وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُ نَاجٍ مِّنْهُمَا اذْكُرْنِي عِندَ رَبِّكَ فَأَنسَاهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّهِ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِنِينَ
Ve kâle lillezî zanne ennehu nâcin minhumâzkurnî inde rabbike fe ensâhuş şeytânu zikre rabbihî fe lebise fîs sicni bid’a sinîn(sinîne).
ve kâle | : ve dedi |
lillezî (li ellezî) | : o kimseye |
zanne | : zannetti, bildi |
enne-hu | : onun olduğu |
nâcin | : kurtulan kimse |
min humâ | : ikisinden |
uzkur-ni | : beni zikret, hatırla, an |
inde rabbi-ke | : efendinin yanında |
fe ensâhu | : o zaman, fakat ona unutturdu |
eş şeytânu | : şeytan |
zikre | : hatırlama, anma |
rabbi-hi | : onun efendisi |
fe lebise | : böylece kaldı |
fî es sicni | : zindanda |
bid’a | : birkaç |
sinîne | : seneler |
Diyanet İşleri = Yûsuf, onlardan kurtulacağını düşündüğü kişiye, “Efendinin yanında beni an”, dedi. Fakat şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlardan, kurtulacağını sandığına beni dedi, efendine anlat. Fakat Şeytan, efendisine bunu anlatmayı unutturdu ona ve bu yüzden daha nice yıllar zindanda kaldı.
Abdullah Parlıyan = Ve bunun üzerine Yûsuf, iki hapis arkadaşından kurtulacağını düşündüğü kimseye, efendinin yanında benim suçsuz olduğumu hatırlatmak üzere beni hatırla dedi. Fakat şeytan o adama, Yûsuf'un durumunu efendisine hatırlatmayı unutturdu; bundan dolayı Yûsuf bir kaç yıl daha zindanda kaldı.
Adem Uğur = Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin yanında an, (umulur ki beni çıkarır). Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu. Dolayısıyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kaldı.
Ahmed Hulusi = (Yusuf) bu ikisinden, kurtulacağını zannettiği kimseye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla (ve hatırlat)!". . . Ne var ki, şeytan, efendisinin yanında Yusuf'u hatırına getirmeyi unutturdu da, nice yıllar zindanda kaldı.
Ahmet Tekin = Yûsuf, zindandan kurtulacağına inandığı iki gençten birine:'Efendinin yanında benden bahset' dedi. Fakat şeytan, efendisinin yanında, Yûsuf’tan söz etmeyi ona unutturdu. Bu yüzden Yûsuf birkaç yıl daha zindanda kaldı.
Ahmet Varol = O iki kişiden kurtulacağını sandığı kimseye: 'Beni efendinin yanında an' dedi. Fakat şeytan ona efendisine yanında anmayı unutturdu ve böylece (Yusuf) birkaç yıl zindanda kaldı.
Ali Bulaç = İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.
Ali Fikri Yavuz = Bir de Yûsuf, idamdan kurtulacağını bildiği bu ikisinden birine, (şerbetçiye-sakıya) şöyle dedi: “- (hapisten çıktıktan sonra zulme uğradığımı ve masum bulunduğumu) efendinin yanında beni anarak söyle.” Fakat Şeytan, efendisine (bunu), anmayı , delikanlıya unutturdu da, Yûsuf bir çok sene (yedi veya on -iki yıl) zindanda kaldı.
Ali Ünal = Yusuf, o iki arkadaştan kurtulacağına inandığı kişiye, “Beni, (suçsuzluğumu) efendinin yanında anıver!” dedi. Fakat şeytan, o kişinin bunu efendisine söylemeyi unutmasına sebep oldu da, Yusuf bir kaç yıl dana zindanda kaldı.
Bayraktar Bayraklı = Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: “Beni efendinin yanında an.” Fakat şeytan ona, efendisine Yûsuf'u anmayı unutturdu. Dolayısıyla birkaç sene daha zindanda kaldı.
Bekir Sadak = Ikisinden, kurtulacagini sandigi kimseye Yusuf: «Efendinin yaninda beni an» dedi. Ama seytan efendisine onu hatirlatmayi unutturdu ve Yusuf bu yuzden daha birkac yil hapiste kaldi. *
Celal Yıldırım = Yûsuf, ikisinden kurtulacağını sandığı (ya da kesinlikle bildiği) kişiye : «Efendinin yanında beni an !» dedi. Ama şeytan ona efendisine anmayı unutturdu da Yûsuf bu sebeple birkaç yıl daha zindanda kaldı.
Cemal Külünkoğlu = (Yusuf,) kurtulacağını anladığı arkadaşına: “Efendinin yanında benden söz et (suçsuz olduğumu söyle ve özelliklerimi anlat)” dedi. Fakat şeytan, efendisine (Yusuf'u) anlatmayı adama unutturdu; (bu yüzden Yusuf) birkaç yıl daha zindanda kaldı.
Diyanet İşleri (eski) = İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: 'Efendinin yanında beni an' dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden daha birkaç yıl hapiste kaldı.
Diyanet Vakfi = Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin yanında an, (umulur ki beni çıkarır). Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu. Dolayısıyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kaldı.
Edip Yüksel = O ikisinden, kurtulacağını öngürdüğü kimseye, 'Beni rabbinin yanında an,' dedi. Rabbini anmayı Şeytan ona (Yusuf'a) unutturunca hapiste birkaç yıl daha kaldı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de bunlardan, kurtulacağını zannettiğine, efendinin yanında beni an dedi, ona da Şeytan, efendisine anmayı unutturdu da senelerce zindanda kaldı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Birde bu ikisinden kurtulacağını sandığı kişiye: «Efendinin yanında beni an!» dedi. Ona da şeytan, efendisinin yanında anmayı unutturdu da yıllarca zindanda kaldı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yusuf, hapisten kurtulacağına inandığı o ikiden birine dedi ki: «Beni efendinin yanında an». (Benden söz et ki, beni kurtarsın). Fakat Şeytan, ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yıllarca zindanda kaldı.
Gültekin Onan = İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.
Harun Yıldırım = İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki: “Beni efendinin yanında an.” Fakat şeytan ona kendisini efendisinin yanında anmasını unutturdu. Bu yüzden daha nice yıllar zindanda kaldı.
Hasan Basri Çantay = Bu ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: «Beni efendinin yanında an». Fakat şeytan, efendisine anmayı ona unutdurdu da (bu yüzden Yuusuf) daha nice yıllar zindanda kaldı.
Hayrat Neşriyat = Ve (Yûsuf) doğrusu içlerinden kurtulacak olanın o olduğunu zannettiği kimseye: 'Efendinin yanında beni an! (Umulur ki beni bu durumdan kurtarır)' dedi. Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu da (Yûsuf) senelerce zindanda kaldı.
İbni Kesir = O ikisinden kurtulacağını sandığı kimseye dedi ki: Efendinin yanında beni an. Fakat şeytan onu efendisine anmayı unutturdu. Bu yüzden daha nice yıl zindanda kaldı.
Kadri Çelik = İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye, “Efendinin yanında beni an” dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve bu yüzden bir kaç yıl daha hapiste kaldı.
Muhammed Esed = Ve (bunun üzerine Yusuf,) iki mahpustan kurtulacağını düşündüğü kimseye: "(Buradan çıkacağın zaman) efendine benden söz et!" dedi. Ne var ki Şeytan berikine efendisinin yanında (Yusuf'tan) söz etmeyi unutturdu. Ve Yusuf bu yüzden hapiste birkaç yıl (daha) kaldı.
Mustafa İslamoğlu = Ve o ikisinden, kurtulacağına inandığı gence şu ricada bulundu: "Efendinin yanında beni an!" Şeytan, onu efendisine hatırlatmayı o (gence) unutturdu. Bunun sonucunda hapiste birkaç yıl daha kaldı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o ikisinden necâta ereceğini sanmış olduğuna dedi ki: «Beni efendinin yanında yâd et.» Fakat efendisine yâd etmeyi ona şeytan unutturdu ve artık zindanda senelerce kalıverdi.
Ömer Öngüt = “Onlardan kurtulacağını tahmin ettiği kimseye: “Beni efendinin yanında an. (Burada suçsuz olarak yattığımı ona söyle, belki beni çıkarır. )” dedi. Fakat şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf daha bir kaç yıl zindanda kaldı.
Şaban Piriş = Onlardan kurtulacağını zannettiği kimseye: -Efendinin yanında beni hatırla, dedi. Ama şeytan, efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden bir kaç yıl daha hapiste kaldı.
Sadık Türkmen = O iki KİŞİDEN kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki: “Efendinin/yöneticinin yanında beni an/anlat.” Fakat şeytan ona yöneticisine anlatmayı unutturdu. Böylece birkaç yıl daha hapishanede kaldı.
Seyyid Kutub = Yusuf, kurtulacağını tahmin ettiği arkadaşına «Efendinin yanında benden söz et» dedi. Fakat şeytan, efendisine Yusuf'tan sözetmeyi adama unutturdu; bu yüzden Yusuf, daha birkaç yıl hapiste kaldı.
Suat Yıldırım = Onlardan kurtulacağını anladığı arkadaşına: "Efendine benden bahset, suçsuz olduğumu hatırlat," dedi. Fakat şeytan, efendisine söylemeyi ona unutturdu. Böylece Yusuf birkaç yıl daha hapishanede kaldı.
Süleyman Ateş = O iki kişiden kurtulacağını sandığı kimseye: "Beni efendin(kralın)ın yanında an (benim suçsuz olduğumu krala hatırlat)" dedi. Fakat şeytân o adama, (Yûsuf'un durumunu) efendisine söylemeyi unutturdu, (bundan ötürü Yûsuf), birkaç yıl zindanda kaldı.
Tefhim-ul Kuran = İkisinden kurtulacağını, sandığı kişiye dedi ki: «Efendinin katında beni hatırla.» Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.
Ümit Şimşek = O ikisinden kurtulacağını sandığı kimseye, Yusuf 'Efendine beni hatırlat' dedi. Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu ve o daha yıllarca zindanda kaldı.
Yaşar Nuri Öztürk = Yûsuf o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne şöyle dedi: "Rab edindiğin kişi yanında beni an." Ama şeytan o adama, rab edindiği kişiye hatırlatmayı unutturdu. Böylece Yûsuf yıllarca zındanda kaldı.
İskender Ali Mihr = Ve ikisinden kurtulacağını bildiği kişiye: “Efendinin yanında beni an (zikret).” dedi. Fakat şeytan ona, efendisine onu anmayı unutturdu. Böylece birkaç sene zindanda kaldı.
İlyas Yorulmaz = Yusuf hapishaneden kurtulacağını zannettiği arkadaşına “Efendinin yanına gittiğinde beni ona anlat” dedi. Şeytan, hapishaneden kurtulan arkadaşına, efendisinin yanına döndüğünde, Yusuf dan bahsetmeyi unutturunca Yusuf hapishanede iki yıldan daha fazla kaldı.