كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَّكْنُونٌ
Ke enne hunne beydun meknûn(meknûnun).
Diyanet İşleri = Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sanki kuş tüyleriyle örtülmüş yumurtalar.
Abdullah Parlıyan = Sanki onlar saklanıp, gizlenip muhafaza edilmiş birer yumurta gibi, pürüzsüz ve çarpıcıdırlar.
Adem Uğur = Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Ahmed Hulusi = Sanki onlar (kendileri için) korunmuş yumurtalar (kuvvelerini açığa çıkarmada yardımcı objeler) gibidir.
Ahmet Tekin = Onlar gün yüzü görmemiş, el sürülmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Ahmet Varol = Onlar adeta örtülü yumurtalar gibidirler.
Ali Bulaç = Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
Ali Fikri Yavuz = Sanki onlar (tüylerle örtülü kalıb toz toprak değmiyen) berrak yumurtalar gibidirler.
Ali Ünal = Gün yüzü görmemiş deve kuşu yumurtaları gibi (her türlü lekeden uzak ve kendilerine hiçbir el değmemiş).
Bayraktar Bayraklı = Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Bekir Sadak = (48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir.
Celal Yıldırım = Sanki onlar(ın her biri) saklı bir yumurta (gibi pürüzsüz).
Cemal Külünkoğlu = (48-49) Yanlarında, korunmuş yumurtalar gibi, gözlerini onlara dikmiş (sadece onlardan emir bekleyen), iri gözlü dilberler (hizmetçi kadınlar) vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
Diyanet Vakfi = Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Edip Yüksel = Kornumuş yumurtalar gibidirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sanki saklı yumurtalar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurtalar gibidirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.
Gültekin Onan = Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
Harun Yıldırım = Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Hasan Basri Çantay = ki bunlar (kuş tüyleriyle) örtülüb saklanmış yumurtalar gibidir.
Hayrat Neşriyat = Sanki onlar (örtülüp saklanmış) toz toprak görmemiş (latîf bir rengi olan) yumurta gibidirler.
İbni Kesir = Sanki onlar, saklı bir yumurta gibidirler.
Kadri Çelik = Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (bembeyaz ve pürüzsüz eşler).
Muhammed Esed = gizlenmiş (deve kuşu) yumurtaları gibi (kusursuz) eşler.
Mustafa İslamoğlu = sanki kumda gizlenmiş deve kuşu yumurtaları gibi kusursuz...
Ömer Nasuhi Bilmen = (47-49) Kendisinde ne bir gâile vardır ve ne de onlar ondan sarhoş olacaklardır. Ve onların yanlarında irice gözlü, nazarlarını (kendilerine) tahsis etmiş zevceler de vardır. Sanki onlar, kapalı yumurtalardır.
Ömer Öngüt = Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.
Şaban Piriş = Sanki onlar, saklı bir yumurta...
Sadık Türkmen = Tıpkı gizlenmiş yumurta gibi tertemiz eşler!
Seyyid Kutub = Saklı yumurtalar gibi bembeyaz eşler.
Suat Yıldırım = (48-49) Yanlarında, kocalarından başkasının yüzüne bakmayan, yumuşak bakışlı, güzel gözlü, gün yüzü görmemiş yumurtanın pembe beyaz renginde eşleri de olacaktır.
Süleyman Ateş = Saklı yumurta gibi bembeyaz eşler.
Tefhim-ul Kuran = Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
Ümit Şimşek = Saklı inciler gibi.
Yaşar Nuri Öztürk = Korunmuş yumurtalar gibidir onlar.
İskender Ali Mihr = Onlar muhafaza edilmiş (el değmemiş) yumurta gibidir.
İlyas Yorulmaz = Sanki saklı beyaz inciler gibi.