وَنَادَى أَصْحَابُ الأَعْرَافِ رِجَالاً يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُواْ مَا أَغْنَى عَنكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ
Ve nâdâ ashâbul a'râfi ricâlen ya'rifunehum bi sîmâhum kâlû mâ agnâ ankum cem'ukum ve mâ kuntum testekbirûn(testekbirûne).
ve nâdâ | : ve seslendiler |
ashâbu el a’râfi | : A’raf ehli, halkı |
ricâlen | : adamlar |
ya’rifûne-hum | : onları tanırlar |
bi sîmâ-hum | : onları simaları ile, simalarından, yüzlerinden |
kâlû | : dediler |
mâ | : olmadı (olumsuz anlam verir) |
agnâ | : fayda, zenginlik |
an-kum | : sizden, size |
cem’u-kum | : sizin topladıklarınız |
ve mâ | : ve şey, şeyler |
kuntum testekbirûne | : kibirlenmiş oldunuz |
Diyanet İşleri = A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!”
Abdulbaki Gölpınarlı = A'râf erleri, yüzlerinden tanıdıkları kişilere nidâ edip derler ki: Ne malınızın çok oluşu, ne sayınızın fazla bulunuşu, ne de kulluk etmeye tenezzül etmeyip ululanmanız bir fayda vermedi size.
Abdullah Parlıyan = Yine A'raftakiler yüzlerindeki işaretlerinden tanıdıkları kimselere şöyle seslenecekler: “Ne sağladı size, mal mülk biriktirmeniz ve büyüklük taslamanız.”
Adem Uğur = (Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.
Ahmed Hulusi = A'raf ehli, sîmalarından kendilerini tanıdıkları (bazı cehennem ehli) ricale seslenerek şöyle dediler: "Ne zenginliğinizin, ne de büyüklenmenizin size hiçbir faydası olmadı!"
Ahmet Tekin = Sur’un burçlarındakiler, Â’râf görevlileri, cehennem ehlinden kimliklerini, aldıkları cezaları simalarından okuyarak tanıdıkları güç ve iktidar sahibi şahıslara:'Ne topluluğunuz, gücünüz, ne kibiriniz, gururunuz, ne serkeşliğiniz, zorbalığınız size bir fayda sağladı, sizi Allah’ın azâbından kurtaramadı' derler.
Ahmet Varol = A'raf'ta bulunanlar simalarından tanıdıkları birtakım adamlara şöyle seslenirler: 'Çokluğunuz (veya biriktirdikleriniz) ve büyüklenmeleriniz size bir yarar sağlamadı.
Ali Bulaç = Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."
Ali Fikri Yavuz = Yine A’raf ehli, (kâfirlerin elebaşlarından kara) simalarıyla tanıdıkları bir takım adamlara nida edip diyecekler ki: “- Gördünüz mü? topladığınız mallarla yârânınız, kibirle azametiniz, size hiç fayda vermedi.”
Ali Ünal = Yüksek kulelerin üzerindeki o topluluk, (dünyada iken küfrün önde gelenleri olan ve) simalarından tanıdıkları bazı kimselere de seslenir ve “Gördünüz ya! (Bugün size) ne topladığınız mallarınız, ne onca taraftarlarınız, ne de büyüklük taslamalarınız ve çalımlarınız fayda verdi!” derler.
Bayraktar Bayraklı = Yine A‘râf ehli, simâlarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size bir yarar sağladı.”
Bekir Sadak = (48-49) Burclarda olanlar, simalarindan tanidiklari adamlara «Toplulugunuz, topladiginiz mal ve buyukluk taslamalariniz size fayda vermedi Allah'in rahmetine erdirmeyecegine yemin ettikleriniz bunlar miydi? Oysa Allah onlara soyle der: «Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksiniz.»
Celal Yıldırım = A'ra f'dakiler simalarından tanıdıkları adamlara seslenerek, «Ne topluluğunuz ve topladığınız, ne de büyüklenip gururlandığınız şeyler sizi müstağni kılmıştır; size bir yarar da sağlamamıştır» (derler).
Cemal Külünkoğlu = (Yine) A'raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (inkârcı) kimselere seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.”
Diyanet İşleri (eski) = (48-49) Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın rahmetine erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Oysa Allah onlara şöyle der: 'Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksınız.'
Diyanet Vakfi = (Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.
Edip Yüksel = Orta yerde bulunanlar, görünüşlerinden tanıdıkları kimselere seslenirler: 'Sizin cemaatiniz ve büyüklük taslamış olmanız size hiç bir yarar sağlamadı.'
Elmalılı Hamdi Yazır = O ashabı A'raf sîmalariyle tanıdıkları bir takım ricale de nidâ edib: gördünüz mü cem'iyyetinizin ve yaptığınız kibr-ü azametin size hiç faidesi olmadı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O A'raf sakinleri, simalarından tanıdıkları bir takım kimselere şöyle seslenirler: «Gördünüz mü, cemiyetinizin ve kibirli davranmanızın size hiçbir yararı olmadı!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: «Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı».
Gültekin Onan = Orta yerdeki (A'raf'daki) adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen bir takım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı."
Harun Yıldırım = A’raf halkı simalarından tanıdıkları adamlara derler ki: “Topladıklarınızın ve kibirlenmenizin size bir faydası olmadı.”
Hasan Basri Çantay = (Yine) a'raaf yârânı (kâfirlerden) sîmalarıyla tanıdıkları (elebaşı) birtakım adamlara şöyle nida ederek derler: «Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekde devam etdiğiniz o kibr (-ü azamet) size hiç bir fâide vermedi».
Hayrat Neşriyat = A'râf ehli, kendilerini sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem ehli) birtakım adamlara da seslenerek derler ki: '(Mal ve tarafdar) toplamanız ve büyüklük taslamakta olmanız(bugün) size bir fayda vermedi!'
İbni Kesir = A'raf ashabı; simalarıyla tanıdıkları adamlara seslenirler: Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi, derler.
Kadri Çelik = A'raf ehli, simalarından tanıdıkları (zalim) kimselere, “Topladığınız şeyler ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi” diye seslenirler.
Muhammed Esed = Ve (hayattayken) bu ayırt etme yetisine sahip olanlar, görünüşlerinden (günahkar olduklarını) çıkardıkları kimselere: "Ne sağladı size" diye seslenecekler, "maldan, (mülkten) biriktirmeniz; geçmişinizle o boş kurumlanmanız?
Mustafa İslamoğlu = Ve (sözkonusu) ayırdetme yeteneğine sahip olanlar, belirtilerinden kim olduklarını çıkardıkları kimselere seslenecekler: "Sahi, ne sağladı size taraftarlarınız / mal-mülkünüz ve böbürlendiğiniz o nesneler?"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve ashâb-ı A'râf simalarıyla tanıdıkları birtakım kişilere de nidâ ederek derler ki: «Size ne cemiyetiniz ve ne de yaptığınız tekebbür bir faide vermiş olmadı.»
Ömer Öngüt = A'raf ehli simâlarından tanıdıkları adamlara seslenerek derler ki: “Ne taraftarlarınızın çokluğu, ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir fayda sağlamadı. ”
Şaban Piriş = A’raftakiler simalarından tanıdıkları bazı adamlara seslenirler: -Topladıklarınız ve büyüklük taslıyor olmanız size fayda vermedi.
Sadık Türkmen = Araf ehli kendilerini simalarından tanıdıkları, birtakım adamlara seslendiler ve dediler ki: “Çokluğunuz ve büyüklük taslamanız size bir fayda vermedi.
Seyyid Kutub = Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfirlere de şöyle seslenirler. «Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yolaçan güçleriniz size yarar sağlamadı.»
Suat Yıldırım = (48-49) A’râf ashabı, simalarından tanıdıkları bir kısım kimselere seslenip: "Gördünüz ya, ne topladığınız mallarınızın, ne onca taraftarlarınızın, ne de büyüklük taslamalarınızın ve o çalımlarınızın size hiç bir faydası olmadı!" O cennetlikleri göstererek "Sahi, şunlar "Allah, bunları asla lütfuna nail etmez." diye yeminler edip hor gördüğünüz kimseler değil miydi? İşte onların ne yüce mevkide olduklarını şimdi anladınız değil mi? derler ve sonra o cennetliklere dönerek: "Buyurun girin cennete, derler, size korku ve endişe olmadığı gibi, siz asla üzüntü de görmeyeceksiniz."
Süleyman Ateş = A'raf halkı, yüzlerindeki işâretleriyle tanıdıkları birtakım adamlara da ünleyerek dediler ki: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiçbir yarar sağlamadı."
Tefhim-ul Kuran = Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: «Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamalarınız (istikbârınız) size bir yarar sağlamadı.»
Ümit Şimşek = A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bir kısım adamlara seslenirler ve derler ki: 'Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslayıp durmanız size bir yarar sağlamamış!
Yaşar Nuri Öztürk = A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: "Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı."
İskender Ali Mihr = Ve onları yüzlerinden tanıyan A’raf ehli adamlar, onlara seslendiler, şöyle dediler: “Sizin topladıklarınız ve kibirlenmiş olduğunuz şeyler, size fayda vermedi.”
İlyas Yorulmaz = Bekleme bölgesinde (cennete girecek) olanlar, yüzlerinin asıklığından ve sıkıntılı oldukları için yüzleri simsiyah kesilmiş olanlara “(dünyada iken) topladığınız mallar ve orada büyüklenmeleriniz size hiçbir fayda sağlamadı” diye seslenirler.