وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُون
Ve bedâ lehum seyyiâtu mâ kesebû ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
Diyanet İşleri = (Dünyada) kazandıkları şeylerin kötülükleri karşılarına çıkmış, alay etmekte oldukları şey onları kuşatmıştır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kazandıkları kötülükler, ortaya çıkmıştır ve alay ettikleri şey, başlarına gelmiştir.
Abdullah Parlıyan = Böylece o gün, kazandıkları kötülükler ortaya çıkmıştır ve alay ettikleri şey de başlarına gelmiştir.
Adem Uğur = Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
Ahmed Hulusi = (Yaptıkları sonucu) kazandıkları şeylerin kötülükleri onlara zâhir oldu; alay ettikleri şey kendilerini çepeçevre kuşattı!
Ahmet Tekin = Onların işlediği amellerin, sorumlulukların, yüklendikleri veballerin, cezaları o gün karşılarına çıkmış, alaya aldıkları şeylerin gücü kendilerini sarmış, işlerini bitirmiştir.
Ahmet Varol = Kazandıklarının kötülükleri karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları şey kendilerini kuşatmıştır.
Ali Bulaç = Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Ali Fikri Yavuz = O kâfirlerin dünyada işledikleri amellerin fenalıkları, karşılarına çıkmış ve alay edib durdukları şeylerin cezası kendilerini sarmıştır.
Ali Ünal = Bizzat işleyip kayıtlarına geçen kötülükler, (kazandıkları günahlar) önlerine dökülür ve alay edegeldikleri gerçekler kendilerini her taraftan sarıverir.
Bayraktar Bayraklı = Onların kazandıkları kötülükler, o gün açığa çıkmış olacak ve alaya aldıkları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Bekir Sadak = Onlara, isledikleri kotu seyler belli olur; alaya aldiklari seyler de kendilerini cepecevre sarar.
Celal Yıldırım = Kazandıkları amellerin kötülükleri ortaya çıkar, alay ettikleri şeyler kendilerini her taraftan sarar.
Cemal Külünkoğlu = Kazandıkları kötülükler (o gün) kendileri için açığa çıkacak ve alaya aldıkları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Diyanet İşleri (eski) = Onlara, işledikleri kötü şeyler belli olur; alaya aldıkları şeyler de kendilerini çepeçevre sarar.
Diyanet Vakfi = Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
Edip Yüksel = İşledikleri kötülükler onlara gösterilir ve alay etmekte oldukları şeyler ise onları çepeçevre sarar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Öyle ki yaptıkları amellerin fenalıkları karşılarına çıkmış ve istihza edip durdukları şeyler kendilerini sarmıştır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öyle ki, yaptıkları işlerin fenalıkları karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler kendilerini sarmıştır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Öyle ki, yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır.
Gültekin Onan = Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Harun Yıldırım = Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
Hasan Basri Çantay = Onların (dünyâda) kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, eğlence edinmekde oldukları şey kendilerini çepçevre sarıb kuşatmış (olacak) dır.
Hayrat Neşriyat = Ve kazandıkları şeylerin (günahların) kötülükleri onlara görünmüş ve kendisiyle alay etmekte oldukları şey (azab) onları kuşatmıştı.
İbni Kesir = İşledikleri kötülükler onlara belli olmuş, alaya aldıkları şeyler de kendilerini çepeçevre sarmıştır.
Kadri Çelik = Kazanmakta oldukları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Muhammed Esed = Ve (hayatta iken) yaptıkları kötülükler açığa vurulacaktır. Ve böylece alaya alıp durdukları hakikat onları sarıp kuşatacaktır.
Mustafa İslamoğlu = ve önceden yaptıkları her kötülük önlerine konacaktır; sonuçta alay ede geldikleri gerçek, kendilerini çepeçevre kuşatmış olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlar için kazanmış oldukları şeylerin fenalıkları zuhûra gelmiş (olacaktır) ve kendisiyle istihzâda bulunmuş oldukları o şey, kendilerine kavuşmuş (bulunacaktır).
Ömer Öngüt = Kazandıkları şeylerin (yaptıkları işlerin) kötülükleri o gün karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları azap onları çepeçevre kuşatmıştır.
Şaban Piriş = Onların kazandıkları kötülükler ortaya çıkmış ve alay ettikleri şey çepeçevre kuşatmıştır.
Sadık Türkmen = Kazanmış oldukları şeylerin karşılığı, onlara görünmüştür. Ve alay ediyor oldukları şey onları kuşatmıştır.
Seyyid Kutub = Yaptıkları işlerin kötülükleri kendilerine görünmüştür ve alay ettikleri şeyler onları kuşatmıştır.
Suat Yıldırım = İşledikleri pis işler ortaya çıkar ve Allah’ın dini ve Peygamberleriyle yaptıkları alayların cezası kendilerini her taraftan sarıverir.
Süleyman Ateş = Yaptıkları işlerin kötülükleri kendilerine görünmüş ve alay edegeldikleri şey onları kuşatmıştır.
Tefhim-ul Kuran = Kazanmakta oldukları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Ümit Şimşek = Kazandıkları günahların kötülüğü onlara aşikâr hale gelmiş ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk = Kazanmış olduklarının çirkinlikleri, önlerinde belirmiş; alay edegeldikleri şey kendilerini sarıvermiştir.
İskender Ali Mihr = Ve kazandıkları seyyiat (günahlar ve kötülükler) onlara aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey (azap) onları kuşattı.
İlyas Yorulmaz = Ve kazandıkları kötülükler onların karşısına çıkmış ve dünyada iken alay ettikleri azap onların üzerine hak olmuştur.