بَلْ مَتَّعْنَا هَؤُلَاء وَآبَاءهُمْ حَتَّى طَالَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ أَفَلَا يَرَوْنَ أَنَّا نَأْتِي الْأَرْضَ نَنقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا أَفَهُمُ الْغَالِبُونَ
Bel metta’nâ hâulâi ve âbâehum hattâ tâle aleyhimul umur(umuru), e fe lâ yerevne ennâ ne’til arda nenkusuhâ min etrâfihâ, e fe humul gâlibûn(gâlibûne).
bel | : hayır |
metta’nâ | : biz onları metalandırdık, faydalandırdık |
hâulâi | : işte onlar |
ve âbâe-hum | : ve onların babaları, ataları |
hattâ | : öyle ki, hatta, oluncaya kadar |
tâle | : uzun geldi |
aleyhim | : onlara |
el umuru | : ömür |
e fe lâ yerevne | : artık, hâlâ görmüyorlar mı |
ennâ | : nasıl |
ne’ti | : geliyoruz |
el arda | : arz, yeryüzü |
nenkusû-hâ | : onu eksiltiyoruz |
min etrâfi-hâ | : onun etrafından, çevresinden |
e fe hum | : öyleyse, hâlâ onlar mı |
el gâlibûne | : gâlip olanlar, üstün gelenler |
Diyanet İşleri = Evet, biz onları da atalarını da, faydalandırdık. Öyle ki uzun süre yaşadılar. Ama, artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? O hâlde, onlar mı galip gelecekler?
Abdulbaki Gölpınarlı = Hattâ biz, onların da, atalarının da ömürlerini uzattık, ömürleri boyunca onları geçindirdik, fakat görmezler mi ki yerlerine, yurtlarına girip hâkim oldukları yerleri daraltıp azaltmadayız; hâlâ onlar mı üstün olanlar?
Abdullah Parlıyan = Kaldı ki biz bunlara da, bunların atalarına da ömürlerinin sonuna kadar hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik. Fakat bu insanlar görmüyorlar mı İslâm orduları vasıtasıyla memleketleri, her taraftan daraltılarak eksiltilmiş oluyor veya yeryüzünün sahip olduğu en iyi şeylerden hergün biraz daha yoksun bırakarak, cezalandırıcı müdahelelerimizle nasıl yokladığımızı… Şu halde üstün gelecek onlar mı, yoksa biz miyiz?
Adem Uğur = Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?
Ahmed Hulusi = Hayır, biz bunları ve atalarını (dünya nimetlerinden) yararlandırdık. O kadar ki, onlara ömür çok uzun geldi (bitmeyecekmiş gibi)! Görmüyorlar mı ki biz arza (fiziksel bedene) geliyoruz, onun etrafından onu noksanlaştırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölümü tadar). . . Galipler onlar mı?
Ahmet Tekin = Doğrusu onlara da, atalarına da zevk-u sefa içinde hayat yaşattık. Hatta o ömür, onlara uzun bile geldi. Şimdi yurtlarını her taraftan işgal edip topraklarını aldığımızı, boyunlarını vurduğumuzu, kendilerini esir edip sıkıştırdığımızı hâlâ görmüyorlar mı? Bu durumda galip olanlar, üstün gelenler onlar mı?
Ahmet Varol = Doğrusu biz onları ve atalarını yararlandırdık. Öyle ki ömür onlara uzun geldi. Bizim yere gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Şu halde üstün gelenler onlar mıdır?
Ali Bulaç = Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu biz, o kâfirleri ve atalarını yaşattık, hatta o ömür, onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı, kâfirlerin arazisini alıb etrafından (müslümanlara feth ettirmekle) azaltıyoruz. O halde galib gelenler onlar mı?
Ali Ünal = Gerçek şu ki, Biz o müşriklere de, babalarına da geçimlikler verdik; öyle ki, başlarına bir şey gelmeden uzun asırlar emniyet içinde yaşadılar. (Şu anda kendilerini aldatan da bu.) Ama Bizim (ilim, irade ve kudretimizle) yerde tasarrufta bulunup, onu etrafından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Böyle iken, onlar nasıl galip olabilir?
Bayraktar Bayraklı = Doğrusu biz o inkârcıları ve babalarını dünya nimetlerinden yararlandırdık. Öyle ki uzun süre bu şekilde yaşadılar. Onlar, bizim, şimdi bulundukları topraklara gelip, oraları azar azar ele geçirdiğimizi görmüyorlar mı? Onlar inananlara galip geleceklerini mi sanıyorlar?
Bekir Sadak = Biz bunlara ve babalarina gecimlikler verdik de omurleri uzadi; simdi memleketlerini her yandan eksilttigimizi gormuyorlar mi? stun gelen onlar midir?
Celal Yıldırım = Doğrusu biz, bunları da babalarını da geçindirdik de ömürleri uzayıp gitti. Yerlerine (yaşadıkları ülkelerine) gelip onu çevresinden yavaş yavaş eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelenler onlar mıdır?
Cemal Külünkoğlu = Doğrusu biz onlara ve atalarına geniş geçim imkânları bağışladık da uzun yıllar refah içinde yaşadılar. Ama artık görmüyorlar mı ki, biz yeryüzünü çevresinden eksiltiyoruz? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?
Diyanet İşleri (eski) = Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mıdır?
Diyanet Vakfi = Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?
Edip Yüksel = Halbuki biz onları ve atalarını yaşlanıncaya kadar nimetlendirdik. Yeryüzünün uçlarından habire eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen onlar mı üstün gelecek?
Elmalılı Hamdi Yazır = Doğrusu biz, onları ve atalarını yaşattık hattâ o ömür onlara uzun geldi, fakat şimdi görmüyorlar mı o Arzı etrafından eksiltip duruyoruz, o halde galip onlar mı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu Biz onları ve atalarını yaşattık, hatta o ömür onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki, yeryüzünü etrafından eksiltip duruyoruz? O halde üstün gelen onlar mıdır?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu biz o kâfirleri ve atalarını yaşattık, hatta o ömür onlara uzun geldi. Fakat şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? O halde üstün gelen onlar mıdır?
Gültekin Onan = Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?
Harun Yıldırım = Evet, onları da, atalarını da barındırdık. Nihayet ömür kendilerine (hiç bitmeyecek gibi) uzun geldi. Oysa onlar, bizim gelip (kâfirlere ait) araziyi çevresinden eksilteceğimizi görmezler mi? Şu halde, üstün gelen onlar mı?
Hasan Basri Çantay = Evet, biz onları da, atalarını da — (bu dünyâda) ömür (leri) tepelerini aşıb uzayıncaya kadar — (yaşatıb) geçindirdik. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki biz o arza gelib etrafından (tedricen) eksiltib duruyoruz. O halde gaalib olanlar onlar mı?
Hayrat Neşriyat = Hayır, onları da atalarını da (dünya ni'metlerinden) faydalandırdık, nihâyet ömür(leri) kendilerine uzun geldi (ölmeyeceklerini sandılar). Şimdi görmüyorlar mı ki, muhakkak biz (ben Azîmüşşân), yeryüzüne (kâfirlerin memleketlerine, mü’minlere yardım etmek sûretiyle) geliyor, onu etrâfından (Müslümanların fetihleriyle) eksiltip duruyoruz. O hâlde galib gelenler onlar mı?
İbni Kesir = Evet Biz; onlara da, atalarına da geçimlikleri verdik. Öyle ki ömürleri kendilerine uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki; Biz; o yeryüzüne gelip çevresinden eksiltip durmaktayız. Onlar mıdır galip gelenler şu halde?
Kadri Çelik = Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı; şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi (topluca yıkıma uğrattığımızı) görmüyorlar mı? Hal böyleyken onlar mıdır üstün gelenler?
Muhammed Esed = Kaldı ki, Biz bunlara da, bunların atalarına da, ömürlerinin sonuna kadar, hayatın tadını çıkararak avunmalarına fırsat verdik; fakat bu insanlar, Bizim yeryüzüne -üzerindeki en iyi, en güzel şeyleri her gün biraz daha eksilterek- vaziyet ettiğimizi görmüyorlar mı? Buna rağmen, yine de baskın çıkacaklar(ını umuyorlar) mı?
Mustafa İslamoğlu = Hayır, Biz onları ve atalarını geçici zevklere daldırdık; ta ki ömrün kendileri için böyle uzayıp gideceği (zehabına kapılsınlar): İyi ama, onlar görmüyorlar mı ki Biz yeryüzüne müdahil olup, ona (ait değerleri) her bir tarafından eksiltiyoruz? Bir de kalkıp kazanacaklarını umuyorlar, öyle mi?
Ömer Nasuhi Bilmen = Evet. Biz onlara ve babalarına mühlet verdik, tâ ki kendilerine ömürleri uzatmış oldu. Görmüyorlar mı ki, Biz yurtlarına varıp onu etrafından eksiltiyoruz. O halde galip olanlar onlar mı?
Ömer Öngüt = Biz onları da atalarını da barındırdık, kendilerine geçimlikler verdik. Ömür kendilerine (hiç bitmeyecek kadar) uzun geldi. Oysa onlar, bizim yeryüzüne gelip, onu her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı?
Şaban Piriş = Evet, biz onlara da atalarına da geçimlikler verdik. Öyle ki, uzun süre yaşadılar. Şimdi onlar, yeri etrafından eksiltip durduğumuzu görmüyorlar mı? Onlar mı galip gelecekler?
Sadık Türkmen = Aksine biz onları ve atalarını faydalandırdık/nimetlerle yaşattık. Hatta, o ömür kendilerine uzun geldi! Fakat bu insanlar görmüyorlar mı; yeryüzünü, toprağı/kara parçasını uçlarından eksilttiğimizi!.. Şimdi, üstün gelen onlar mıdır?
Seyyid Kutub = Aslında biz onlara ve atalarına geniş geçim imkânları bağışladık da uzun yıllar refah içinde yaşadılar. Fakat bizim, kâfirlerin yurtlarını uçlarından kırptığımızı, müslümanlar lehine alanlarını daralttığımızı görmüyorlar mı? Acaba üstün gelen onlar mıdır?
Suat Yıldırım = Kaldı ki Biz onlara da, babalarına da nimet verdik. Öyle ki uzayan ömürlerinin tadını çıkarıp avundular. Ama hükmümüzün yere yönelerek onu yavaş yavaş eksilttiğini görmüyorlar mı? Durum böyle iken onlar nasıl galip gelebilirler?
Süleyman Ateş = Biz onları ve atalarını yaşattık, nihâyet kendilerine ömür uzun geldi, (ebedi yaşayacaklarını sandılar). Bizim, yere gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa biz miyiz)?
Tefhim-ul Kuran = Evet, biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyleki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, bizim gerçekten yere gelip onu çevresinden eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?
Ümit Şimşek = Biz bunları da, atalarını da nimetlerimizden nasiplendirdik. Öyle ki, ömürleri onlara pek uzun göründü. Fakat Bizim gelip de yeryüzünü kenarlarından eksiltmekte olduğumuzu onlar görmüyorlar mı? Böyleyken yine onlar mı üstün gelmiş oluyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk = Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı?
İskender Ali Mihr = Hayır, onlara da uzun gelen bir ömür boyunca onları ve babalarını, Biz metalandırdık (faydalandırdık). Arza gelip, onu etrafından nasıl eksilttiğimizi hâlâ görmüyorlar mı? Öyleyse gâlip gelenler (üstün olanlar) onlar mı?
İlyas Yorulmaz = Halbuki onlara ve onların atalarına uzun süre yaşayabilecekleri bir ömür sağladık. Onlar görmüyorlar mı? Yeryüzünde olanları biz getiriyoruz, yeryüzünün her tarafındakileri (yaratmış olduklarımızı) yine biz eksiltiyoruz. Böyle olduğu halde, bize galip mi gelecekler?