أَمْ لَكُمْ أَيْمَانٌ عَلَيْنَا بَالِغَةٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ إِنَّ لَكُمْ لَمَا تَحْكُمُونَ
Em lekum eymânun aleynâ bâligatun ilâ yevmil kıyâmeti inne lekum lemâ tahkumûn(tahkumûne).
Diyanet İşleri = Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?
Abdulbaki Gölpınarlı = Yoksa hükmü kıyâmete dek sürecek antlar mı ettik size, şüphe yok ki ne buyurursanız o olacak sizin için, diye?
Abdullah Parlıyan = Yoksa bizden kıyamete kadar devam edecek bir söz mü aldınız ki, istediğiniz gibi hüküm veresiniz.
Adem Uğur = Yoksa, "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Ahmed Hulusi = Yoksa dilediğinizi yapabilirsiniz diye kıyamete kadar geçerli, bizden alınmış bir sözünüz mü var?
Ahmet Tekin = Yoksa: 'Lehinize ne karar verirseniz, mutlaka sizin için yerine getirilir.' diye, sizin lehinize tarafımızdan verilmiş, Kıyamet gününe kadar geçerli kesin taahhütler mi var?
Ahmet Varol = Yoksa sizin bizim üzerimizde, neye hükmederseniz onun sizin olacağı hakkında kıyamet gününe kadar sürecek ahitleriniz mi var?
Ali Bulaç = Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.
Ali Fikri Yavuz = Yoksa size karşı, üzerimizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler, taahhüdler mi var ki, kendi menfaatiniz için ne hüküm veriyorsanız mutlaka sizin olacak?
Ali Ünal = Yoksa, “Neye hükmederseniz o yerine getirilir” diye, Kıyamet’e kadar geçerli olmak üzere size yeminle verilmiş sözümüz mü var?
Bayraktar Bayraklı = Yoksa, “Ne hükmederseniz mutlaka sizindir” diye, sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli, kesin sözler mi var?
Bekir Sadak = Yoksa aleyhimizde, kiyamet gunune kadar suregidecek ahidleriniz mi var ki, kendinize hukmettikleriniz sizin olacaktir?
Celal Yıldırım = Yoksa üzerimizde Kıyâmet'e kadar sürüp gidecek sizden yana yeminler mi var ki, siz neleri hükmederseniz o sizin olacak diye ?
Cemal Külünkoğlu = Yahut: “Her neye hükmederseniz o yerine getirilir” diye kıyamete kadar geçerli olacak size yeminle verilmiş sözümüz mü var?
Diyanet İşleri (eski) = Yoksa aleyhimizde, kıyamet gününe kadar süregidecek ahidleriniz mi var ki, kendinize hükmettikleriniz sizin olacaktır?
Diyanet Vakfi = Yoksa, «Ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Edip Yüksel = Yoksa, dilediğiniz hükmü verebileceğinize dair Diriliş Gününe kadar sürecek bir güvence mi aldınız bizden?
Elmalılı Hamdi Yazır = Yoksa size karşı üzerimizde Kıyamet gününe kadar sürecek yemînler, teahhüdler mi var; Siz her ne hukm ederseniz her halde öyle olacak diye?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yoksa size karşı üzerinizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler taahhütler mi var, «Siz her ne hüküm verirseniz mutlaka öyle olacak.» diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yoksa, «ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Gültekin Onan = Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.
Harun Yıldırım = Yoksa üzerimizde: “Ne hükmederseniz muhakkak sizindir.” diye kıyamet gününe kadar sürecek yeminleriniz mi vardır?
Hasan Basri Çantay = Yahud üzerimizde, sizin lehinize kıyamet gününe kadar (sürecek) yeminler (imiz, teahhüdlerimiz) mi vardır ki (nefisleriniz için) ne hukûm ederseniz, mutlaka sizindir?!
Hayrat Neşriyat = Yoksa sizin için: 'Neye hüküm verirseniz, mutlaka sizindir!' diye üzerimizdekıyâmet gününe kadar ulaşan yeminler mi var? (Sizin için yemin mi ettik?)
İbni Kesir = Yoksa kıyamet gününe kadar sürüp gidecek ahidler mi var aleyhimizde? Muhakkak ki hükmettikleriniz sizin olacaktır.
Kadri Çelik = Yoksa “Neye hükmederseniz o yerine getirilir” diye kıyamete kadar geçerli olacak, size yeminle verilmiş bir sözümüz mü var?
Muhammed Esed = Yoksa vereceğiniz her hükmün sizin (meşru hakkınız) olacağına dair Kıyamet Günü'ne kadar Bizi bağlayan sağlam bir vaad mi aldınız?
Mustafa İslamoğlu = Yoksa elinizde, kiyamete kadar geçerli olup Bizi bağlayan bir yemin var da, onun için mi bu hükme varıyorsunuz?
Ömer Nasuhi Bilmen = (37-39) Yoksa sizin için bir kitap var da onda mı okuyorsunuz ki? Her neyi ihtiyar ederseniz, muhakkak sizin içindir. Yoksa sizin için Kıyamete kadar üzerinizde yeminler mi vardır ki? Ne hükmeder olursanız sizin içindir.
Ömer Öngüt = Yoksa: "Ne hükmederseniz mutlaka sizindir. " diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Şaban Piriş = Yoksa, kıyamete kadar neye karar verirseniz sizin olacak diye bizden alınmış yeminleriniz mi var?
Sadık Türkmen = Yoksa sizin için üzerimizde, kıyamet gününe kadar sürecek yeminler mi var? ‘Hükmettiğiniz herşey olacak’ diyen.
Seyyid Kutub = Yoksa «İstediğiniz gibi hükmedebilirsiniz» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Suat Yıldırım = Yoksa "Neye hükmederseniz o yerine getirilir." diye, kıyamete kadar geçerli olacak size yeminle verilmiş sözümüz mü var?
Süleyman Ateş = Yoksa sizin istediğiniz hükmü verebileceğinize dair, kıyâmete kadar sürecek andlarınız mı var üzerimizde?
Tefhim-ul Kuran = Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.
Ümit Şimşek = Veya 'Siz neye hükmederseniz o olur' diye, kıyamete kadar geçerli olmak üzere size yeminler mi etmişiz?
Yaşar Nuri Öztürk = Yoksa sizin lehinize üzerimizde kıyamete kadar uzanacak yeminler mi var da siz ne hükmederseniz oluverecek!
İskender Ali Mihr = Yoksa sizin için kıyâmete kadar sürecek olan, üzerimizde yeminler mi var: “Ne hüküm verirseniz, o mutlaka sizindir (diye).”
İlyas Yorulmaz = Yoksa kıyamet gününe kadar sürecek, bizim tarafımızdan, sizin için verilmiş, bir kesin sağlam sözler mi var?