إِلاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm (hakîmun).
illa | : .. dışında, ...’den başka, ancak, hariç |
tensurû-hu | : ona yardım edersiniz |
fe kad | : o zaman olur, olmuştu |
nasara-hu allâhu | : Allah ona yardım etti |
iz ahrace-hu | : onu çıkardığı zaman |
ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler, kâfirler |
sâniye isneyni | : iki (kişi)nin ikincisi |
iz | : olduğu zaman |
humâ | : ikisi |
fî el gâri | : mağarada |
iz yekûlu | : demişti |
li sâhibi-hi | : arkadaşına |
lâ tahzen | : mahzun olma, üzülme |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
mea-nâ | : bizimle beraber |
fe enzele allâhu | : o zaman Allah indirdi |
sekînete-hu | : sekînetini |
aleyhi | : onun üzerine |
ve eyyede-hu | : ve onu destekledi |
bi cunûdin | : bir ordu ile |
lem terev-hâ | : onu görmediniz, göremediniz |
ve ceale | : ve kıldı |
kelimete | : söz |
ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler, kâfirler |
es suflâ | : sefil, sufli, adi |
ve kelimetu allâhi | : ve Allah’ın kelimesi |
hiye el ulyâ | : o çok yücedir, en üstün |
vallâhu | : ve Allah |
azîzun | : azîz, çok yüce, üstün |
hakîmun | : hakîm, hüküm ve hikmet sahibi |
Diyanet İşleri = Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Siz ona yardım etmezseniz hatırlayın o zamanı ki kâfirler, onu yurdundan çıkardıkları zaman yardım etmişti ona. O, iki kişinin ikincisiydi ancak ve hani ikisi de mağaradaydılar, arkadaşına, mahzun olma demişti, şüphe yok ki Allah, bizimle berâberdir. Şüphe yok ki Allah, ona mânevî bir kuvvet ve huzur vermişti ve onu, sizin görmediğiniz ordularla kuvvetlendirmişti ve kâfir olanların sözlerini alçaltmıştı, Allah'ın sözüyse zâten yüceydi ve Allah, her şeye üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Abdullah Parlıyan = Eğer siz elçiye yardım etmezseniz, o zaman bilin ki, ona yine Allah yardım edecektir. Tıpkı Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, onu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım ettiği gibi; ki o gün o, yalnızca iki kişiden biriydi ve bu iki kişi saklandıkları mağaradayken elçi, arkadaşına “Üzülme” dedi, “Allah bizimle beraberdir.” Ve derken Allah, ona katından bir sükûnet ve bir güven duygusu bahşetti. O'nu sizin göremeyeceğiniz ordularla destekledi ve böylece Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin davalarını bütünüyle alçalttı. Allah'ın davası ise, böylece her zamanki gibi üstün ve yüce kaldı. Çünkü Allah, daima üstündür ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.
Adem Uğur = Eğer siz ona (Resûlullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi = Gerçekten Allâh O'na yardım etmiştir, siz O'na yardım etmeseniz de! Hani hakikat bilgisini inkâr edenler O'nu (yurdundan) çıkmak zorunda bıraktıklarında; O, ikinin ikincisi (iki kişiden biri) idi! Hani onlar (Hz. Rasûlullah ve Hz. Ebu Bekr) mağarada idiler. . . Hani arkadaşına: "Mahzun olma, muhakkak ki Allâh bizimle beraberdir (mâiyet sırrına işaret ediyordu)" diyordu. . . Allâh, sekinetini (güven duygusuyla oluşan sakinlik) O'nun üzerine inzâl etmiş ve O'nu görmediğiniz ordularla desteklemişti. Hakikat bilgisini inkâr edenlerin sözlerini süfla (en aşağı) kılmıştı. . . Allâh sözü, işte ulyadır (en üstün)! Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin = Eğer siz Allah’ın Rasulüne yardım etmezseniz, Allah ona kesinlikle yardım eder. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin kendisini, iki kişiden biri olarak, Ebu Bekir ile birlikte Mekke’den hicrete mecbur bırakmaları sırasındaki gibi yardım eder. Hani onlar mağaradayken, Muhammed, arkadaşına:'Üzülme, Allah bizimle beraberdir' diyordu. Bunun üzerine Allah ona, emniyet, rahmet ve sükûnet indirdi. Gözlerinizle göremeyeceğiniz askerî erkân ve ordularla onu destekledi. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, küfre saplananların sözlerinin ve fikirlerinin değerini düşürerek düzenlerini altetti. Allah’ın birliği, Allah’ın dinine davet fikri, Allah’ın koyduğu düzen, işte bu daima hâkim olacaktır. Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol = Siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, (bilin ki) inkar edenler onu iki kişinin ikincisi olarak (Mekke'den) çıkardıklarında Allah kendisine yardım etmişti. O ikisi mağarada iken arkadaşına: 'Üzülme. Allah bizimledir' diyordu. Allah da ona güven duygusu vermiş, sizin görmediğiniz askerlerle onu desteklemiş ve inkar edenlerin sözlerini alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah yücedir, hakimdir.
Ali Bulaç = Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz = Eğer siz, Peygambere yardım etmezseniz, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine eder. Hani Mekke kâfirleri onu Mekke’den çıkardıklarında, ikinin ikincisi (Peygamberin arkadaşı Hz. Ebu Bekir) ile (Sevr dağında) mağaradaydılar. O vakit Peygamber, arkadaşına şöyle diyordu: “- Mahzun olma, zira Allah’ın yardımı bizimle beraberdir.” Nihayet Allah Peygamberin (veya Ebû Bekirin) üzerine mânevi huzurunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla kuvvetlendirdi. Böylece küfredenlerin kelimesini (şirk dâvasını), en alçak etti. O, Allah’ın kelimesi tevhid ise, en yüksek!... Allah, (her şeye) galibdir, hükmünde hikmet sahibidir.
Ali Ünal = Eğer o Peygamber’e yardım etmezseniz, siz de biliyorsunuz ki, Allah O’na hep yardım etmiştir. Hatırlayın ki, o bildiğiniz kâfirler O’nu Mekke’den çıkarmışlardı da, sığındıkları mağarada iki kişiden biri iken, (kendisini takip edenler mağaranın ağzına kadar geldikleri esnada O, hiçbir endişeye kapılmadan, Allah’a tam bir teslimiyet ve tevekkül içinde) yanındaki arkadaşına, “Hiç tasalanma, Allah bizimle beraberdir!” diyordu. Allah, sekînesini (iç huzur ve güven kaynağı rahmetini) daima O’nun üzerinde tuttu; O’nu sizin görmediğiniz ordularla destekledi ve küfredenlerin davası ve düşüncelerini alçalttı. Allah’ın Kelimesi ve davası ise, zaten her zaman yücedir. Allah, izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip olandır; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.
Bayraktar Bayraklı = Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
Bekir Sadak = N/A
Celal Yıldırım = Eğer Ona (Muhammed'e) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani o küfredenler, iki kişiden biri olarak Onu (yurdundan) çıkarmışlardı da. ikisi mağarada iken arkadaşına, «Üzülme Allah bizimle beraberdir» demişti. Allah da Onun üzerine sükûnet, huzur, kalb yatışkanlığı indirmiş ve Onu görmediğiniz askerlerle desteklemişti; aynı zamanda küfredenlerin sözünü alçalttıkça alçaltmıştı. Allah sözü ise en yücedir. Allah yegâne üstündür, çok güçlüdür, (sonsuz ve sınırsız) hikmet sahibidir.
Cemal Külünkoğlu = Eğer siz (ilayı kelimetüllah için) o (Peygamber)e yardım etmezseniz (mühim değil, Allah ona yardım edecektir). Hani vaktiyle inkarcılar onu iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir'le birlikte Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona Allah yardım etmişti. Onlar (Sevr dağında) mağarada bulunurken, o arkadaşına: “Tasalanma, çünkü Allah bizimle beraberdir” demişti. Bunun üzerine Allah da o(na yardım etmiş ve arkadaşının kalbi)ne huzur ve güven indirmişti. Ve onu görmediğiniz ordularla desteklemişti. Böylece inkâr edenlerin sözünü (davasını) alçaltmıştı. Allah'ın sözü en yücedir. Çünkü Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) = Ona (Muhammed'e) yardım etmezseniz, bilin ki, inkar edenler onu Mekke'den çıkardıklarında mağarada bulunan iki kişiden biri olarak Allah ona yardım etmişti. Arkadaşına (Ebu Bekir'e) 'Üzülme, Allah bizimledir' diyordu; Allah da ona güven vermiş, görmediğiniz askerlerle onu desteklemiş, inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Ancak Allah'ın sözü yücedir. Allah güçlüdür, hakimdir.
Diyanet Vakfi = Eğer siz ona (Resûlullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
Edip Yüksel = Siz ona yardım etmezseniz, ALLAH ona yardım etmişti. (Örneğin) kafirler onu, ikinin ikincisi olarak çıkarmışlardı. Hani ikisi mağarada iken, arkadaşına, 'Üzülme, ALLAH bizimle beraberdir,' diyordu... ALLAH ona huzur ve güven indirdi; görmediğiniz ordularla destekleyerek inkarcıların sözünü alçalttı. Yüce olan, yalnızca ALLAH'ın sözüdür. ALLAH Üstündür, Bilgedir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Eğer siz ona yardım etmezseniz biliyorsunuz â Allah ona yardım etti: o küfr edenler onu çıkardığı sıra ikinin biri iken, ikisi ğârdeler iken, ki o lâhzada arkadaşına «mahzun olma çünkü Allah bizimle beraber diyordu, derken Allah onun üzerine sekinetini indirdi. Onu da görmediğiniz ordularla te'yid buyurdu da öyle yaptı ki o küfredenlerin kelimesini en alçak etti, Allahın kelimesi ise en yüksek o, öyle ya Allah bir azîz hakîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer siz ona yardım etmezseniz, biliyorsunuz ya, o küfredenler onu çıkardıkları sırada mağarada bulunan ikinin biri iken Allah ona yardım etmişti ki, o, arkadaşına: «Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir!» diyordu. Bunun üzerine Allah ona manevi güç ve huzur verdi, onu görmediğiniz ordularla destekledi ve küfredenlerin kelimesini en alçak etti. Allah'ın kelimesi ise en üstün olandır. Allah, güçlüdür, hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına «Üzülme, çünkü Allah bizimledir.» diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah'ın kelimesidir. Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Gültekin Onan = Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz Tanrı O'na yardım etmiştir. Hani küfredenler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Tanrı bizimle beraberdir." Böylece Tanrı O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, küfredenlerin de davasını / çağrısını alçaltmıştı. Oysa Tanrı'nın kelimesi yüce olandır. Tanrı üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Harun Yıldırım = Eğer siz ona yardım etmezseniz, Allah ona yardım etmiştir. Hani küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler onu çıkardıklarında o, ikinin ikincisinden ibaretti. O zaman onlar mağaradaydılar. O vakit arkadaşına: “Tasalanma, hiç şüphe yok ki Allah bizimle beraberdir.” Diyordu. Böylece Allah ona huzur ve güvenlik duygusunu indirmişti. Onu sizin göremediğiniz ordularla desteklemiş, küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın kelimesi ise, o, en yüce olandır. Şüphesiz Allah Azîz’dir, Hakîm’dir.
Hasan Basri Çantay = Eğer siz ona (Resulüme) yardım etmezseniz (hatırlayın o demleri ki) kâfirler onu (Mekkeden) çıkardıkları (hicretine sebeb oldukları) zaman bizzat Allah ona yardım etmişdi. (Yine de O, nusretini esirgemez. O demler öyle demlerdi ki Resûlüllâh ancak) ikinin ikincisinden ibâretdi (Hakdan başka mededkâr! yokdu. O zaman onlar («Sevr» dağının tepesindeki) mağaradaydılar. Peygamber, o vakit arkadaşına (Ebû Bekir-is Sıddıyka): «Tasalanma. Allah, hiç şübhe yok, bizimle beraberdir» diyordu. Allah o (arkadaşı) nın üzerine (kalbine) sekînetini (kuvve-i ma'neviyyesini) indirmiş, onu (Habîbini) görmediğiniz (ma'nevî) ordularla te'yîd etmiş, kâfirlerin kelimesini (küfürlerini) alçaltmışdı. Allahın kelimesi (tevhîd kelimesi) ise, o çok yücedir. Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat = Eğer ona (Muhammed’e) yardım etmezseniz o takdirde (bilin ki), muhakkak o inkâr edenler, (Ebû Bekir’le berâber) iki kişiden biri olarak onu (Mekke’den) çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti. O zaman o ikisi mağaradaydılar da hani arkadaşına: 'Üzülme, şübhesiz ki Allah bizimle berâberdir!' diyordu. Artık Allah, ona sekînetini (kalblerine sükûnet ve huzur veren rahmetini) indirmiş, sizin görmediğiniz ordularla da ona (Resûlüne)kuvvet vermiş ve inkâr edenlerin sözünü (küfür da'vâlarını) en alçak kılmıştı. En yüce olan, ancak Allah’ın sözüdür. Çünki Allah, Azîz (kudreti herşeye üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir = Eğer siz ona yardım etmezseniz; doğrusu Allah, ona yardım etmişti. Hani kafirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikinicisydi. Hani onlar mağarada idiler ve hani o, arkadaşına; üzülme, Allah bizimledir, diyordu. Bunun üzerine Allah, ona sekinetini indirmişti, onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti. Ve küfretmiş olanların sözünü alçaltmıştı. Allah'ın kelimesi ise en yüce olandır. Allah; Aziz'dir, Hakim'dir.
Kadri Çelik = Siz ona (peygambere) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani küfre sapanlar ikiden biri olarak onu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında (Peygamber) arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma; elbette Allah bizimle beraberdir.” Böylece Allah ona (Peygamber'e) huzur ve güvenlik duygusunu indirmiş, onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, küfre sapanların da kelimesini (şirk inançlarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi (tevhit), yüce olandır. Allah üstün ve üstün güç sahibi olandır, hikmet sahibidir.
Muhammed Esed = Eğer siz Elçiye yardım etmezseniz, o zaman (bilin ki) ona (yine) Allah (yardım edecektir, tıpkı,) o hakkı inkara şartlanmış olan kimseler onu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım etti(ği gibi); (ki o gün) (o yalnızca) iki kişiden biriydi: ve bu iki kişi (saklandıkları) mağaradayken Elçi arkadaşına: "Üzülme" dedi, "Allah bizimle beraberdir". Ve derken Allah ona katından bir sükunet/bir güven duygusu bahşetti, onu sizin göremeyeceğiniz güçlerle destekledi ve (böylece,) hakkı inkara şartlanmış olanların davasını bütünüyle yere düşürdü, Allahın davası ise (böylece her zamanki gibi) üstün ve yüce kaldı: çünkü Allah, kudretçe en üstün, hüküm ve hikmetçe en uludur.
Mustafa İslamoğlu = Eğer ona destek vermezseniz, unutmayın ki ona Allah yardım edecektir: inkarda direnenler onu sürüp çıkardıkları zaman (Muhammed sadece) iki kişiden biriydi. Hani o ikisi mağaradayken, o arkadaşına "Tasalanma, Allah bizimle beraberdir!" demişti de, bunun üzerine Allah ona katından bir sükunet indirmiş ve onu sizin göremediğiniz güçlerle takviye etmişti: böylece inkarda ısrar edenlerin davasını alçalttı, Allah'ın davasıysa en yüce olma konumunu korudu; çünkü Allah'tı her işinde mükemmel olan, her hükmünde üstün hikmetler bulunan.
Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer siz O'na yardım etmezseniz muhakkak ki, Allah Teâlâ O'na yardım etmiştir. O zaman ki, kâfirler O'nu çıkarmışlardı. O ikinin biri bulunuyordu. O ikisi mağarada bulundukları sıra, o vakitte ki, refikine diyordu: «Mahzun olma, şüphe yok ki Allah Teâlâ bizimle beraberdir.» Artık Allah Teâlâ O'nun üzerine sekîneti indirdi ve bunu da görmediğiniz askerlerle teyid buyurdu ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah Teâlâ'nın kelimesi ise, o en yüksektir. Ve Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt = Eğer siz ona yardım etmezseniz, doğrusu Allah ona yardım etmişti. Hani kâfirler onu çıkarmışlardı da, o ikinin ikincisiydi. Hani onlar mağarada idiler ve o arkadaşına: “Üzülme! Allah bizimledir. ” diyordu. Allah da onun üzerine sekinetini (emniyetini) indirmişti ve onu sizin görmediğiniz askerlerle desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçalttıkça alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yüce olandır. Allah Azîz'dir, hikmet sahibidir.
Şaban Piriş = O’na yardım etmezseniz, bilin ki kafirler O’nu Mekke’den çıkardıklarında mağarada bulunan iki kişiden biri olarak Allah O’na yardım etmişti. Arkadaşına: -Üzülme, Allah bizimle beraberdir, diyordu. Allah, O’na güven vermiş ve O’nu görmediğiniz askerlerle desteklemiştir. Kafirlerin sözünü alçaltmıştır. Allah sözü en yücedir. Allah güçlüdür, hakimdir.
Sadık Türkmen = Eğer siz, ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz (biliyorsunuz ki); inkâr edenlerin elinden, (onu öldürmek için toplandıklarını haber alınca), (Mekke’den) kaçmak zorunda kaldığında, (o sadece) iki kişiden biriydi. Ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına; “Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz, birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, doğru hüküm/karar verendir.
Seyyid Kutub = Peygamber'e yardım etmezseniz, biliniz ki, kâfirler O'nu Mekke'den çıkardıklarında iki kişiden biri olarak mağaradayken Allah O'na yardım etmişti. Hani O arkadaşına «Üzülme, Allah bizimle beraberdir» diyordu. Allah O'nun kalbine güven duygusu indirmiş, kendisini göremediğiniz askerler ile desteklemiş, böylece kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah'ın sözüdür. Allah üstün iradelidir ve her yaptığı yerindedir.
Suat Yıldırım = Eğer Siz Peygambere yardımcı olmazsanız, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine yardım eder. Hani kâfirler onu Mekke’den çıkardıklarında, iki kişiden biri olarak mağarada iken arkadaşına: "Hiç tasalanma, zira Allah bizimle beraberdir." diyordu. Derken Allah onun üzerine sekinetini, huzur ve güven duygusunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla destekledi. Kâfirlerin dâvasını alçalttı. Allah’ın dini ise zaten yücedir. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş = Eğer siz o(Hak elçisi)ne yardım etmezseniz, iyi bilin ki, Allâh ona yardım etmişti: Hani yalnız iki kişiden biri olduğu halde, inkâr edenler kendisini (Mekke'den) çıkardıkları sırada ikisi mağarada iken arkadaşına "Üzülme, Allâh bizimle beraberdir!" diyordu. (İşte o zaman) Allâh (ona yardım etti) onun üzerine sekine(huzûr ve güven duygu)sunu indirdi ve onu, sizin görmediğiniz askerlerle destekledi; inanmayanların sözünü alçattı. Yüce olan, yalnız Allâh'ın sözüdür. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran = Siz ona (peygambere) yardım etmezseniz, Allah ona yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak onu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: «Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.» Böylece Allah ona 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, küfre sapanların da kelimesini (küfür çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi ise, yüce olandır. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek = Siz Peygambere yardım etmeseniz de, inkâr edenler onu yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmiştir. O vakit iki kişiden biri olarak mağaradayken, o, arkadaşına 'Üzülme, Allah bizimle' diyordu. Nitekim Allah ona güven ve rahmetini indirdi, sizin görmediğiniz ordularla onu destekledi ve kâfirlerin dâvâsını alçalttı. Çünkü yüce olan dâvâ ancak Allah'ın dâvâsıdır; Allah ise herşeyin mutlak galibi ve sonsuz hikmet sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk = Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti. Hani küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma, Allah bizimle." Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
İskender Ali Mihr = O’na sizin yardım etmeniz dışında (etmediğinizde) o zaman Allah, O’na (Resûl’e) yardım etmişti. Kâfir olanlar, O’nu (Mekke’den) çıkardığı (çıkmaya mecbur ettikleri) zaman iki (kişi)nin ikincisi idi. İkisi mağarada iken arkadaşına şöyle demişti: “Mahzun olma! Muhakkak ki; Allah, bizimle beraber.” O zaman Allah, O’nun üzerine sekînetini indirdi. Ve O’nu göremediğiniz bir ordu ile destekledi. Kâfirlerin sözünü sufli kıldı. Ve Allah’ın sözü; O, çok yücedir. Ve Allah; Azîz’dir (üstündür), Hakîm’dir (hüküm sahibi ve hikmet sahibidir).
İlyas Yorulmaz = Eğer Allah’ın elçisine siz yardım etmezseniz, şüphesiz inkar edenler elçiyi (Mekke den) çıkardıklarında, mağarada ikincinin ikincisi arkadaşına “Üzülme, Allah bizimle beraber” dediğinde Allah, korkan arkadaşını sakinleştirmiş ve onların görmediği bir ordu indirerek onlara yardım etmişti. Böylece Allah’ın kelimeleri çok yüce olduğu için, Allah inkar edenlerin sözlerini alçaltmıştır. Allah en güçlü olan ve her şeye hükmünü geçirendir.