إِذْ يُرِيكَهُمُ اللّهُ فِي مَنَامِكَ قَلِيلاً وَلَوْ أَرَاكَهُمْ كَثِيرًا لَّفَشِلْتُمْ وَلَتَنَازَعْتُمْ فِي الأَمْرِ وَلَكِنَّ اللّهَ سَلَّمَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
İz yurîkehumullâhu fî menâmike kalîlen, ve lev erâkehum kesîran le feşiltum ve le tenâza'tum fîl emri ve lâkinnallâhe sellem(selleme), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).
iz | : olduğu zaman |
yurîke-hum allâhu | : Allah sana onları gösteriyor |
fî menâmi-ke | : senin uykunda |
kalîlen | : az |
ve lev | : ve eğer, şayet |
erâke-hum | : onları sana gösterdi |
kesîran | : çok |
le feşiltum | : mutlaka tedirgin olurdunuz, yılgın düşerdiniz |
ve le tenâza’tum | : ve elbette anlaşmazlığa (nizaya) düşerdiniz |
fîl emri | : emir hakkında |
ve lâkinne allâhe | : ve fakat Allah |
selleme | : salim kıldı, selâmete çıkardı |
inne-hu | : muhakkak ki o, çünkü o |
alîmun | : en iyi bilen |
bi zâti es sudûri | : göğüslerde olanı, sinelerde olanı |
Diyanet İşleri = Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hani Allah, rüyanda sana onların az olduğunu göstermişti; çok gösterseydi ürker, gevşerdiniz ve iş hususunda da çekişe kalkışırdınız. Fakat Allah sizi bundan kurtardı ve şüphe yok ki o, gönüllerdekini bilir.
Abdullah Parlıyan = Hatırla o vakti ki, Allah rüyanda onları sana az gösteriyordu. Eğer onları çok gösterseydi, muhakkak ki, yılgınlık duyacak ve tutulacak yol hakkında anlaşmazlığa düşecektiniz. Ama Allah sizi böyle bir duruma düşmekten kurtardı. Çünkü O, insanların kalplerinde ne varsa, onun hakkında mutlak bilgi sahibidir.
Adem Uğur = Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Ahmed Hulusi = Allâh uykunda onları sana az gösteriyor(du). . . Eğer sana onları çok gösterseydi, elbette korkuya kapılırdınız ve iş hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz. . . Ne var ki Allâh (sizi) selâmete çıkardı. . . Muhakkak ki O, sadırların ("DÜNYAN"ın) zâtı (varlığınızın El ESMÂ'sıyla hakikati) olarak Aliym'dir.
Ahmet Tekin = Hani Allah uykunda sana onları az gösteriyordu. Eğer onları kalabalık, çok göstermiş olsaydı, korkacaktınız, savaşıp savaşmama ve savaş planı konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah, sizi bundan kurtardı. Çünkü o gönüllerdeki sırları bilir.
Ahmet Varol = Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer çok gösterseydi yılgınlığa düşer ve işte (savaş konusunda) tartışmaya girerdiniz. Ancak Allah kurtardı. O, kalplerde olanı bilmektedir.
Ali Bulaç = Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ali Fikri Yavuz = O vakit Allah sana, onları, rüyanda az gösteriyordu. Eğer sana, o düşmanları çok gösterseydi korkacaktınız ve savaş hususunda ihtilâfa düşecektiniz. Fakat Allah bundan sizi kurtardı. Çünkü O, bütün kalblerdekini hakkıyla bilendir.
Ali Ünal = (Ey Rasûlüm,) hani Allah, (savaştan önce) müşrik ordusunu sana rüyanda olduklarından çok daha az gösteriyordu. Böyle değil de, eğer (gerçek sayılarıyla) çok gösterseydi, mutlaka cesaretiniz kırılır ve neyi nasıl yapmak gerektiği konusunda ihtilâfa düşerdiniz. Fakat Allah, sizi böyle bir duruma düşmekten kurtardı ve esenliğe çıkardı. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü, onlarda saklı tutulan bütün sırları hakkıyla bilir.
Bayraktar Bayraklı = Hatırla ki Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah sizi bundan kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin iç yüzünü bilir.
Bekir Sadak = Allah onlari uykunda sana az gosteriyordu. Cok gostermis olsaydi, yilacak ve bu hususta cekismeye basliyacaktiniz, fakat Allah sizi kurtardi; cunku O kalblerde olani bilir.
Celal Yıldırım = Hatırla o vakti ki, Allah onları uykunda sana az göstermişti; eğer onları çok gösterseydi korkar ve emr-u kumanda hususunda çekişip tartışırdınız. Ama Allah esenlik verdi de (sizi) kurtardı. Şüphesiz ki O, sinelerde olanı çok iyi bilir.
Cemal Külünkoğlu = Hatırla o vakti ki, Allah onları uykunda sana (sayıca) az göstermişti. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında ihtilafa düşecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerde olanı çok iyi bilendir.
Diyanet İşleri (eski) = Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlıyacaktınız, fakat Allah sizi kurtardı; çünkü O kalblerde olanı bilir.
Diyanet Vakfi = Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Edip Yüksel = ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir
Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt ki Allah sana onları ru'yanda az gösteriyordu, eğer sana onları çok gösterse idi korkacaktınız ve kumandada nizâa düşecektiniz ve lâkin Allah selâmete bağladı, çünkü o bütün sinelerin künhünü bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hani Allah, sana rüyandan onları az gösteriyordu; eğer sana onları açık gösterseydi, korkacak ve kumanda da tartışacaktınız. Fakat Allah, selamete bağladı; çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hani o vakitler Allah sana uykunda (rüyanda) onları az gösteriyordu. Eğer Allah sana onları kalabalık gösterseydi korkacaktınız ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah böyle bir şeyden sizi uzak tuttu. Çünkü O, gönüllerde yatanı da bilir.
Gültekin Onan = Hani Tanrı onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve buyruk konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Tanrı esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilir.
Harun Yıldırım = Hani Allah onları sana rüyanda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi muhakkak kaçacaktınız ve iş hakkında çekişecektiniz. Fakat Allah selamet verdi. Muhakkak Allah sinelerin sahibini hakkıyla bilendir.
Hasan Basri Çantay = Hani Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi elbette çekinecekdiniz ve iş hakkında elbette çekişirdiniz. Fakat Allah (bundan sizi) kurtardı. Çünkü O, hiç şübhesiz göğüslerin içini ve özünü bilendir.
Hayrat Neşriyat = O zaman, Allah sana uykunda (gözüne) onları az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette korkardınız ve bu iş (savaş) husûsunda gerçekten ihtilâfa düşerdiniz; fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Muhakkak ki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
İbni Kesir = Hani Allah; uykunda, onları sana az gösteriyordu. Eğer sana onları çok göstermiş olsaydı; elbette çekinecek ve iş hakkında çekişecektiniz. Fakat Allah, sizi kurtardı. Muhakkak ki O; göğüslerde olanı bilendir.
Kadri Çelik = Hani Allah onları uykunda sana az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlayacaktınız. Fakat Allah sizi (bütün bunlardan) esenliğe kavuşturdu. Şüphesiz o kalplerde olanı bilir.
Muhammed Esed = Allah onların sayısını rüyanda sana azmış gibi göstermişti: çünkü eğer çok gösterseydi, muhakkak ki yılgınlık duyacak ve yapılacak iş (tutulacak yol) hakkında birbirinizle anlaşmazlığa düşecektiniz. Ama işte, Allah (böyle bir duruma düşmekten sizi) kurtardı: (çünkü) O, (insanların) kalplerinde ne varsa, onun hakkında tam ve mutlak bilgi sahibidir.
Mustafa İslamoğlu = O zaman Allah rüyanda, sana onları sayıca az gösterdi. Eğer onları sana kalabalık gösterseydi, kesinlikle yılgınlığa kapılacak ve yapılması gerek iş konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah (sizi) bundan korudu: çünkü O gönüllerin özünü en ince ayrıntısına kadar bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen = O vakit ki, Allah Teâlâ onları sana rüyânda az gösteriyordu. Ve eğer onları sana çok göstermiş olsaydı elbette korkacak idiniz ve cihad işinde ihtilafa düşerdiniz. Velâkin Allah Teâlâ selâmete erdirdi. Şüphe yok ki o, göğüslerin içinde olanı bihakkın bilicidir.
Ömer Öngüt = Allah uykuda onları sana az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, çekinir ve bu hususta çekişirdiniz. Fakat Allah sizi kurtardı. Şüphesiz ki O göğüslerin özünü bilendir.
Şaban Piriş = Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu. Çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu hususta çekişmeye başlayacaktınız. Fakat Allah sizi kurtardı. Çünkü O kalplerde olanı bilendir.
Sadık Türkmen = Hani Allah, sana onları rüyanda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi elbette gevşeyip, o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi) bundan korudu. Çünkü O, göğüslerin özünü hakkıyla bilendir.
Seyyid Kutub = Hani Allah onları sana rüyanda az gösteriyordu. Eğer onları kalabalık gösterseydi moraliniz bozulur, bu konuda aranızda tartışmaya düşerdiniz. Fakat Allah, sizi bu tehlikeden korudu. Hiç şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.
Suat Yıldırım = O vakit Allah sana müşrik askerlerini rüyanda az göstermişti. Eğer onları çok gösterseydi paniğe kapılır, emir ve kumanda konusunda ihtilâfa düşerdiniz. Fakat Allah sizi bundan kurtardı. Çünkü O bütün sinelerin gizlediklerini pek iyi bilir.
Süleyman Ateş = Allâh, sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi, çekinirdiniz ve (savaş) iş(in)de çekişirdiniz. Fakat Allâh, (sizi bundan) kurtardı. Doğrusu O, göğüslerin özünü bilir.
Tefhim-ul Kuran = Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ümit Şimşek = O vakit Allah sana onları rüyanda az göstermişti. Çok gösterseydi korkar ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşerdiniz. Fakat Allah sizi esenliğe çıkardı. Çünkü O gönüllerde saklı olanı bilir.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, yılgınlığa düşer, işi kotarmada çekişmeye başlardınız. Ama Allah, sizi selamete çıkardı. O, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.
İskender Ali Mihr = Allah, sana uykuda onları az olarak gösteriyordu. Ve şâyet sana onları çok gösterseydi mutlaka tedirgin olurdunuz ve elbette emir hakkında nizaya (anlaşmazlığa) düşerdiniz. Ve fakat Allah, sizi salim kıldı (selâmete çıkardı). Muhakkak ki Allah, göğüslerde olanı bilendir.
İlyas Yorulmaz = Allah, uykunda onları sana az gösteriyordu. Eğer onları size kalabalık gösterseydi, o zaman gevşer ve bulunduğunuz yerde birbirinizle (kalabalık düşmanla savaşıp savaşmama hususunda) münakaşaya düşerdiniz. Ancak Allah size bırakmayıp savaşma kararına teslim olmanızı sağladı. Çünkü O, kalplerde olanları en iyi bilendir.