كَمَا أَخْرَجَكَ رَبُّكَ مِن بَيْتِكَ بِالْحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقاً مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ لَكَارِهُونَ
Kemâ ahraceke rabbuke min beytike bil hakkı ve inne ferîkan minel mu’minîne le kârihûn(kârihûne).
kemâ | : durum, ..... gibi |
ahrace-ke | : seni çıkardı |
rabbu-ke | : senin Rabbin |
min beyti-ke | : senin evinden |
bi el hakkı | : haklı sebeble, hak ile |
ve inne | : ve muhakkak |
ferîkan | : bir grup, bir kısım |
min el mu’minîne | : mü’minlerden |
le kârihûne | : kesinlikle kerih görenler isteksiz olanlar, hoşlanmayanlar |
Diyanet İşleri = Nasıl ki, Rabbin seni hak uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı. Mü’minlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Nasıl ki Rabbin, seni hak uğruna evinden çıkarmıştı ve şüphe yok ki inananların bir kısmı bundan hoşlanmamıştı.
Abdullah Parlıyan = Nitekim Rabbin hak uğrunda, seni savaşmak üzere evinden çıkarmıştı da, mü'minlerden bir kısmı, bundan hoşlanmamış, isteksizlik göstermişlerdi.
Adem Uğur = (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir.
Ahmed Hulusi = Nitekim Rabbin seni, Hakk'ı yaşatarak (duygusallıktan değil) evinden çıkardığında, gerçekten iman edenlerden bir bölümü bundan hoşlanmıyorlardı.
Ahmet Tekin = Bedir ganimetlerinin dağıtımı sırasındaki ashabın tavrı, Rabbinin seni hak uğrunda, sorumluluğun gereği haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı olarak evinden, şehrinden Bedir’e doğru yola çıkardığı andaki tavırlarına benziyor. Mü’minlerden bir grup senin bu tutumundan hiç hoşlanmamıştı.
Ahmet Varol = Nitekim Rabbin seni hak üzere evinden çıkardığı zaman da mü'minlerden bir grup isteksizdi. [1]
Ali Bulaç = Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında mü'minlerden bir grup isteksizdi.
Ali Fikri Yavuz = Ganimetlerin taksiminden bazı kimselerin hoşlanmayışı, Rabbin seni hak uğrunda (savaş için) evinden çıkardığı hale benzer. Çünkü müminlerden bir topluluk muhakkak ki (Savaşa çıkmak) istemiyorlardı.
Ali Ünal = Hani Rabbin seni, gerçekleşmesini çoktan irade etmiş bulunduğu hak bir iş için evinden çıkarmıştı. Bununla birlikte mü’minlerden bir grup, hadiselerin aldığı yönden hiç de hoşnut değildi.
Bayraktar Bayraklı = Hani, müminlerden bir grup tamamen isteksiz olmasına rağmen Rabbin seni hak uğruna öz yurdundan çıkartmıştı.
Bekir Sadak = Nitekim, Rabbin seni hak ugrunda evinden savas icin cikarmisti, oysa muslumanlarin bir takimi bundan hoslanmamisti.
Celal Yıldırım = Nitekim Rabbin seni hak uğrunda (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı da mü'minlerden bir kısmı bundan hoşlanmamış, isteksizlik göstermişlerdi.
Cemal Külünkoğlu = (Ganimetlerin taksimi konusunda bazılarının rahatsızlığı,) Rabbinin seni hak uğrunda (Bedir'de savaşmak üzere) evinden çıkardığı zamanki duruma benzer. (Bedir savaşına katılmak konusunda da) mü'minlerden bir grup isteksizdi.
Diyanet İşleri (eski) = Nitekim, Rabbin seni hak uğrunda evinden savaş için çıkarmıştı, oysa müslümanların bir takımı bundan hoşlanmamıştı.
Diyanet Vakfi = (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir.
Edip Yüksel = Nitekim Rabbin seni belli bir planın gerçekleşmesi için evinden çıkarmıştı. İnananlardan bir grup bundan hoşlanmamıştı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Nasıl ki: rabbın seni hakk uğruna evinden çıkardı ve mü'minlerden bir kısmı ise istemiyorlardı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Nitekim Rabbin seni hak uğruna savaşmak için evinden çıkardı. Oysa mü'minlerden bir kısmı ise istemiyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nitekim Rabbin seni, hak uğruna savaşmak için evinden çıkarmıştı. Oysa müslümanların bir kısmı o zaman bundan hoşlanmamışlardı.
Gültekin Onan = Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında inançlılardan bir grup isteksizdi.
Harun Yıldırım = Nitekim Rabbin seni hak uğrunda evinden çıkardığında gerçekten de mü’minlerden bir grup isteksizdi.
Hasan Basri Çantay = («Bedir» ganimetlerinin taksiminden ba'zıları nasıl hoşlanmadılarsa) Rabbin seni hak uğrunda evinden (harbe) çıkardığı zaman da (hal böyle idi.) Çünkü mü'minlerden bir zümre muhakkak ki isteksizdirler.
Hayrat Neşriyat = (Onların ganîmetler hakkındaki ihtilâfı) şu hâle benzer ki, Rabbin seni evinden hak uğruna (da'vân adına) çıkarmıştı da, (sâdece kervan için çıkıp, bir cihad emriyle karşılaşınca) doğrusu mü’minlerden bir kısmı (buna) gerçekten isteksizlerdi.
İbni Kesir = Nitekim Rabbın; seni evinden hak uğruna çıkarmıştı. Halbuki mü'minlerden bir zümre bundan hoşlanmamışlardı.
Kadri Çelik = (Ganimetlerin bölüşümü sırasında karşılaştığın bu hoşnutsuzluk) Tıpkı müminlerin bir kesimi istemediği halde, Rabbinin seni hak üzere (savaşmak için) evinden çıkarmasına benzer.
Muhammed Esed = Sanki Rabbin seni, inananlardan bazıları buna karşı oldukları halde, hak yolunda (savaşmak üzere) evinden çıkarmış gibi,
Mustafa İslamoğlu = Tıpkı, Rabbin seni hakikat yoluna (savaşmak için) evinden çıkardığında inananlardan kimileri bundan nasıl hoşlanmadılarsa;
Ömer Nasuhi Bilmen = Nasıl ki, Rabbin seni hak uğrunda evinden çıkarmıştı. Mü'minlerden bir kısmı ise şüphe yok ki, bunu hoş görmüyorlardı.
Ömer Öngüt = Nitekim Rabbin seni hak uğrunda evinden savaş için çıkarmıştı. Oysa müminlerden bir kısmı bundan hoşlanmamış, isteksizlik göstermişti.
Şaban Piriş = Rabbin seni hak uğrunda evinden çıkardığı zaman da; mü’minlerden bir grup bundan hoşlanmamıştı.
Sadık Türkmen = Nasil ki, Rabbin seni haklı gerekçelerle evinden çıkarmıştı. Müminlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi.
Seyyid Kutub = (Ganimetlerin bölüşümü sırasında karşılaştığın bu hoşnutsuzluk) tıpkı mü'minlerin bir kesimi istemediği halde Rabbinin seni hak uğruna savaşmak için evinden çıkarmasına benzer.
Suat Yıldırım = (5-6) Nitekim pek yerinde ve gerekli bir iş için Rabbin seni evinden çıkardığı zaman da, müminlerden bir kısmı bundan hoşlanmamıştı. Gerçek apaçık meydana çıktıktan sonra bile, onlar bu hususta seninle münakaşa ediyorlardı; sanki göz göre göre ölüme sevk ediliyorlardı.
Süleyman Ateş = (Ganimetlerin bölüştürülmesinde bazı kimselerin hoşnutsuzluk göstermesi, daha önce, Bedir Savaşı'na çıkmanı hoş görmeyenlerin durumuna benzer). Nitekim hak uğruna (savaşa gitmek için) Rabbin seni, evinden çıkardığı zaman, mü'minlerden birtakımı, bundan hoşlanmıyordu.
Tefhim-ul Kuran = Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında mü'minlerden bir grup isteksizdi.
Ümit Şimşek = Rabbin seni evinden hak ile çıkardığında, mü'minlerden bir kısmı bunu hoş karşılamıyordu.
Yaşar Nuri Öztürk = Bildiğin gibi, Rabbin seni hak uğruna, öz yurdundan çıkarmıştı. Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi.
İskender Ali Mihr = (Bu durum) Rabbinin seni, hak ile evinden çıkardığı zaman mü’minlerden bir kısmının kesinlikle kerih görmeleri gibi.
İlyas Yorulmaz = İnananlardan bir gurup karşı çıktıkları halde, Rabbin seni gerçek doğru sebepler için evinden çıkarmıştı.