قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَخَذَ اللّهُ سَمْعَكُمْ وَأَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلَى قُلُوبِكُم مَّنْ إِلَهٌ غَيْرُ اللّهِ يَأْتِيكُم بِهِ انظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ
Kul e raeytum in ehazallâhu sem’akum ve ebsârakum ve hateme alâ kulûbikum men ilâhun gayrullâhi ye’tîkum bihî, unzur keyfe nusarriful âyâti summe hum yasdifûn (yasdifûne).
kul | : de, söyle |
e raeytum | : gördünüz mü, (aczinizi) anladınız mı? |
in ehaze | : eğer, şayet alsa |
allâhu | : Allah |
sem’a-kum | : sizin işitme hassanızı |
ve ebsâra-kum | : ve sizin görme hassanızı |
ve hateme | : ve mühürledi |
alâ kulûbi-kum | : sizin kalplerinizin üzerini |
men | : kim, hangi |
ilâhun | : ilâh |
gayru allâhi | : Allah’tan başka |
ye’tî-kum bi-hi | : onu size getirir |
unzur | : bak |
keyfe | : nasıl |
nusarrifu | : açıklıyoruz |
el âyâti | : âyetler |
summe hum | : sonra onlar |
yasdifûne | : yüz çeviriyorlar |
Diyanet İşleri = De ki: “Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah’tan başka onu size (geri) getirecek ilâh kimmiş?” Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar?
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder ve kalplerinizi mühürlerse Allah'tan başka hangi mabuttur dersiniz onları size geri verecek? Bak da gör, nasıl deliller getiriyoruz da gene onlara yüz çeviriyorlar.
Abdullah Parlıyan = De ki: “Ne sanıyorsunuz? Eğer Allah, işitme ve görme duyularınızı elinizden alır ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka, hangi ilah geri verebilir?” Bak! mesajlarımızı nasıl çok yönlü anlatıyoruz, ama hâlâ küçümseyerek yüz çeviriyorlar.
Adem Uğur = De ki: Ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse bunları size Allah'tan başka hangi tanrı geri verebilir! Bak, delilleri nasıl açıklıyoruz. Onlar hâla yüz çeviriyorlar!
Ahmed Hulusi = De ki: "Düşünün bakalım, eğer Allâh işitmenizi (algılamanızı) ve gözlerinizi (görmenizi) alsa, kalplerinizi (şuurunuzu) kilitlese, Allâh'ın gayrı olarak onu size getirecek bir tanrı mı var?" Bak nasıl işaretleri farklı şekillerle anlatıyoruz, sonra (buna rağmen) onlar yüz çevirip ayrılıyorlar.
Ahmet Tekin = Onlara:'Söyleyin bakalım, eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi, kafalarınızı anlayışsız hale getirirse, bunları size Allah’tan başka hangi tanrı geri verebilir?' de. İbret nazarıyla düşünerek bak, iyiyi ve doğruyu gösteren âyetleri, delilleri nasıl çok yönlü açıklıyoruz? Onlar hâlâ, tebliğinden yüz çevirmekte, Kur’ân hükümlerini engellemekte ısrarla devam ediyorlar.
Ahmet Varol = De ki: 'Ne dersiniz, eğer Allah sizin işitme duyularınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse Allah'tan başka size onları geri verecek ilah kim olabilir? Bak nasıl ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıklıyoruz sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Ali Bulaç = De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çevirip engelliyorlar?
Ali Fikri Yavuz = (Mekke’lilere) söyle: “- Bana haber verin bakayım! Eğer Allah, kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder ve kalblerinizi mühürleyiverirse, Allah’dan başka onları size getirecek ilâh kimdir? Bak, âyetlerimizi nasıl tekrar edip beyan ediyoruz? Sonra onlar yine bu âyetlerimizden yüz çeviriyorlar!...”
Ali Ünal = De ki: “Hiç düşündünüz mü: Eğer Allah işitme ve görme duyularınızı alır ve kalblerinizin üzerine de bir mühür vurursa, Allah’tan başka bir ilâh mı var ki, onu size geri verebilsin?” Bak, (iman hakikatleriyle ilgili) delilleri bütün yönleriyle ve farklı farklı açılardan nasıl da serdediyoruz ama, onlar yine yüz çeviriyorlar!
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Ne sanıyorsunuz? Eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse, size bunları Allah'tan başka kim geri verebilir? Bakınız, delilleri nasıl açıklıyoruz. Onlar hâlâ yüz çeviriyorlar!”
Bekir Sadak = «ordunuz mu? Allah, isitmenizi, gozlerinizi alsa, kalblerinizi kapasa, Allah'tan baska hangi tanri onu sizlere getirebilir?» Ayetleri nasil turlu turlu acikladigimiza bir baksana, sonra da onlar yuz cevirirler.
Celal Yıldırım = De ki: Haber verin bana, eğer Allah işitmenizi ve gözlerinizi alır, kalbleriniz üzerini mühürlerse, Allah'tan başka hangi ilâh onu size getirir? Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklayıp çeviriyoruz, sonra da onlar (inkarcı sapıklar) yüzçeviriyorlar!
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör etse ve kalplerinize de mühür vursa, acaba Allah'tan başka hangi ilâh bunları size geri verebilir?” Bak nasıl ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz, sonra onlar hala yüz çeviriyorlar!
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Gördünüz mü? Allah, işitmenizi, gözlerinizi alsa, kalblerinizi kapasa, Allah'tan başka hangi tanrı onu sizlere getirebilir?' Ayetleri nasıl türlü türlü açıkladığımıza bir baksana, sonra da onlar yüz çevirirler.
Diyanet Vakfi = De ki: Ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse bunları size Allah'tan başka hangi tanrı geri verebilir! Bak, delilleri nasıl açıklıyoruz. Onlar hâla yüz çeviriyorlar!
Edip Yüksel = De: 'Bir düşünün, ALLAH sizin işitme ve görme duyunuzu alıp belleğinizi kapasa, ALLAH'tan başka hangi tanrı onları size geri verebilir?' Ayetleri nasıl açıkladığımıza ve buna rağmen nasıl da yüz çevirdiklerine dikkat et!
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki söyleyin bakayım: Eğer Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıverir ve kalblerinizi mühürleyiverirse kimdir Allahdan başka bir ilâh ki onu size getirib verecek? Bak biz âyetlerimizi nasıl evirib çevirib türlü suretlere sokuyoruz? Sonra da onlar nasıl geçiveriyorlar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Söyleyin bakayım, eğer Allah, kulaklarınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi mühürleyiverirse, Allah'tan başka hangi tanrı onu size iade edecek?» Bak Biz delillerimizi nasıl evirip çevirip türlü türlü açıklıyoruz! Sonra da onlar nasıl (yüz çevirip) geçiveriyorlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Söyleyin bakalım, eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalblerinize mühür vurursa, Allah'tan başka onları size getirecek tanrı kimdir?». Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?
Gültekin Onan = De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer Tanrı sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Tanrı'dan başka getirebilecek Tanrı kimdir? Bak, biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çevirip engelliyorlar?"
Harun Yıldırım = De ki: “Bana haber verin Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir, kalplerinizi de mühürlerse onları size getirebilecek Allah’tan başka ilah kimdir?” Bak ayetlerimizi nasıl çeşitli olarak açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar.
Hasan Basri Çantay = De ki: “Söyleyin bana! Eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinizin üstüne mühür vursa, Allah'tan başka onları size getirecek ilâh kimdir?” Bak! Âyetleri nasıl türlü türlü anlatıyoruz, sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Hayrat Neşriyat = De ki: -Söyleyin bana; Allah, kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinizi de mühürlese, Allah’tan başka onu size geri getirecek ilâh kimdir? Ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra da onlar nasıl yüz çeviriyorlar...
İbni Kesir = De ki: “Söyleyin bakalım (hiç düşündünüz mü?) Allah işitmenizi ve görmenizi alsa ve kalplerinizi katılaştırsa/durdursa, Allah’tan başka onları size getirecek ilâh kimdir?” Bak, Biz ayetleri nasıl uzun uzun açıklıyoruz. Sonra yine de yüz çeviriyorlar!
Kadri Çelik = De ki: “Düşündünüz mü hiç; eğer Allah, işitmenizi, gözlerinizi alsa ve kalplerinizi mühürlese, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?” Bak, ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz da sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Muhammed Esed = De ki: «Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?» Bak, biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çevirip engelliyorlar?
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Tutun ki Allah işitme yeteneğinizi ve görme duyularınızı elinizden aldı ve kalplerinizi de mühürledi; peki, onları size Allah'tan başka hangi ilah geri verebilir? Bak, mesajlarımızı nasıl da her boyutuyla açıklıyoruz? Fakat hala onlar katı bir önyargıyla diretiyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Haber veriniz, Eğer Allah Teâlâ sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıverse ve kalblerinizin üzerini mühürlese Allah Teâlâ'dan başka onu size getirecek hangi bir ilâh vardır?» Bak Biz âyetleri nasıl açıklıyoruz, sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Ömer Öngüt = De ki: “Söyleyin bana! Eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinizin üstüne mühür vursa, Allah'tan başka onları size getirecek ilâh kimdir?” Bak! Âyetleri nasıl türlü türlü anlatıyoruz, sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Şaban Piriş = De ki: -Söyleyin bana; Allah, kulaklarınızı ve gözlerinizi alsa, kalplerinizi de mühürlese, Allah’tan başka onu size geri getirecek ilâh kimdir? Ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra da onlar nasıl yüz çeviriyorlar...
Sadık Türkmen = De ki: “Söyleyin bakalım (hiç düşündünüz mü?) Allah işitmenizi ve görmenizi alsa ve kalplerinizi katılaştırsa/durdursa, Allah’tan başka onları size getirecek ilâh kimdir?” Bak, Biz ayetleri nasıl uzun uzun açıklıyoruz. Sonra yine de yüz çeviriyorlar!
Seyyid Kutub = De ki, 'Eğer Allah kulaklarını sağır, gözlerini kör etse ve kalplerinize mühür vursa, acaba Allah'dan başka hangi ilâh bunları size geri verebilir?' Nasıl ayetlerimizi çeşitli açılardan açıkladığımızı ve sonradan onların nasıl yüz çevirdiklerini görüyor musun?
Suat Yıldırım = De ki: "Söyleyin bakalım: Eğer Allah işitme ve görme duyunuzu alır, kalplerinizin üstüne bir de mühür vurursa Allah’tan başka hangi tanrı onları size geri getirebilir?"Bak, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz da, sonra onlar nasıl yüzçeviriyorlar!
Süleyman Ateş = De ki: "Söyleyin bana, eğer Allâh işitme(duyu)nuzu ve gözlerinizi alsa, kalblerinizin üstüne de mühür vursa, Allah'tan başka bun(lar)ı size getir(ip ver)ecek tanrı kimdir?" Bak, nasıl âyetleri döndürüp türlü türlü açıklıyoruz, sonra yine onlar yüz çeviriyorlar?
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah'tan başka getirebilecek ilah kimdir?» Bak, biz nasıl ayetleri 'çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da' sonra onlar (yine) sırt çevirip engelliyorlar?
Ümit Şimşek = De ki: Söyleyin bana, Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıp kalplerinizi de mühürlediği takdirde, Allah'tan başka onları size getirecek olan tanrı kimdir? Bir bak, onlara âyetleri nasıl çeşitli şekillerde açıklıyoruz da onlar yine yüz çeviriyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar!
İskender Ali Mihr = (Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah’tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?” Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar.
İlyas Yorulmaz = Deki “Bakın şimdi, Allah kulaklarınızı sağırlaştırıp, gözünüzü kör etse ve kalplerinize perde çekse, Allah’ın sizden aldıklarını size hangi ilah geri getirir. ” Dikkat et! Biz ayetleri nasıl kullanıyoruz. Sonra yinede yüz çeviriyorlar.