إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ
İlâ fir’avne ve meleihî festekberû ve kânû kavmen âlîn(âlîne).
ilâ fir’avne | : firavuna |
ve melei-hî | : ve onun ileri gelenleri, halk |
festekberû (fe istekberû) | : böylece, fakat büyüklendiler |
ve kânû | : ve oldular |
kavmen | : bir kavim |
âlîne | : âlîn olanlar, üstün gelmeye çalışanlar |
Diyanet İşleri = (45-46) Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
Abdulbaki Gölpınarlı = Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.
Abdullah Parlıyan = Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Fakat bunlar büyüklük tasladılar. Zaten oldum olası, kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Adem Uğur = Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Ahmed Hulusi = Firavun'a ve onun ileri gelenlerine. . . Sadece kibirlilik tasladılar ve baş eğmeyen bir topluluk oldular.
Ahmet Tekin = Firavun’a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar, zorbalık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan zorba bir kavim idiler.
Ahmet Varol = Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ancak onlar büyüklendiler. Onlar üstünlük taslayan bir topluluktu.
Ali Bulaç = Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Ali Fikri Yavuz = (45-46) Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn’u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.
Ali Ünal = Firavun’a ve ileri gelen yetkililerine; fakat onlar büyüklendiler, hakkı kabûl etmeyi kibirlerine yediremediler ve zaten kendilerini pek üstün gören bir zümre olduklarını ortaya koydular.
Bayraktar Bayraklı = (45-46) Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u, Firavun ve ileri gelenlerine âyetlerimizle ve kesin delillerimizle gönderdik. Kibirlendiler ve zaten büyüklük taslayan bir topluluktular.[355]
Bekir Sadak = (45-46) Sonra Musa ve kardesi Harun'u, Firavun ve erkanina mucizelerimiz ve apacik delille gonderdik. Buyukluk tasladilar. Zaten magrur bir topluluktular.
Celal Yıldırım = (45-46) Sonra da Musâ ile kardeşi Harun'u, Fir'avn'a ve onun yandaşlarına mu'cizelerle ve çok açık belge ve delillerle gönderdik. Onlar ise büyüklük tasladılar. Zaten dik başlı, kendilerini çok yükseklerde gören bir milletti.
Cemal Külünkoğlu = (45-46) Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
Diyanet İşleri (eski) = (45-46) Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
Diyanet Vakfi = (45-46) Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Edip Yüksel = Firavun ve ileri gelen takımına... Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Fir'avna ve cem'ıyyetine de bunlar kibirlerine yediremediler ve dik başlı bir kavm idiler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Firavun'a ve ileri gelenlerine. Fakat bunlar, kibirlerine yediremediler ve zaten dik başlı bir topluluk idiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapıldılar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.
Gültekin Onan = Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Harun Yıldırım = Firavun'a ve ileri gelenlerine de. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Hasan Basri Çantay = (45-46) Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.
Hayrat Neşriyat = (45-46) Sonra Mûsâ’yı ve kardeşi Hârûn’u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.
İbni Kesir = Firavun'a ve erkanına. Bunun üzerine büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.
Kadri Çelik = Firavun'a ve ileri gelen çevresine (gönderdik); fakat onlar büyüklendiler. Onlar zaten ululuk taslayan bir topluluktu.
Muhammed Esed = Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik; fakat bunlar büyüklük tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.
Mustafa İslamoğlu = Firavun ve onun önde gelen çevresine gönderdik; çünkü onlar büyüklük taslamıştılar; zaten öteden beri hep tepeden bakan bir güruhtular.
Ömer Nasuhi Bilmen = Fir'avun'a ve onun kavmine. Onlar ise ululandılar ve kendilerini yüksek görür bir kavim oldular.
Ömer Öngüt = Firavun'a ve ileri gelenlerine. Bunun üzerine büyüklük tasladılar ve kibirli bir kavim oldular.
Şaban Piriş = Firavun’a ve çevresine. Ama onlar, büyüklendiler, zaten mağrur bir kavim idiler.
Sadık Türkmen = Firavun’a ve ileri gelen adamlarına! Onlar büyüklük tasladılar. Zaten böbürlenen bir topluluk idiler!
Seyyid Kutub = Firavun ile onun önde gelen adamlarına. Fakat onlar büyüklük kompleksine kapılarak iman etmeye yanaşmadılar. Zaten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.
Suat Yıldırım = (45-46) Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun’u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.
Süleyman Ateş = Fir'avn'e ve ileri gelen adamlarına. Onlar büyüklük tasladılar ve böbürlenen bir topluluk oldular.
Tefhim-ul Kuran = Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen, zorba' bir topluluktu.
Ümit Şimşek = Firavun ile adamlarına gittiler; fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.
Yaşar Nuri Öztürk = Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.
İskender Ali Mihr = (Hz. Musa’yı ve Hz. Harun’u), firavun ve onun ileri gelenlerine (gönderdik). Fakat onlar, kibirlendiler (büyüklendiler). Ve âlîn (mağrur, zorba) bir kavim oldular.
İlyas Yorulmaz = Firavun’a ve onun yöneticilerine (gönderdik). Kendilerinin erişilmez yüce bir topluluk olduklarını zannederek büyüklenip kibirlendiler.