أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبًا مِّنَ الْكِتَابِ يَشْتَرُونَ الضَّلاَلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ السَّبِيلَ
E lem tera ilâllezîne ûtû nasîben minel kitâbi yeşterûned dalâlete ve yurîdûne en tedıllus sebîl(sebîle).
e | : mi? |
lem tere | : görmedin |
ilâ ellezîne | : onları |
ûtû | : verildi |
nasîben | : nasip, hisse, pay |
min el kitâbi | : kitaptan |
yeşterûne | : satın alıyorlar |
ed dalâlete | : dalâleti, sapıklığı |
ve yurîdûne | : ve istiyorlar |
en tedıllu | : dalâlette kalmanızı, sapmanızı |
es sebîle | : yol |
Diyanet İşleri = Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Görmez misin kendilerine kitaptan bir pay verilenleri? Sapıklığı satın alıyorlar ve sizi de yoldan saptırmak istiyorlar.
Abdullah Parlıyan = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin, sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yoldan çıkmanızı istediklerini görmüyor musun?
Adem Uğur = Kendilerine Kitap'tan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar!
Ahmed Hulusi = Kendilerine hakikat ilminden bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan (inancınızdan) sapmanızı arzuluyorlar.
Ahmet Tekin = Bu mükemmel kutsal kitaptaki bir kısım emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulan ehl-i kitap âlimlerini görmüyor musun? Dalâleti, bozuk düzeni, başlarına buyruk yaşamayı, kendilerine belâ olarak satın alıyorlar, sizin de doğru yoldan uzaklaşmanızı, başınıza buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihinizi istiyorlar.
Ahmet Varol = Kendilerine kitaptan bir nasip verilenleri görmüyor musun ki, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Ali Bulaç = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmedin mi?
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine kitabdan bir nasib verilen Yahudî âlimlerine bakmaz mısın? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Ali Ünal = Bakmaz mısın şu kendilerine Kitap’tan bir pay verilenlere: nasıl da sürekli dalâleti satın alıp duruyorlar ve bu yetmiyormuş gibi, sizin de (üzerinde bulunduğunuz) düz yoldan sapıp gitmenizi diliyorlar.
Bayraktar Bayraklı = Kendilerine kitabın/Tevrat'ın bilgisi verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar.
Bekir Sadak = Kendilerine Kitab'dan bir pay verilenlerin sapikligi satin aldiklarini ve sizin yolu sapitmanizi istediklerini gormuyor musun?
Celal Yıldırım = Kendilerine kitaptan az-çok bir pay verilenlere bakmaz mısın ? Bunlar sapıklığı satın alıp sizin de doğru yoldan sapmanızı isterler.
Cemal Külünkoğlu = Şu kendilerine kitaptan bir nasip verilen (Yahudileri ve onlar gibi)leri görmüyor musun? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar.
Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine Kitap'dan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin yolu sapıtmanızı istediklerini görmüyor musun?
Diyanet Vakfi = Kendilerine Kitap'tan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar!
Edip Yüksel = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin, sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmüyor musun?
Elmalılı Hamdi Yazır = Bakmazmısın şu kendilerine kitabdan bir nasîb verilmiş olanlara? Kendileri sapgınlığı satın alıyorlar da istiyorlar ki siz de yolu sapıtasınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şu kendilerine Kitap'tan pay verilmiş olanları görmüyor musun? Kendileri sapıklığı satın alıyorlar ve istiyorlar ki siz de yolu sapıtasınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Gültekin Onan = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmedin mi?
Harun Yıldırım = Kitaptan bir nasip verilen kimseleri görmedin mi? Sapıklığı satın alıyorlar da sizden de yolu sapıtmanızı istiyorlar.
Hasan Basri Çantay = Kendilerine kitabdan (okuyup yazmakdan) bir nasıyb verilmiş olanlara bakmadın mı? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Hayrat Neşriyat = Kendilerine Kitab’dan (Tevrât’tan) bir nasib verilenleri (yahudileri) görmedin mi? Dalâleti (nasıl da) satın alıyorlar ve sizin de hak yoldan sapmanızı istiyorlar!
İbni Kesir = Bakmazmısın şu kendilerine kitabdan bir pay verilmiş olanlara? Kendileri sapıklığı satın aldıkları gibi sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Kadri Çelik = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin yolu sapıtmanızı istediklerini görmüyor musun?
Muhammed Esed = Kendilerine ilahi kelamdan bir pay verilmiş olanların şimdi onu sapıklık ile değiştirdiklerini ve sizin (de) yoldan çıkmanızı istediklerini görmüyor musunuz?
Mustafa İslamoğlu = Kendilerine vahiyden bir pay verilmiş olanların onu sapıklıkla değiştirdiklerini ve sizin de yoldan çıkmanızı istediklerini görmüyor musun?
Ömer Nasuhi Bilmen = Kendilerine kitaptan bir nâsip verilmiş olanları görmedin mi? Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yolu sapıtmanızı istiyorlar.
Ömer Öngüt = Kendilerine kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Şaban Piriş = Kitaptan bir nasip verilen kimseleri görmüyor musun? Sapıklığı satın alıyorlar. Ve sizin yoldan sapmanızı arzu ediyorlar.
Sadık Türkmen = Kendilerine kitap’tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Seyyid Kutub = Şu kendilerine kitaptan bir pay verdiklerimizi görmüyor musun? Bunlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar.
Suat Yıldırım = Baksanıza kendilerine kitaptan nasip verilenlerin yaptıklarına! Kendilerinin hidâyeti bırakıp sapıklığı satın almaları yetmiyormuş gibi, sizin de yolunuzu şaşırmanızı istiyorlar.
Süleyman Ateş = Şu kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? (Baksana onlar,) sapıklığı satın alıyorlar, istiyorlar ki, siz de yolu sapıtasınız.
Tefhim-ul Kuran = Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmedin mi?
Ümit Şimşek = Kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanları görmedin mi? Onlar sapıklığa müşteri oluyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız.
İskender Ali Mihr = Kendilerine Kitap’tan nasip verilenleri görmedin mi? Dalâleti satın alıyorlar ve sizin de yoldan (Allah’ın yolundan) sapmanızı (dalâlete düşmenizi) istiyorlar.
İlyas Yorulmaz = Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun? Sapıklığı satın alıyorlar ve sizinde kendileri gibi doğru yoldan sapmanızı istiyorlar.