وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى
Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ.
ve en | : ve şüphesiz |
leyse | : değildir, yoktur |
lil insâni | : insan için |
illâ | : başka |
mâ seâ | : çalışmasından |
Diyanet İşleri = İnsan için ancak çalıştığı vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gerçekten de insan, ancak çalıştığını elde eder.
Abdullah Parlıyan = Gerçekten de insan, ancak çalıştığını elde eder
Adem Uğur = Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.
Ahmed Hulusi = İnsan için yalnızca çalışmalarının (kendisinden açığa çıkanların) sonucu oluşacaktır!
Ahmet Tekin = İnsan için, yalnızca çalışmasının, gayretinin, hâlis niyetlerinin karşılığı vardır.
Ahmet Varol = Ve insan için kendi çabasından başka bir şey yoktur.
Ali Bulaç = Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur.
Ali Fikri Yavuz = Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur;
Ali Ünal = Ve insan için ancak emeğinin karşılığı vardır;
Bayraktar Bayraklı = Bilsin ki, insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.
Bekir Sadak = Insan ancak calistigina erisir.
Celal Yıldırım = Ve insana ancak çalışıp çabaladığı vardır.
Cemal Külünkoğlu = (39-41) İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. Sonra da çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.
Diyanet İşleri (eski) = İnsan ancak çalıştığına erişir.
Diyanet Vakfi = Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.
Edip Yüksel = İnsan için ancak kendi çalışması vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Doğrusu insanın sa'yinden başkası kendinin değil
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu insanın çalıştığından başkası kendinin değildir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur.
Gültekin Onan = Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur.
Harun Yıldırım = Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur.
Hasan Basri Çantay = Hakıykaten insan için kendi çalışdığından başkası yokdur.
Hayrat Neşriyat = Ve (yine bildirilmedi mi ki) şübhesiz insan için, (kendi) çalıştığından başkası yoktur!
İbni Kesir = Gerçekten insan için, çalıştığından başkası yoktur.
Kadri Çelik = İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir.
Muhammed Esed = ve insana uğrunda çaba gösterdiği dışında bir şey verilmeyecektir;
Mustafa İslamoğlu = Ve insan başkasının değil, sadece kendi çabasının karşılığını görecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir.
Ömer Öngüt = Şüphesiz insan için kendi çalışmasından başkası yoktur.
Şaban Piriş = İnsan için çalıştığından başkası yoktur.
Sadık Türkmen = Insan için kendi çalışmasından başka bir bedel/karşılık yoktur.
Seyyid Kutub = İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir.
Suat Yıldırım = (36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.
Süleyman Ateş = İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur.
Tefhim-ul Kuran = Ve doğrusu insana da kendi (emek ve) çabasından başkası yoktur.
Ümit Şimşek = İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.
İskender Ali Mihr = Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur.
İlyas Yorulmaz = İnsan için elinin kazandığından başka, elde edeceği hiçbir kazanç yoktur.