وَإِنَّهُ لَذِكْرٌ لَّكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْأَلُونَ
Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).
ve inne-hu | : ve muhakkak ki o |
le | : elbette, mutlaka |
zikrun | : bir zikir |
leke | : senin için |
ve li kavmi-ke | : ve kavmin için |
ve sevfe | : ve olacak |
tus’elûne | : sorulacaksınız, sorumlu olacaksınız |
Diyanet İşleri = Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki o, sana da elbet öğüttür, kavmine de ve soruya çekileceksiniz yakında.
Abdullah Parlıyan = Şüphesiz o vahiy yolu Kur'ân, sana ve toplumuna bir şereftir, ama zamanı gelince hepiniz O'na karşı, tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz.
Adem Uğur = Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki O, sen ve toplumun için bir zikirdir (hatırlatma)! Yakında sorumluluğunuzdan sorgulanacaksınız!
Ahmet Tekin = Kur’ân senin için de, toplumun için de büyük bir şereftir, bir öğüttür, bir ikazdır, okunması ibadet olan bir övünç kaynağıdır. Kur’ân’daki ilâhî emir ve yasaklardan sorumlu tutulacaksınız.
Ahmet Varol = Şüphesiz o (Kur'an) sen ve kavmin için bir şereftir (veya öğüttür). (Ondan) sorulacaksınız.
Ali Bulaç = Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki o Kûr’an, hem senin için, hem kavmin için bir şereftir. İleride de (kıyamet günü, onun hakkını yerine getirib getirmemekten) sorumlu olacaksınız.
Ali Ünal = Ve (sana vahyedilen bu Kur’ân, dünyada ve Âhiret’te) hem senin hem de milletinin şeref ve saadetine sebep bir öğüt, bir mesajdır. Elbette bir gün gelecek, ondan sorguya çekileceksiniz.
Bayraktar Bayraklı = Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir şereftir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.[534]
Bekir Sadak = Dogrusu bu Kuran sana ve ummetine bir oguttur, ondan sorumlu tutulacaksiniz.
Celal Yıldırım = O Kur'ân sana ve milletine elbette hem öğüt, hem anılmaya değer bir şereftir. İleride bundan sorulacaksınız.
Cemal Külünkoğlu = Muhakkak ki bu (Kur'an) senin ve halkın için bir öğüttür. Zamanı gelince hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
Diyanet Vakfi = Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Edip Yüksel = Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve muhakkak ki o, hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride ondan mes'ul olacaksınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve muhakkak ki o (Kur'an) hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Gültekin Onan = Ve şüphesiz o (Kuran), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Harun Yıldırım = Ve şüphesiz o, senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Yakında sorguya çekileceksiniz.
Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki o (Kur'an) senin için de, kavmin için de kat'î bir şerefdir. Siz (ondan) mes'ûl olacaksınız.
Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki o (Kur’ân) senin için de kavmin için de elbette bir şereftir. Artık ileride(ondan) suâl olunacaksınız.
İbni Kesir = Doğrusu bu; sana ve kavmine bir öğüttür. Ondan sorguya çekileceksiniz.
Kadri Çelik = Ve hiç şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir hatırlatıcı uyarıdır. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Muhammed Esed = ve bu (vahiy) şüphesiz senin ve halkın için bir şeref ve itibar (kaynağı) olacaktır ama zamanı gelince hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz.
Mustafa İslamoğlu = Kuşkusuz bu (vahiy), senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır: fakat zamanı gelince hepiniz (ona karşı aldığınız tutuma göre) hesaba çekileceksiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen = (44-45) Ve muhakkak ki o, elbette senin için ve kavmin için pek büyük bir şereftir ve ileride sual olunacaksınızdır. Senden evvel resûllerimizden göndermiş olduğumuz zâtlara sor, biz o Rahmân'dan başka tapılacak ilâhlar yaptık mı?
Ömer Öngüt = Doğrusu Kur'an sana ve kavmine bir öğüttür. Yakında ondan sorguya çekileceksiniz.
Şaban Piriş = Şüphesiz, (Kur’an) senin için ve kavmin için de sorgulanacağınız bir hatırlatmadır.
Sadık Türkmen = Şüphesiz bu (Kur’an), sana ve halkına bir öğüttür. Ama yakında sorgulanacaksınız!
Seyyid Kutub = Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
Suat Yıldırım = Bu Kur’ân hem sana, hem milletine güzel bir namdır, şereftir. İleride ondan dolayı sorguya çekileceksiniz.
Süleyman Ateş = O (Kur'ân) sana ve kavmine bir Zikir (uyarı, şan ve şeref)dir ve yakında (ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız.
Tefhim-ul Kuran = Ve hiç şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Ümit Şimşek = Bu Kur'ân ise senin için de, kavmin için de bir şereftir. Yakında ondan sorguya çekileceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki O (Kur’ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur’ân’dan) sorumlu olacaksınız.
İlyas Yorulmaz = O vahy ettiğimiz Kur’an sana ve kavmine bir öğüttür. Kesinlikle (Kur’an dan) sorulacaksınız.