir. Hiç mi akıl erdirmezsiniz?'
İbni Kesir = Ey kavmim; ben sizden bunun için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, yalnız beni yaratana aittir. Aklınız ermiyor mu?
Kadri Çelik = “Ey kavmim! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Akıl etmez misiniz?”
Muhammed Esed = "Ey kavmim! Bu (uyarılar) için sizden bir karşılık da bekliyor değilim; benim (çabalarımın) karşılığı beni yaratan (Allah'tan) başkasına düşmez. Öyleyse, artık aklınızı kullanmayacak mısınız?"
Mustafa İslamoğlu = Ey kavmim! Sizden bu (çabam) için maddi bir karşılık talep etmiyorum. Yaptıklarımın karşılığını takdir edecek olan yalnızca beni yoktan var edendir. Bunu olsun akledemiyor musunuz?
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey kavmim! Onun üzerine sizden bir mükâfaat istemiyorum. Benim mükâfaatım ancak beni yaratmış olana aitir. Siz hâlâ âkilâne düşünmeyecek misiniz?»
Ömer Öngüt = “Ey kavmim! Ben sizden bunun için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?”
Şaban Piriş = Ey halkım, sizden bir mükafat beklemiyorum. Benim mükafatım, beni yoktan yaratana aittir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Sadık Türkmen = Ey kavmim! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak beni yaratana aittir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Seyyid Kutub = Ey soydaşlarım, bu uyarı çabalarıma karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi, beni yoktan vareden Allah verecektir. Acaba aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?
Suat Yıldırım = "Ey halkım! Risaleti tebliğden dolayı sizden hiçbir ücret beklemiyorum. Ben mükâfatımı yalnız ve yalnız beni yaratandan beklerim. Hiç düşünmez misiniz?"
Süleyman Ateş = "Ey kavmim, ben sizden bunun için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratana düşer. Aklınızı kullanmıyor musunuz?"
Tefhim-ul Kuran = Ey kavmim, ben bunun karşılığında sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Akıl erdirmeyecek misiniz?
Ümit Şimşek = 'Ey kavmim, bunun için ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yoktan yaratana aittir. Hiç akıl etmez misiniz?
Yaşar Nuri Öztürk = "Ey toplumum! Bu tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına düşmez. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?"
İskender Ali Mihr = Ey kavmim, ona (onun karşılığında) sizden bir ecir (ücret) istemiyorum! Eğer ücretim varsa, ancak beni Yaratan’a aittir. Hâlâ akıl etmez misiniz?
İlyas Yorulmaz = “Size yaptığım bu uyarıların karşılığında sizden hiçbir karşılık istemiyorum. Benim uyarılarımın karşılığını vermek, yalnızca beni yaratan Allah’a aittir, hiç aklınızı kullanmıyorsunuz?” dedi.