قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَإِلاَّ تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُن مِّنَ الْخَاسِرِينَ
Kâle rabbi innî eûzu bike en es'eleke mâ leyse lî bihî ilm(ilmun), ve illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn(hâsirîne).
kâle | : dedi |
rabbi | : Rabbim |
innî eûzu bi-ke | : muhakkak ki ben sana sığınırım |
en es’ele-ke | : senden istemekten |
mâ leyse | : olmayan şey |
lî | : benim |
bi-hi | : onu, onun hakkında |
ilmun | : bir ilim (bilgi) |
ve illâ | : ve olması hariç, olmazsa |
tagfir-lî | : beni mağfiret et |
ve terham-nî | : ve bana rahmet et |
ekun | : ben olurum |
min el hâsirîne | : hüsrana uğrayanlardan |
Diyanet İşleri = Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Nûh, Rabbim dedi, bilmediğim şeyi senden istemekten, gene sana sığınırım ve beni yarlıgamazsan, bana acımazsan ziyankârlardan olurum ben.
Abdullah Parlıyan = Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten, yine sana sığınırım; eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen, herhalde kaybedenlerden olurum!”
Adem Uğur = Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!
Ahmed Hulusi = (Nuh) dedi ki: "Rabbim! Bilgisine sahip olmadığım (içyüzünü bilmediğim) şeyi senden istemekten sana sığınırım! Beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum. "
Ahmet Tekin = Nuh:'Rabbim, hakkında bilgim olmayan bir konuda, senden bir şey istemekten sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, sen bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.' dedi.
Ahmet Varol = O da: 'Ey Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer sen beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.' dedi.
Ali Bulaç = Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."
Ali Fikri Yavuz = Nûh, dedi ki: “- Ey Rabbim, bilmediğim şeyi, senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana düşenlerden olurum.”
Ali Ünal = Nuh, “Ya Rabbi!” dedi: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığım bir meselede Sen’den istekte bulunmaktan Sana sığınırım. Ne olur, eğer beni bağışlamaz ve bana rahmetinle muamele etmezsen, ben kaybedip gitmişlerden olurum.”
Bayraktar Bayraklı = Nûh, “Rabbim! Doğrusu, hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmezsen ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum.” dedi.
Bekir Sadak = "Rabbim! Bilmedigim seyi Senden istemekten Sana siginirim. Beni bagislamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum» dedi.
Celal Yıldırım = Nûh dedi ki: «Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım; eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen elbette zarara uğrayanlardan olurum»
Cemal Külünkoğlu = “Ey Rabbim!” dedi (Nuh), “Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten sana sığınırım! Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!”
Diyanet İşleri (eski) = 'Rabbim! Bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum' dedi.
Diyanet Vakfi = Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!
Edip Yüksel = Dedi ki: 'Rabbim, bilgim olmayan bir konuda sana yalvardığım için sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya rabb! dedi: senden bilmediğim şey'i istemekten sana sığınırım, sen bana mağrifetini reva, rahmetini atâ kılmazsan ben husrâna düşenlerden olurum
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Nuh: «Ey Rabbim, senden bilmediğim şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen hüsrana düşenlerden olurum!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nuh: «Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum.
Gültekin Onan = Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Rabbim, bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen, en büyük zarara uğrayanlardan olurum.”
Hasan Basri Çantay = (Nuh) «Ey Rabbim, dedi, ben bilgimin olmadığı şey'i Senden istemekden Sana sığınırım. Eğer beni yarlığamazsan, beni esirgemezsen husrâne düşmüşlerden olurum».
Hayrat Neşriyat = (Nûh) dedi ki: 'Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgi sâhibi olmadığım bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer bana mağfiret etmez ve bana merhamet etmezsen, hüsrâna uğrayanlardan olurum.'
İbni Kesir = Rabbım; bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve yarlıgamazsan; hüsrana uğrayanlardan olurum, dedi.
Kadri Çelik = “Rabbim! Bilmediğim şeyi senden istemekten sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum” dedi.
Muhammed Esed = "Ey Rabbim!" dedi (Nuh), "Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten Sana sığınırım! Çünkü, beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!"
Mustafa İslamoğlu = (Nuh) "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şey istemekten sana sığınırım! Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamat etmezsen, büsbütün kaybedenlerden olurum!" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen = 'Rabbim! Bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum' dedi.
Ömer Öngüt = Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, ziyana uğrayanlardan olurum. ”
Şaban Piriş = -Rabbim, bilmediğim şeyi senden dilemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum, dedi.
Sadık Türkmen = Ya rabb! dedi: senden bilmediğim şey'i istemekten sana sığınırım, sen bana mağrifetini reva, rahmetini atâ kılmazsan ben husrâna düşenlerden olurum
Seyyid Kutub = Nuh dedi ki; «İçyüzünü bilmediğim bir şeyi yapmanı istemekten sana sığınırım. Eğer sen beni affetmez, bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.»
Suat Yıldırım = Nuh: «Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum.
Süleyman Ateş = Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."
Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.»
Ümit Şimşek = (Nuh) «Ey Rabbim, dedi, ben bilgimin olmadığı şey'i Senden istemekden Sana sığınırım. Eğer beni yarlığamazsan, beni esirgemezsen husrâne düşmüşlerden olurum».
Yaşar Nuri Öztürk = Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."
İskender Ali Mihr = (Nuh a.s): “Rabbim, muhakkak ki ben, onun hakkında benim bir ilmim (bilgim) olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve Senin, beni mağfiret etmen ve Senin, bana rahmet etmen olmazsa ben, hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.
İlyas Yorulmaz = Nuh “Rabbim bilgim olmayan konularda bir şeyler istemekten, sana sığınıyorum. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, ben kendine yazık etmişlerden olurum” dedi.