Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/44

 وَإِنَّهُ لَذِكْرٌ لَّكَ وَلِقَوْمِكَ وَسَوْفَ تُسْأَلُونَ

  Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).

Kelime Karşılaştırma
ve inne-hu : ve muhakkak ki o
le : elbette, mutlaka
zikrun : bir zikir
leke : senin için
ve li kavmi-ke : ve kavmin için
ve sevfe : ve olacak
tus’elûne : sorulacaksınız, sorumlu olacaksınız
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki o, sana da elbet öğüttür, kavmine de ve soruya çekileceksiniz yakında.

 Abdullah Parlıyan = Şüphesiz o vahiy yolu Kur'ân, sana ve toplumuna bir şereftir, ama zamanı gelince hepiniz O'na karşı, tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz.

 Adem Uğur = Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki O, sen ve toplumun için bir zikirdir (hatırlatma)! Yakında sorumluluğunuzdan sorgulanacaksınız!

 Ahmet Tekin = Kur’ân senin için de, toplumun için de büyük bir şereftir, bir öğüttür, bir ikazdır, okunması ibadet olan bir övünç kaynağıdır. Kur’ân’daki ilâhî emir ve yasaklardan sorumlu tutulacaksınız.

 Ahmet Varol = Şüphesiz o (Kur'an) sen ve kavmin için bir şereftir (veya öğüttür). (Ondan) sorulacaksınız.

 Ali Bulaç = Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki o Kûr’an, hem senin için, hem kavmin için bir şereftir. İleride de (kıyamet günü, onun hakkını yerine getirib getirmemekten) sorumlu olacaksınız.

 Ali Ünal = Ve (sana vahyedilen bu Kur’ân, dünyada ve Âhiret’te) hem senin hem de milletinin şeref ve saadetine sebep bir öğüt, bir mesajdır. Elbette bir gün gelecek, ondan sorguya çekileceksiniz.

 Bayraktar Bayraklı = Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir şereftir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.[534]

 Bekir Sadak = Dogrusu bu Kuran sana ve ummetine bir oguttur, ondan sorumlu tutulacaksiniz.

 Celal Yıldırım = O Kur'ân sana ve milletine elbette hem öğüt, hem anılmaya değer bir şereftir. İleride bundan sorulacaksınız.

 Cemal Külünkoğlu = Muhakkak ki bu (Kur'an) senin ve halkın için bir öğüttür. Zamanı gelince hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.

 Diyanet Vakfi = Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

 Edip Yüksel = Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve muhakkak ki o, hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride ondan mes'ul olacaksınız

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve muhakkak ki o (Kur'an) hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.

 Gültekin Onan = Ve şüphesiz o (Kuran), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.

 Harun Yıldırım = Ve şüphesiz o, senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Yakında sorguya çekileceksiniz.

 Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki o (Kur'an) senin için de, kavmin için de kat'î bir şerefdir. Siz (ondan) mes'ûl olacaksınız.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki o (Kur’ân) senin için de kavmin için de elbette bir şereftir. Artık ileride(ondan) suâl olunacaksınız.

 İbni Kesir = Doğrusu bu; sana ve kavmine bir öğüttür. Ondan sorguya çekileceksiniz.

 Kadri Çelik = Ve hiç şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir hatırlatıcı uyarıdır. Siz (ondan) sorulacaksınız.

 Muhammed Esed = ve bu (vahiy) şüphesiz senin ve halkın için bir şeref ve itibar (kaynağı) olacaktır ama zamanı gelince hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz.

 Mustafa İslamoğlu = Kuşkusuz bu (vahiy), senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır: fakat zamanı gelince hepiniz (ona karşı aldığınız tutuma göre) hesaba çekileceksiniz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (44-45) Ve muhakkak ki o, elbette senin için ve kavmin için pek büyük bir şereftir ve ileride sual olunacaksınızdır. Senden evvel resûllerimizden göndermiş olduğumuz zâtlara sor, biz o Rahmân'dan başka tapılacak ilâhlar yaptık mı?

 Ömer Öngüt = Doğrusu Kur'an sana ve kavmine bir öğüttür. Yakında ondan sorguya çekileceksiniz.

 Şaban Piriş = Şüphesiz, (Kur’an) senin için ve kavmin için de sorgulanacağınız bir hatırlatmadır.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz bu (Kur’an), sana ve halkına bir öğüttür. Ama yakında sorgulanacaksınız!

 Seyyid Kutub = Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.

 Suat Yıldırım = Bu Kur’ân hem sana, hem milletine güzel bir namdır, şereftir. İleride ondan dolayı sorguya çekileceksiniz.

 Süleyman Ateş = O (Kur'ân) sana ve kavmine bir Zikir (uyarı, şan ve şeref)dir ve yakında (ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız.

 Tefhim-ul Kuran = Ve hiç şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.

 Ümit Şimşek = Bu Kur'ân ise senin için de, kavmin için de bir şereftir. Yakında ondan sorguya çekileceksiniz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki O (Kur’ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur’ân’dan) sorumlu olacaksınız.

 İlyas Yorulmaz = O vahy ettiğimiz Kur’an sana ve kavmine bir öğüttür. Kesinlikle (Kur’an dan) sorulacaksınız.