Önceki Ayet Sonraki Ayet  
4. Sûre Nisâ/50

 انظُرْ كَيفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الكَذِبَ وَكَفَى بِهِ إِثْمًا مُّبِينًا

  Unzur keyfe yefterûne alâllâhil kezib(kezibe). Ve kefâ bihî ismen mubînâ(mubînen).

Kelime Karşılaştırma
unzur : bak
keyfe : nasıl
yefterûne : iftira ediyorlar
alâ allâhi : Allah’a
el kezibe : yalan
ve kefâ : ve kafidir
ismen : günah
mubînen : açıkça , apaçık
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bak, Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hele bak, Allah'a nasıl iftirâ ediyor, ona yalan isnat ediyorlar ve yeter bu apaçık suç onlara.

 Abdullah Parlıyan = Bakın, Allah'a karşı nasıl da yalan uyduruyorlar. Bundan daha açık bir günah olamaz.

 Adem Uğur = Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!

 Ahmed Hulusi = Bak nasıl yalanla Allâh'a iftira ediyorlar! Bundan daha açık suç olmaz!

 Ahmet Tekin = İbret nazarıyla bak, nasıl da, Allah adına yalan uyduruyorlar. Bile bile işlenmiş âşikâr bir günah olarak bu onlara yeter.

 Ahmet Varol = Onların Allah'a karşı nasıl yalan uydurduklarına bak! Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Ali Bulaç = Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Ali Fikri Yavuz = Bak! Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Bu yanlış inançları, açık bir günah olarak (onlara) yeter.

 Ali Ünal = Bak, nasıl da Allah adına yalan uydurup O’na iftira ediyorlar! Ki bu yaptıkları, onlara apaçık bir günah olarak fazlasıyla yeter.

 Bayraktar Bayraklı = Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; iğrenç bir günah olarak bu onlara yeter!

 Bekir Sadak = Allah'a nasil yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apacik bir gunah olarak yeter. *

 Celal Yıldırım = Bak, Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Açık günah olarak bu yeter.

 Cemal Külünkoğlu = Bak Allah'a karşı nasıl yalan uydurup iftira ediyorlar. Bu, apaçık bir günah olarak (onlara) yeter.

 Diyanet İşleri (eski) = Allah'a nasıl yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Diyanet Vakfi = Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!

 Edip Yüksel = Bak, nasıl da yalan yere ALLAH'a iftira ediyorlar. Büyük bir hakaret olarak bu yeter.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bak Allaha karşı nasıl yalan uyduruyorlar, açık günah da bu yeter

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bak, Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Bu apaçık bir günah olarak yeter!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.

 Gültekin Onan = Tanrı'ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Harun Yıldırım = Bak nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar. Şüphesiz ki apaçık bir günah olarak bu yeter.

 Hasan Basri Çantay = Bak, Allaha karşı nasıl olmadık yalan düzüyorlar? Bu, apaçık bir günâh olmak bakımından, (onlara) yeter.

 Hayrat Neşriyat = Bak, nasıl Allah’a karşı yalan uyduruyorlar! Hâlbuki apaçık bir günah olarak bu(onlara) yeter!

 İbni Kesir = Bir bak; Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar? Apaçık bir günah olarak bu, yeter.

 Kadri Çelik = Allah'a nasıl yalan uydurduklarına bir bak! Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Muhammed Esed = Bak, kendi uydurduklarını nasıl da Allaha isnat ediyorlar? Bundan daha açık bir günah olamaz.

 Mustafa İslamoğlu = Bak, kendi uydurduklarını nasıl da Allah'a atıyorlar? (Onların pek de temiz olmadıklarına) bu aşikar günah yeter.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Bak Allah Teâlâ'ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Bu açık bir günah olmak için kâfidir.

 Ömer Öngüt = Bak! Nasıl da Allah'a yalan yere iftira ediyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter!

 Şaban Piriş = Allah’a karşı nasıl yalan uydurduklarına bak, bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Sadık Türkmen = Bak, Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.

 Seyyid Kutub = Baksana Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar? Bu tek başına yeterli bir apaçık günahtır.

 Suat Yıldırım = Bak nasıl da Allah adına yalan uydurup O’na iftira ediyorlar! Bu da, onlara belli bir günah olarak fazlasıyla yeter!

 Süleyman Ateş = Bak nasıl Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günâh olarak bu (onlara) yeter.

 Tefhim-ul Kuran = Allah'a karşı nasıl yalan düzüp uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

 Ümit Şimşek = Bir bak, nasıl da Allah adına yalan uyduruyorlar! Bu kadarı, apaçık bir günah olarak onlara yeter.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah'a! Açık günah olarak bu yeter.

 İskender Ali Mihr = Bak, Allah’a nasıl yalanla iftira ediyorlar ve (bu) ona apaçık bir günah olarak kâfidir.

 İlyas Yorulmaz = Bak (kendilerini Allah’ın yanında temiz olduklarını iddia etmekle) Allah adına nasılda yalan uyduruyorlar, bu apaçık bir günah olarak, onlara yeter.