Önceki Ayet Sonraki Ayet  
42. Sûre Şûrâ/39

 وَالَّذِينَ إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنتَصِرُونَ

  Vellezîne izâ esâbehumul bagyuhum yentesırûn(yentesırûne).

Kelime Karşılaştırma
ve ellezîne : ve onlar
izâ : olduğu zaman
esâbe-hum : onlara isabet etti
el bagyu : saldırı, tecavüz, haddi aşma
hum : onlar
yentesırûne : yardımlaşırlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bir zulme uğradıkları zaman haddi aşmaksızın birbirlerine yardım ederek karşı duranlara.

 Abdullah Parlıyan = Ve bir zulme uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederek karşı dururlar.

 Adem Uğur = Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.

 Ahmed Hulusi = Onlar ki, zorbalıkla karşılaştıklarında birlikte mücadele ederek galip gelirler!

 Ahmet Tekin = İman edenler, bir haksızlığa, bir saldırıya, bir baskıya ve zulme uğradıkları zaman, zâlimlere, saldırganlara ve baskı yapanlara yardımlaşarak hadlerini bildirenlerdir.

 Ahmet Varol = Bir tecavüze uğradıklarında birlikte karşı koyarlar.

 Ali Bulaç = Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.

 Ali Ünal = Onlar ki, zorbalıkla karşılaştıklarında birlikte mücadele ederek galip gelirler!

 Bayraktar Bayraklı = Kendilerine bir haksızlık yapıldığında yardımlaşarak üstesinden gelirler.

 Bekir Sadak = Bir tecavüze uğradıklarında birlikte karşı koyarlar.

 Celal Yıldırım = Ve zulme, hakları tecâvüze uğradıkları zaman, yardımlaşıp kendilerini savunanlar içindir.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar, bir haksızlığa, zorbalığa uğradıkları zaman, birlik olup karşı koyarlar (zulme boyun eğmezler).

 Diyanet İşleri (eski) = Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.

 Diyanet Vakfi = Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.

 Edip Yüksel = Haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunurlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve onlar ki kendilerine bağy (haklarına tecavüz) vaki' olduğu vakıt yardımlaşır onlar öcünü alırlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kendilerine bir saldırı olduğu vakit birbirleriyle yardımlaşır, öçlerini alırlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman birbirleriyle yardımlaşırlar.

 Gültekin Onan = Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.

 Harun Yıldırım = Onlar ki, haklarına tecavüz edildiği zaman yardımlaşarak karşı koyarlar.

 Hasan Basri Çantay = (36-37-38-39) Size verilen şey dünyâ hayaatının (geçici birer) fâidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) îman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günâhlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhîd ve ibâdete âid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha tâat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.

 Hayrat Neşriyat = Ve kendilerine zulüm vâki' olduğu zaman, onlar yardımlaş(arak intikamlarını al)an kimselerdir.

 İbni Kesir = Onlar ki; kendilerine zulüm vaki olunca yardımlaşırlar.

 Kadri Çelik = Onlar, bir haksızlığa, zorbalığa uğradıkları zaman, birlik olup karşı koyarlar (zulme boyun eğmezler).

 Muhammed Esed = Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.

 Mustafa İslamoğlu = Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kimse için ki onlara bir zulüm isabet ettiği zaman onlar yardımlaşmakta bulunurlar.

 Ömer Öngüt = Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman birbirine yardım ederler.

 Şaban Piriş = Haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyarlar.

 Sadık Türkmen = Bir zulüm ve haksızlık kendilerine gelip çattığında; yardımlaşarak/birbirlerine arka çıkarak karşı koyanlardır!

 Seyyid Kutub = Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman, yardımlaşarak kendilerini savunurlar.

 Suat Yıldırım = Onlar zulme uğradıklarında yardımlaşıp haklarını alırlar.

 Süleyman Ateş = Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar.

 Tefhim-ul Kuran = Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.

 Ümit Şimşek = Onların hakkına tecavüz edildiği zaman hep birlikte yardımlaşarak haklarını alırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar.

 İskender Ali Mihr = Ve onlar, kendilerine bir saldırı isabet ettiği zaman yardımlaşırlar.

 İlyas Yorulmaz = Onlardan birine bir zorbalık isabet ederse, onlar kendi aralarında yardımlaşırlar.