كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
kulû | : yeyin |
ve temetteû | : ve metalanın, faydalanın, yararlanmak |
kalîlen | : az, biraz |
inne-kum | : muhakkak ki siz |
mucrimûne | : cürüm, günah, suç işleyenler |
Diyanet İşleri = Ey inkâr edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yiyin ve geçinin az bir müddet, şüphe yok ki suçlularsınız siz.
Abdullah Parlıyan = Ey kitabı ve peygamberleri yalan sayıp, inkâr edenler! Yiyiniz, dünyadan faydalanınız, biraz sefa sürün ama siz günahkarlar mutlaka azapla karşılaşacaksınız.
Adem Uğur = (Ey inkârcılar!) Yeyiniz, (dünyadan) faydalanınız biraz! Gerçek şu ki, sizler suçlusunuz!
Ahmed Hulusi = "Yeyin ve azıcık keyif sürün (dünyada). . . Muhakkak ki siz suçlularsınız!"
Ahmet Tekin = 'Yiyin, biraz zevk ü safa sürün. Siz İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen, güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu ve günahkâr kimselersiniz.'
Ahmet Varol = Yiyin ve biraz yararlanın; muhakkak ki siz suçlularsınız.
Ali Bulaç = (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkar kimselersiniz.
Ali Fikri Yavuz = (Ey inkârcılar topluluğu!) yeyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü günahkâr müşriklersiniz, (ahirette ateşe gireceksiniz).
Ali Ünal = Siz (yalanlayıcılar), şu pek kısa ömür de yiyin ve zevkedin bakalım! Gerçek şu ki siz, hayatları günah hasadından ibaret suçlularsınız!
Bayraktar Bayraklı = (46-47) Yiyiniz, azıcık sefa sürünüz; siz suçlusunuz. O gün, kıyametin kopacağını yalanlayanların vay haline!
Bekir Sadak = Yiyiniz biraz zevkleniniz bakalim, dogrusu sizler suclularsiniz.
Celal Yıldırım = (Ey Peygamberi ve Kitab'ı inkâr edip yalanlayanlar!) Yeyiniz, az bir süre yararlanıp geçininiz. Çünkü gorçekten sizler suçlu günahkârlarsınız..
Cemal Külünkoğlu = (Ey inkârcılar!) Yiyiniz, (dünyada) az bir süre yararlanıp geçininiz. Gerçekten sizler suçlu günahkârlarsınız.
Diyanet İşleri (eski) = Yiyiniz, biraz zevkleniniz bakalım, doğrusu sizler suçlularsınız.
Diyanet Vakfi = (Ey inkârcılar!) Yeyiniz, (dünyadan) faydalanınız biraz! Gerçek şu ki, sizler suçlusunuz!
Edip Yüksel = Yiyiniz ve geçici olarak eğleniniz; siz suçlularsınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kısa bir süre yiyin, zevkedin! Çünkü suçlularsınız!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız.
Gültekin Onan = (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkar kimselersiniz.
Harun Yıldırım = Yiyin, az bir süre faydalanın. Çünkü siz suçlu kimselersiniz.
Hasan Basri Çantay = (Ey kâfirler, dünyâda) yeyin, biraz fâidelenin! Şübhesiz ki siz günahkârlarsınız.
Hayrat Neşriyat = (Ey kâfirler! Siz de dünyada) az bir müddet yiyin, faydalanın! Çünki siz günahkârlarsınız.
İbni Kesir = Yeyin ve biraz eğlenin. Doğrusu sizler suçlularsınız.
Kadri Çelik = (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz da geçimlik alıp yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkâr olanlarsınız.
Muhammed Esed = (Doyuncaya) kadar yiyip için ve biraz sefanızı sürün, siz ey günahkarlar!
Mustafa İslamoğlu = Siz de (dünyada) yiyip için ve geçici hazların sefasını sürün (ey yalanlayanlar)! Çünkü siz, günahı hayat tarzı haline getirdiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen = (45-47) O gün vay haline yalanlayanların. Yeyiniz ve menfaatleniniz biraz, muhakkak ki, siz günahkârlarsınız. O gün vay haline yalanlayanların.
Ömer Öngüt = Yiyiniz, faydalanınız biraz! Gerçek şu ki sizler suçlusunuz!
Şaban Piriş = -Yiyin ve azıcık faydalanın, nasılsa siz suçlusunuz!
Sadık Türkmen = Yiyin ve biraz yararlanın. Doğrusu siz batağa saplanmış suçlu kişilersiniz.
Seyyid Kutub = Şimdi yiyiniz, azıcık safa sürünüz, sizler suçlusunuz.
Suat Yıldırım = Ey kâfirler! Yiyin, azıcık zevkedin bakalım. Gerçek şu ki siz mücrimsiniz.
Süleyman Ateş = "Yeyin, azıcık sefâ sürün, siz suçlularsınız!"
Tefhim-ul Kuran = (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz da meta alıp yararlanın. Çünkü siz, suçlu günahkar olanlarsınız.
Ümit Şimşek = Şimdilik biraz yiyip nasiplenedurun; çünkü mücrimlersiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Yiyin ve birazcık nimetlenin. Suçlularsınız siz.
İskender Ali Mihr = Yeyin ve biraz da metalanın (faydalanın). Çünkü siz mücrimlersiniz.
İlyas Yorulmaz = (Dünyada) Yiyin, az bir süre yaşayın. Siz gerçekten suçlularsınız.