يَا قَوْمِ إِنَّمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا مَتَاعٌ وَإِنَّ الْآخِرَةَ هِيَ دَارُ الْقَرَارِ
Yâ kavmi innemâ hâzihil hayâtud dunyâ metâun ve innel âhirete hiye dârul karâr(karâri).
yâ | : ey |
kavmi | : kavmim |
innemâ | : ama, fakat, sadece, ancak |
hâzihi | : bu |
el hayâtu ed dunyâ | : dünya hayatı |
metâun | : meta, faydalanma |
ve inne | : ve muhakkak |
el âhirete | : ahiret |
hiye | : o |
dâru el karâri | : devamlı kalınacak yer, yurt |
Diyanet İşleri = “Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedî olarak kalınacak yerdir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey kavmim, şu dünyâ yaşayışı, ancak geçici bir metâdan ibâret ve şüphe yok ki âhirettir, karar edilecek yurt.
Abdullah Parlıyan = Ey kavmim! Bu dünya hayatı gelip geçici bir yararlanmadan başka birşey değildir. Halbuki öteki dünya ise, ebedi olarak durulacak yerdir.
Adem Uğur = Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.
Ahmed Hulusi = "Ey halkım. . . Şu dünya hayatı sadece geçici nimetlerden yararlanma ve keyif sürmedir! Sonsuz gelecek yaşam daimî kalma yurdunun ta kendisidir!"
Ahmet Tekin = 'Ey kavmim, bu dünya hayatı ancak geçici bir eğlencedir. Ama âhiret, kalınacak, yaşanacak ebedî bir yurttur.'
Ahmet Varol = Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak bir geçinmedir. Ahiret ise işte kalınacak yurt orasıdır.
Ali Bulaç = "Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir meta (kısa süreli bir yararlanma)dır. Şüphesiz ahiret, (asıl) karar kılınan yurt odur."
Ali Fikri Yavuz = Ey Kavmim! Bu dünya hayatı muvakkat bir faydalanmadan ibarettir. Ahiret ise, devamlı olarak durulacak yerdir.
Ali Ünal = “Ey halkım! Bilin ki bu dünya hayatı, kısa ve değersiz bir geçimlikten ibarettir. Ama Âhiret’e gelince, orası asıl yerleşilecek ve sürekli kalınacak yurttur.
Bayraktar Bayraklı = “Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir; ama âhiret, gerçekten kalınacak yurttur.”
Bekir Sadak = «Ey milletim! suphesiz bu dunya hayati gecicidir, ama ahiret, dogrusu iste o, kalinacak yurttur.»
Celal Yıldırım = Ey milletim ! Şu Dünya hayatı kısa süreli bir geçim ve yararlanmadan ibarettir. Şüphesiz ki Âhiret, karar kılınacak yurttur.»
Cemal Külünkoğlu = Ey kavmim! “Bu dünya hayatı gelip geçici bir eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret (hayatı) ise ebedî olarak kalınacak yerdir.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Ey milletim! Şüphesiz bu dünya hayatı geçicidir, ama ahiret, doğrusu işte o, kalınacak yurttur.'
Diyanet Vakfi = Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.
Edip Yüksel = 'Ey halkım, bu dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret yurdu ise ebedi bir duraktır.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey kavmım! Bu Dünya hayatı ancak (bir meta') bir kazançtan ıbarettir, Âhıret ise (Dârülkarar) durulacak yurddur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey kavmim, bu dünya hayatı, ancak bir kazançtan ibarettir, ahiret ise durulacak yurttur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur.»
Gültekin Onan = "Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatı yalnızca bir meta (kısa süreli bir yararlanma)dır. Şüphesiz ahiret, (asıl) karar kılınan yurt odur."
Harun Yıldırım = Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.
Hasan Basri Çantay = «Ey kavmim, bu dünyâ hayaatı ancak fânî bir eğlencedir. Âhiret ise O, asıl durulacak yurdun ta kendisidir».
Hayrat Neşriyat = 'Ey kavmim! Bu dünya hayâtı ancak (geçici) bir menfaattir; doğrusu âhiret ise, asıl kalınacak yerdir.'
İbni Kesir = Ey kavmim; şüphesiz dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret ise doğrusu işte o, asıl kalınacak yurd odur.
Kadri Çelik = “Ey Kavmim! Gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir metadır. Şüphesiz ahiret ise, (gerçekten asıl) karar kılınan yurt işte odur.”
Muhammed Esed = Ey kavmim! Bu dünya hayatı gelip geçici bir eğlenceden başka bir şey değildir, halbuki öteki dünya kalıcı bir yurttur.
Mustafa İslamoğlu = Ey kavmim! Bu dünya hayatı sadece kısa vadeli bir hazdır; bir de öteki (hayat) var: kalıcı diyar işte orasıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey kavmim! Bu dünya hayatı bir meta'dan ibarettir ve ahiret ise şüphe yok ki, o bir ebedî karargâhtır.»
Ömer Öngüt = "Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaattan ibarettir. Ahiret ise, devamlı olarak durulacak yerdir. "
Şaban Piriş = Ey halkım, bu dünya hayatı geçimliktir. Ahiret ise, kalıcı olan odur.
Sadık Türkmen = Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak bir geçim yeridir. Şüphesiz ahiret ise, sonsuz durulacak karar yurdu/sonsuz vatandır!
Seyyid Kutub = Ey kavmim! Bu dünya hayatı kısa bir geçimdir. Ahiret ise ebedi olarak durulacak yerdir.
Suat Yıldırım = "Ey benim milletim! Bu dünya hayatı, basit bir metâ’dan, geçici bir eğlenceden ibarettir. Âhiret ise, işte asıl yerleşecek yer orasıdır."
Süleyman Ateş = "Ey kavmim, bu dünyâ hayâtı (kısa) bir geçinmedir. Âhiret ise ebedi olarak durulacak yerdir."
Tefhim-ul Kuran = «Ey Kavmim, gerçekten bu dünya hayatı, yalnızca bir metadır. Şüphesiz ahiret ise, (asıl) karar kılınan yurt odur.»
Ümit Şimşek = 'Ey kavmim, bu dünyanın safâsı pek kısa sürer. Âhiret ise, asıl kalınacak yerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = "Ey toplumum, şu iğreti dünya hayatı, geçici bir nimetlenmeden ibarettir. Âhiretse sürekli durulacak yurdun ta kendisidir."
İskender Ali Mihr = Ey kavmim! Bu dünya hayatı, sadece (geçici) bir metadır (faydalanmadır). Ve muhakkak ki ahiret karar kılınacak (devamlı kalınacak) yerdir.
İlyas Yorulmaz = “Ey Kavmim! Gerçekten bu dünya hayatı sadece geçici bir yaşam. Ahiret ise, gerçekten kalınacak mekân orasıdır” dedi.