مَا سَلَكَكُمْ فِي سَقَرَ
Mâ selekekum fî sekar(sekara).
mâ | : ne |
seleke-kum | : sizi sevkeden, sürükleyen |
fî sekara | : sekarın içine, alevli ateşe |
Diyanet İşleri = (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Nedir derler cehenneme sokan sizi?
Abdullah Parlıyan = Sizi bu cehennem ateşine sürükleyen nedir?
Adem Uğur = Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye
Ahmed Hulusi = "Sizi Sakar'a (dev alevli kuşatan ateşe) sokan nedir?"
Ahmet Tekin = 'Sizi Sekar’a, Cehennem’e sokan ne?' diyorlar.
Ahmet Varol = 'Sizi Sakar'a ne sürükledi?'
Ali Bulaç = "Sizi şu cehenneme sürükleyip iten nedir?"
Ali Fikri Yavuz = “-Sizi cehenneme sokan nedir?”
Ali Ünal = “Nedir sizi Cehennem çukuruna sürükleyen?”
Bayraktar Bayraklı = (39-42) Ancak sağdakiler hariçtir. Onlar cennetlerde olacak ve suçlulara soracaklardır. “Sizi Sekar'a sürükleyen nedir?”
Bekir Sadak = (39-42) Ancak, defteri sagdan verilenler boyle degildir; onlar cennettedirler. Suclulara: «Sizi bu yakici atese surukleyen nedir?» diye sorarlar.
Celal Yıldırım = Sizi Cehennem'e sürüp sokan nedir?
Cemal Külünkoğlu = (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Suçlular: “Sizi şu cehenneme sürükleyip iten nedir?” (diye uzaktan sorarlar.)
Diyanet İşleri (eski) = (39-42) Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: 'Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?' diye sorarlar.
Diyanet Vakfi = (40-42) Onlar cennetler içindedir. Günahkârlara: Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir? diye uzaktan uzağa sorarlar.
Edip Yüksel = 'Sizi bu cezaya sokan nedir?'
Elmalılı Hamdi Yazır = Nedir, diye: sizi sekare sokan?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sizi Sekar'a sokan nedir? diye;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Nedir sizi Sekar'a sokan?» diye.
Gültekin Onan = "Sizi şu cehenneme sürükleyip iten nedir?"
Harun Yıldırım = “Sizi Sekar’a sürükleyipiten nedir?”
Hasan Basri Çantay = «Sizi cehenneme sokan nedir»?
Hayrat Neşriyat = (Sonra o günahkârları görünce dediler ki:) 'Sizi Sakar’a (Cehennemin o dehşetli vâdisine) sokan nedir?'
İbni Kesir = Nedir sizi Sekar'a sürükleyen?
Kadri Çelik = “Sizi şu Sakar'a (cehenneme) sürükleyip iten nedir?”
Muhammed Esed = "Sizi bu cehennem ateşine sürükleyen nedir?"
Mustafa İslamoğlu = "Sizi, içinizi yansıtan bu ateşe ne soktu?"
Ömer Nasuhi Bilmen = (41-42) Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?»
Ömer Öngüt = "Sizi Sakar'a (alevli cehenneme) sokan nedir?"
Şaban Piriş = -Sizi cehenneme sevkeden nedir?
Sadık Türkmen = "sizi sekara sürükleyen neydi?"
Seyyid Kutub = Sakar'a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir? diye.
Suat Yıldırım = (40-42) Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: "Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?" diye sorulur.
Süleyman Ateş = "Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi?"
Tefhim-ul Kuran = «Sizi şu cehenneme sürükleyip iten nedir?»
Ümit Şimşek = 'Sizi Sakar'a ne attı?'
Yaşar Nuri Öztürk = "Sizi Sekar'a sürükleyen nedir?"
İskender Ali Mihr = Sizi sekarın içine (alevli ateşe) sevkeden (sürükleyen) nedir?
İlyas Yorulmaz = “Sizi ateşe (sakara) iten sebepler nedir?” diye.