وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ
Vel kamera kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm(kadîmi).
ve el kamere | : ve kamer, ay |
kaddernâ-hu | : biz ona takdir ettik |
menâzile | : menziller |
hattâ | : oluncaya kadar |
âde | : döndü |
ke | : gibi |
el urcûni | : hurma salkımının dalı |
el kadîmi | : eski (kurumuş) |
Diyanet İşleri = Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ay için de muayyen zamanlarda konaklar takdîr ettik, her devrin sonunda, eski, kuru ve eğri hurma salkımının çöpüne döner.
Abdullah Parlıyan = Ve ayda da bir işaret ve alamet vardır ki, biz onu kuru ve eğik bir hurma dalını andırır hale gelinceye kadar, çeşitli safhalardan geçirdik.
Adem Uğur = Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
Ahmed Hulusi = Ay'a gelince, ona konak yerleri takdir ettik. . . Nihayet kadim urcun (kuruyup incelen eski hurma dalı) gibi görülür.
Ahmet Tekin = Ay için de, bir takım menziller, evreler tayin edip planladık. Parlaklığı artarak devam ederken, eksilmeye başlayarak yıllanmış, kuru, eğri hurma dalı gibi hilâl olarak geri döner.
Ahmet Varol = Ay için de belli menziller tayin ettik. Sonunda o eğri bir hurma dalına döner.
Ali Bulaç = Ay'a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).
Ali Fikri Yavuz = Ayın da seyrine menziller (miktarlar) takdir ettik. Nihayet kurumuş eski hurma dalının yay şeklini alır.
Ali Ünal = Ay için de menziller (safhalar, duraklar) takdir ettik; o, (bu menzillerden geçe geçe) eski kuru, kavisli hurma salkımı çöpünü andırır haline döner.
Bayraktar Bayraklı = Aya da safhalar belirledik; sonunda kuru bir hurma dalı gibi olur.
Bekir Sadak = Ay icin de sonunda kuru bir hurma dalina donecegi konaklar tayin etmisizdir.
Celal Yıldırım = Ay için de konaklar belirledik ; sonunda kuru hurma çubuğu gibi (incelip eğik) döner.
Cemal Külünkoğlu = Ay için de (dünyanın etrafında günlük seyri için) birtakım yörüngeler tayin ettik. O, (her aylık seyrinin) sonunda (eski) hurma salkımının eğri çöpü gibi (hilal olur da geri) döner.
Diyanet İşleri (eski) = Ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin etmişizdir.
Diyanet Vakfi = Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
Edip Yüksel = Aya da, kuru bir hurma dalına dönüşünceye kadar çeşitli evreler belirledik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Aya da; menzil menzil ona miktarlar biçmişizdir, nihayet dönmüş eski urcun gibi olmuştur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Aya da; ona da bir takım menziller tayin etmişizdir, nihayet dönmüş (dolanmış) eğri bir hurma dalı gibi olmuştur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür.
Gültekin Onan = Aya gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).
Harun Yıldırım = Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
Hasan Basri Çantay = Ay (a gelince:) Biz ona da menzil menzil mıkdarlar ta'yîn etdik. Nihayet o, eski hurma salkımının eğri çöpü gibi bir haale dönmüşdür (döner).
Hayrat Neşriyat = Aya da (kendi yörüngesinde birtakım) menziller takdîr ettik; nihâyet (bir menzilinde de eğrilmiş) eski hurma dalı gibi olmuştur.
İbni Kesir = Ay için de konaklar ta'yin etmişizdir. Sonunda eski hurma dalına döner.
Kadri Çelik = Ay için de sonunda hurma salkımının kurumuş eğri dalına döneceği konaklar tayin etmişizdir.
Muhammed Esed = ve ay(da da bir işaret vardır ki) Biz onu, kuru ve eğik bir hurma dalını andırır hale gelinceye kadar çeşitli safhalardan geçirdik:
Mustafa İslamoğlu = Aya da sonunda kuru ve eğri bir hurma dalı haline gelinceye kadar farklı evreler takdir ettik:
Ömer Nasuhi Bilmen = Biz kamer'e de konaklar takdir ettik. Nihâyet hurma salkımının eski kurumuş eğri dalı gibi bir hale dönmüş olur.
Ömer Öngüt = Ay için de konak yerleri tayin etmişizdir. Nihayet o eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
Şaban Piriş = Ay’a da duraklar belirledik ki sonunda kuru bir hurma dalı gibi olur.
Sadık Türkmen = Ay’a da menziller (konaklar/duraklar/dolaşım yerleri) takdir ettik, kuru bir hurma dalına (hilal şekline) dönüşünceye kadar!
Seyyid Kutub = Ay içinde bir takım yörüngeler tayin ettik. Nihayet o eğri hurma dalı gibi hilal olur da geri döner.
Suat Yıldırım = Ay için de birtakım safhalar, duraklar tâyin ettik; dolaşa dolaşa, nihayet eski hurma salkımının çöpü gibi kuru, sarı, kavisli bir hâle gelir.
Süleyman Ateş = Aya da konaklar tâyin ettik. Nihâyet o, eski urcun(hurma salkımının sapın)a benzer bir hâle geldi.
Tefhim-ul Kuran = Ay'a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).
Ümit Şimşek = Ay için de menziller belirledik ki, git gide kurumuş hurma dalına döner.
Yaşar Nuri Öztürk = Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
İskender Ali Mihr = Ve Ay, kurumuş hurma salkımı dalı gibi bir şekil (bedir şeklinden hilâl) haline dönünceye kadar ona menziller takdir ettik.
İlyas Yorulmaz = Aya da çeşitli zamanlarda farklı yerler takdir ettik, öyle olur ki kurumuş hurma dalı gibi eğri hale gelir.