وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِّلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ
Ve lekad zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîr(saîri).
ve lekad | : ve andolsun |
zeyyennâ | : süsledik |
es semâe | : sema, gökyüzü |
ed dunyâ | : dünya |
bi mesâbîha | : lâmbalarla, kandillerle |
ve cealnâ-hâ | : ve biz onu kıldık |
rucûmen | : taşlar |
li | : için |
eş şeyâtîni | : şeytanlar |
ve a’tednâ | : ve biz hazırladık |
lehum | : onlar için |
azâbe | : azap |
es saîri | : alevli ateş |
Diyanet İşleri = Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, en yakın olan dünyâ göğünü ışıklarla bezedik ve onları, Şeytanlara atılacak şeyler olarak halkettik ve Şeytanlara, yakıp kavuran bir azaptır, hazırladık.
Abdullah Parlıyan = Ve andolsun ki, biz en yakın olan dünya göğünü ışıklarla bezedik, bu yıldızları ilâhî haberleri çalmaya çalışan şeytanlara atış taneleri yaptık ve yine o şeytanları yakıp kavuracak bir azap da hazırladık.
Adem Uğur = Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki dünyanın (düşünce) semâsını, aydınlatıcılar (hakikat bilgileriyle) olarak donattık! Onları meydana getirdik ki, şeytanları (şeytanî fikirleri) taşlayıp uzaklaştırmaları için! Onlar için alevli ateşin azabını hazırladık.
Ahmet Tekin = Biz dünya semasını parlayan yıldızlarla süsledik. Bunları şeytanlara, şeytanî güçlere karşı göğü koruyan mermiler haline getirdik, insanların ve cinlerin şeytanlarının bir değer ifade etmeyen tahminlerine konu yaptık. Onlara bir de körüklenen, alev püsküren, dehşetli cehennem ateşi azâbı hazırladık.
Ahmet Varol = Andolsun ki biz en yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik, onları şeytanlar için taşlama araçları kıldık ve onlar için alevli ateş azabı hazırladık.
Ali Bulaç = Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Ali Fikri Yavuz = Celâlim hakkı için, biz en aşağı semayi, (kandil gibi ışık veren) yıldızlarla donattık. Bir de onları, şeytanlara, (Şihab= akan yıldız gibi) taş atmalar kıldık. O şeytanlara (Ahirette) çılgın ateş azabı hazırladık.
Ali Ünal = Gerçek şu ki, yere en yakın olan göğü lambalarla donattık ve onlardan bir kısmını şeytanlara atılan mermiler yaptık. Ve o şeytanlar için Alevli Ateş’i hazırladık.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Bekir Sadak = And olsun ki, yakin gogu kandillerle donattik, onlarla seytanlarin taslanmasini sagladik ve seytanlara cilgin alev azabini hazirladik.
Celal Yıldırım = And olsun ki biz, Dünya semâsını (veya en yakın semâyı) kandillerle süsedik; onları şeytanlara atılacak şeyler yaptık ve onlara alev alev köpüren Cehennem azabını hazırladık.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki biz, yeryüzüne en yakın olan göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara atılan mermiler yaptık ve onlar için yakıcı alevden bir azap hazırladık.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, yakın göğü kandillerle donattık, onları şeytanlar için taşlamalar yaptık ve şeytanlara çılgın alev azabını hazırladık.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Edip Yüksel = En aşağı göğü lambalarla süsledik ve onları şeytanlar için bir taşlama kıldık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için biz o dünya semayı takım takım kandillerle donattık ve onları Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâb-ı Seıyr)
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
Gültekin Onan = Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Harun Yıldırım = Andolsun biz yakın göğü lambalarla donattık ve bunları, şeytanlar için taşlamayerleri kıldık. Ayrıca, onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz yere en yakın olan göğü kandillerle donatdık. Bunları şeytanlara da atış taneleri yapdık ve onlara çılgın ateş (cehennem) azâbı hazırladık.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki, dünya semâsını kandillerle süsledik ve onları (kulak hırsızlığı yapan)şeytanlar için (atılacak) taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azâbını hazırladık!
İbni Kesir = Andolsun ki; Biz, yere en yakın göğü kandillerle donattık. Onlarla şeytanların taşlanmasını sağladık. Ve onlara, çılgın alevli azabı hazırladık.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama vesileleri kıldık. Onlar için çılgın ateşli bir azap hazırladık.
Muhammed Esed = Biz, yeryüzüne en yakın olan gökleri ışıklarla süsledik ve onları (insanlar arasında bulunan) şeytan ruhluların boş ve anlamsız spekülasyonlarına konu yaptık ve onlar için yakıcı alevden bir azap hazırladık;
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz, en yakın göğü kandillerle süsledik; onları, Şeytan(lığa soyunan)lar için gayba dair spekülasyon aracı kıldık; ve onlar için yakıp kavuran bir azap hazırladık;
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki en yakın olan göğü kandiller ile bezedik ve onları şeytanlar için atılacak şeyler kıldık ve bunlar için alevli ateş azabı hazırladık.
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz dünya göğünü kandillerle donattık. Onları şeytanlar için taşlamalar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Şaban Piriş = Gerçekten biz, en yakın göğü ışık veren yıldızlarla donattık. Onlarla şeytanların bertaraf edilmesini sağladık. Onlar için bir de çılgın alev azabını hazırladık.
Sadık Türkmen = Ant olsun, Biz dünya göğünü lâmbalarla donattık; onları şeytanlar için kovma araçları kıldık, onlara çılgın azabı hazırladık.
Seyyid Kutub = And olsun biz, dünyaya en yakın göğü lambalarla donattık. Bunları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve onlara ateş azabını hazırladık.
Suat Yıldırım = Biz yere en yakın semayı lambalarla donattık. Onları şeytanlara atılan mermiler yaptık. Hem onlara alevli ateş hazırladık.
Süleyman Ateş = Andolsun biz, en yakın göğü lambalarla donattık ve onları, şeytânlar için taşlamalar yaptık. Ve o(şeytâ)nlara da çılgın ateş azâbını hazırladık.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama birimleri (rücûm) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
Ümit Şimşek = Biz Dünya semâsını kandillerle donattık. Şeytanlar için o kandilleri birer taş yaptık; onlara bir de alevli ateş azabı hazırladık.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık. O şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki, dünyanın semasını kandillerle süsledik. Ve onları, şeytanlar için (atılacak) taşlar kıldık. Ve onlar için alevli ateşin azabını hazırladık.
İlyas Yorulmaz = Biz dünyanın semasını ışıklarla donattık ve göğü, aldatıcı güçlerin (şeytanların) insanları aldatan (burçlarla geleceği yönlendirme gibi) malzemeleri yaptık. Bizde o (aldatıcı) şeytanlar için ateşli bir azap hazırladık.