لَوْ يَعْلَمُ الَّذِينَ كَفَرُوا حِينَ لَا يَكُفُّونَ عَن وُجُوهِهِمُ النَّارَ وَلَا عَن ظُهُورِهِمْ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Lev ya’lemullezîne keferû hîne lâ yekuffûne an vucûhihimun nâra ve lâ an zuhûrihim ve lâ hum yunsarûn(yunsarûne).
lev | : eğer, ise |
ya’lemu ellezîne | : o kimseler bilselerdi |
keferû | : inkâr ettiler |
hîne | : (belli bir) zaman |
lâ yekuffûne(keffe) | : gidermez, zararını önlemez, men etmez |
an vucûhi-him | : onların yüzlerinden |
en nâre | : ateş |
ve lâ an zuhûri-him | : ve onların sırtlarından olmaz |
ve lâ hum yunsarûne | : ve onlar yardım olunmazlar |
Diyanet İşleri = İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiçbir yardım da görmeyecekleri vakti bir bilseler!
Abdulbaki Gölpınarlı = Bir bilselerdi kâfir olanlar önlerinden, artlarından kendilerini saran ateşi defedemeyecekleri ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamânı.
Abdullah Parlıyan = O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, önlerinden ve arkalarından kendilerini saran ateşi savamayacakları ve yardım da görmeyecekleri anı bir bilselerdi.
Adem Uğur = Bir bilseler o küfredenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları ve hiçbir taraftan yardım görmeyecekleri zamanı?
Ahmed Hulusi = Hakikat bilgisini inkâr edenler, ne vechlerinden (iç dünyalarından) ne de sırtlarından (dıştan) yakanı önleyemeyecekleri; kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi!
Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, yüzlerinden ve sırtlarından saran ateşi bertaraf edemeyecekleri, kendilerine yardım edilemeyecek zamanı bir bilseler!
Ahmet Varol = İnkar edenler yüzlerinden de arkalarından da ateşi savamayacakları ve yardım göremeyecekleri zamanı bir bilselerdi.
Ali Bulaç = O inkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi püskürtemeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi.
Ali Fikri Yavuz = Peygamberi ve Kur’an’ı inkâr edenler, ne yüzlerinden, ne arkalarından ateşi men edemiyecekleri ve asla yardım olunamıyacakları vakti bir bilseler!... (Küfür üzere bulunmazlar ve azabı istemezlerdi.)
Ali Ünal = O küfürde ısrar edenler, Ateş’i yüzlerinden de sırtlarından da savamayacakları, üstelik ondan kurtulma adına hiçbir yardım da görmeyecekleri zamanı keşke bir bilselerdi!
Bayraktar Bayraklı = İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları, kendilerine yardım dahi edilemeyeceği zamanı bir bilselerdi!
Bekir Sadak = Bu kafirler, atesi yuzlerinden ve sirtlarindan menedemeyecekleri ve yardim da goremiyecekleri zamani keske bilseler.
Celal Yıldırım = O küfredenler, önlerinden ve arkalarından kendilerini saran ateşi men'edemiyecekleri ve yardım da göremiyecekleri anı bir bilselerdi..
Cemal Külünkoğlu = İnkârcılar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları, kimseden de bir yardım bulamayacakları o günü keşke bilselerdi (de inansalardı)!
Diyanet İşleri (eski) = Bu kafirler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından menedemeyecekleri ve yardım da göremiyecekleri zamanı keşke bilseler.
Diyanet Vakfi = İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından (saran) ateşi savamayacakları, kendilerine yardım dahi edilmeyeceği zamanı bir bilselerdi!
Edip Yüksel = İnkar edenler, yüzlerinden ve arkalarından ateşi savamıyacakları ve yardım da görmeyecekleri anı bir bilselerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bilseler o küfredenler ne yüzlerinden ne arkalarından ateşi men'edemiyecekleri, ve hiç bir taraftan yardım olunmıyacakları o demi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir bilseler o küfredenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları ve hiçbir taraftan yardım görmeyecekleri zamanı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bu kâfirler ateşi yüzlerinden ve sırtlarından men edemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı, bir bilseler!
Gültekin Onan = O küfredenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi püskürtemeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi.
Harun Yıldırım = İnkâr edenler, yüzlerinden ve sırtlarından (saran) ateşi savamayacakları, kendilerine yardım dahi edilmeyeceği zamanı bir bilselerdi!
Hasan Basri Çantay = O küfredenler yüzlerinden ve arkalarından (saran) ateşi hiçbir suretle meni' edemeyecekleri, kendilerinin yardım da göremeyecekleri zamaanı bir bilse (ler) di.
Hayrat Neşriyat = İnkâr edenler yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve kendilerine yardım (da) edilmeyecekleri o zamânı biliyor olsalardı (o azâbı bu kadar acele istemezlerdi)!
İbni Kesir = O küfredenler; yüzlerinden ve sırtlarından ateşi engellemeyecekleri ve yardım göremeyecekleri zamanı keşki bilseler.
Kadri Çelik = O küfre sapanlar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi!
Muhammed Esed = Hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi savamayacakları, kimseden bir yardım bulamayacakları o günü keşke bilselerdi!
Mustafa İslamoğlu = İnkarda ısrar eden bu kimseler, yüzlerini ve sırtlarını ateşten koruyamayacakları, dahası hiçbir yardım da alamayacakları anın (dehşetini) keşke bir bilseler!
Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer o kâfir olanlar, o zamanı bir bilseler idi ki, ne yüzlerinden ve ne de arkalarından ateşi men edemiyeceklerdir ve onlar yardım da olunamayacaklardır.
Ömer Öngüt = Kâfirler ne yüzlerinden ne de sırtlarından ateşi savamayacakları, kendilerine yardım da edilmeyeceği zamanı bir bilselerdi!
Şaban Piriş = O kafirler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi engelleyemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı keşke bilselerdi.
Sadık Türkmen = Inkâr edenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları, yardım da edilmeyecekleri gerçeğini bir bilselerdi!
Seyyid Kutub = Kâfirler, cehennem ateşini yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları ve hiç kimseden yardım göremeyecekleri anın dehşetini eğer bilseler, böyle yapmazlardı!
Suat Yıldırım = Dini olduğu gibi, bu azabı da böyle inkâr edenler, onun tepelerine ineceğini, o ateşin yüzlerini ve sırtlarını yalamasını önleyemeyeceklerini, kendilerine yardım edecek hiç kimsenin bulunmayacağını bir bilselerdi!
Süleyman Ateş = İnkâr edenler, ne yüzlerinden, ne de sırtlarından ateşi savamayacakları ve yardım da olunmayacakları zamanı bir bilselerdi (onu böyle acele istemezlerdi)!
Tefhim-ul Kuran = O küfre sapanlar, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi püskürtmeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi.
Ümit Şimşek = Bir bilseydi kâfirler o ânı ki, ateşi ne yüzlerinden uzaklaştırabilirler, ne arkalarından; hiç kimseden bir yardım da görmezler.
Yaşar Nuri Öztürk = O inkâr edenler, ne yüzlerinden ne sırtlarından azabı uzak tutamayacakları ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamanı bir bilselerdi!
İskender Ali Mihr = İnkâr edenler, (cehennem) ateşini yüzlerinden ve sırtlarından gideremeyecekleri ve yardım olunmayacakları zamanı keşke bilselerdi.
İlyas Yorulmaz = Doğruları inkar edenler o hesap gününde, yüzlerini ve sırtlarını çepe çevre saran ateşi elleriyle engelleyemeyeceklerini bir bilselerdi. Onlara orada asla yardım edilmez.