Önceki Ayet  
106. Sûre Kureyş/4

 الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ

  Ellezî at’amehum min cûın ve âmenehum min havf(havfin).

Kelime Karşılaştırma
ellezî : o ki
at’ame-hum : onları doyurdu
min cûın : açlıktan
ve âmene-hum : ve onları emin kıldı
min havfin : korkudan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (1-4) Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle Rab ki doyurdu da kurtardı sizi açlıktan ve emîn etti sizi korkudan.

 Abdullah Parlıyan = Çünkü Kâbe'nin Rabbi olan Allah bunları aç kalmasınlar diye her zaman doyuragelmiş ve aç koymamış ve her türlü tehlike ve korkulardan da kurtarıp güven içinde bir hayat yaşatmıştır.

 Adem Uğur = Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

 Ahmed Hulusi = O ki, onları açlıktan doyurdu ve korkudan emin etti.

 Ahmet Tekin = Kendilerini açlıktan kurtararak doyuran, korkudan kurtararak emniyete kavuşturan Allah’a kulluk ve ibadet etsinler.

 Ahmet Varol = Ki o kendilerini açlıktan doyurmuş ve onları korkudan güvene kavuşturmuştur.

 Ali Bulaç = Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.

 Ali Fikri Yavuz = O Rab ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fîl’in saldığı) korkudan emin kıldı...

 Ali Ünal = Ki O Rab, onları açlığa karşı korumakta ve her türlü korkudan emin kılmaktadır.

 Bayraktar Bayraklı = O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

 Bekir Sadak = (3-4) Oyleyse kendilerini acken doyuran ve korku icindeyken guven veren bu Kabe'nin Rabbine kulluk etsinler. *

 Celal Yıldırım = O Rab ki, onları açlıktan (kurtarıp) doyurdu ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

 Cemal Külünkoğlu = O Rab ki, onları (Kabe hürmetine) açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fil'in saldığı) korkudan güvenliğe kavuşturdu.

 Diyanet İşleri (eski) = (3-4) Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.

 Diyanet Vakfi = (1-4) Kureyş'e kolaylaştırıldığı, evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için onlar, kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin Rabbine kulluk etsinler.

 Edip Yüksel = O ki onları açlıktan kurtarıp doyurdu ve korkudan güvene kavuşturdu.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ki onları açlıktan doyurdu ve korkudan emîn buyurdu.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ki kendilerini açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.

 Gültekin Onan = Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır (amenehüm).

 Harun Yıldırım = O ki, kendilerini açlıktan doyurdu ve korkudan güvenlik verdi.

 Hasan Basri Çantay = (O Rab ki) onları açlıkdan (kurtarıb) doyuran, kendilerine korkudan emînlik verendir O.

 Hayrat Neşriyat = O (Beyt’in Rabbi) ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini korkudan emîn kıldı.

 İbni Kesir = Çünkü Kâbe'nin Rabbi olan Allah bunları aç kalmasınlar diye her zaman doyuragelmiş ve aç koymamış ve her türlü tehlike ve korkulardan da kurtarıp güven içinde bir hayat yaşatmıştır.

 Kadri Çelik = Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

 Muhammed Esed = O ki, aç kalmasınlar diye onları beslemiş ve tehlikelerden emin kılmıştır.

 Mustafa İslamoğlu = Ki O, onları açlığa rağmen doyurmuş, her tür tehlike ve tehdide rağmen güvende kılmıştır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = O Rab ki, onları açlıktan doyurdu ve kendilerini (Ashab-ı Fîl’in saldığı) korkudan emin kıldı...

 Ömer Öngüt = O ki, kendilerini açken doyurmuş, korku içindeyken her türlü korkudan emin kılmıştır.

 Şaban Piriş = O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

 Sadık Türkmen = (3-4) Oyleyse kendilerini acken doyuran ve korku icindeyken guven veren bu Kabe'nin Rabbine kulluk etsinler. *

 Seyyid Kutub = O Rabb ki kendilerini açlıktan doyurmuş ve korkudan güvenliğe eriştirmiştir.

 Suat Yıldırım = Kendilerini açlıktan kurtarıp doyuran, korkudan emin kılan Rab’lerine kulluk etsinler!

 Süleyman Ateş = O ki onları yedirip açlıktan kurtardı ve onları korkudan güvene kavuşturdu.

 Tefhim-ul Kuran = Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve onları korkudan güvenliğe kavuşturandır.

 Ümit Şimşek = Öyle bir Rab ki, onları açlıktan kurtarıp doyurmuş ve korkudan emin kılmıştır.

 Yaşar Nuri Öztürk = O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.

 İskender Ali Mihr = O ki, onları açlıktan doyurdu ve onları korkudan emin kıldı.

 İlyas Yorulmaz = Açlıktan onları doyuran ve korkudan emin kılan Rablerine kulluk etsinler.