ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ
Summe subbû fevka re’sihî min azâbil hamîm(hamîmi).
Diyanet İşleri = “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra da dökün kaynar suyu azâb olarak tepesine.
Abdullah Parlıyan = Sonra başından aşağı kaynar su azabından dökün.
Adem Uğur = Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!
Ahmed Hulusi = "Sonra da, o kaynar suyun azabını onun başından aşağı dökün!"
Ahmet Tekin = 'Sonra ceza olarak başından aşağı kaynar su dökün.'
Ahmet Varol = Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.'
Ali Bulaç = "Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;"
Ali Fikri Yavuz = Sonra da başının üstüne o kaynar su azabından dökün.
Ali Ünal = “Sonra da boşaltın başının üstünden o kaynar su azabını!”
Bayraktar Bayraklı = “Sonra başından aşağı kaynar su azabından dökün.”
Bekir Sadak = (47-50) «ucluyu yakalayin, cehennemin ortasina surukleyin, sonra basina azap olarak kaynar su dokun» denir, sonra ona: «Tad bakalim, hani serefli olan, degerli olan yalniz sendin. Iste bu, suphelenip durdugunuz seydir» denir.
Celal Yıldırım = Sonra da başının üstüne kaynar su azabı dökün.
Cemal Külünkoğlu = “Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”
Diyanet İşleri (eski) = (47-50) 'Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün' denir, sonra ona: 'Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir' denir.
Diyanet Vakfi = (47-50) (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
Edip Yüksel = Sonra başına kaynar su azabından dökün.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra da başının üstüne hamîm azâbından dökün
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra da başına kaynar su azabından dökün.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sonra onun başının üstüne kaynar su azabından dökün.»
Gültekin Onan = Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;
Harun Yıldırım = “Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;”
Hasan Basri Çantay = «Sonra tepesinin üstüne o kaynar su azabından dökün».
Hayrat Neşriyat = 'Sonra başının üstüne kaynar su azâbından dökün!'
İbni Kesir = Sonra azab olarak başına kaynar su dökün.
Kadri Çelik = “Sonra kaynar su azabından başının üstüne dökün;”
Muhammed Esed = sonra başının üstüne yakıcı ümitsizliğin acısını boşaltın!
Mustafa İslamoğlu = Sonra baştan ayağa boca edin yürek dağlayan bir (umutsuzluğu ve deyin ki):
Ömer Nasuhi Bilmen = (48-49) Sonra başının üstüne o pek kaynar su azabından dökün. (Deyin ki) «Tad! Şüphe yok, sen (zûm ediyordun ki) pek kuvvetli, pek âlicenap olan sensin.»
Ömer Öngüt = "Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün!"
Şaban Piriş = Sonra kaynar su azabından başından aşağı boşaltın.
Sadık Türkmen = Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”
Seyyid Kutub = Sonra başının üzerine kaynar su azabından dökün.
Suat Yıldırım = (47-50) Allah Zebanîlere: "Tutun onu da" buyurur, "cehennemin ta ortasına sürükleyin. Sonra da başının üstünden kaynar su dökün!" ve deyin ki: "Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin!" İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur.
Süleyman Ateş = "Sonra başının üstüne kaynar su azâbından dökün!"
Tefhim-ul Kuran = «Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;»
Ümit Şimşek = Sonra da azap olarak başından aşağı kaynar su dökün.
Yaşar Nuri Öztürk = "Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!"
İskender Ali Mihr = Sonra başının üstüne azap olarak kaynar su dökün.
İlyas Yorulmaz = Sonra suçlunun başından aşağı o yakıcı azabı saçın.