وَفِي مُوسَى إِذْ أَرْسَلْنَاهُ إِلَى فِرْعَوْنَ بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ
Ve fî mûsâ iz erselnâhu ilâ fir’avne bi sultânin mubînin.
ve fî mûsâ | : ve Musa’da |
iz erselnâ-hu | : onu göndermiştik |
ilâ fir’avne | : firavuna |
bi sultânin | : bir sultanla, güçle, mucize ile, delille |
mubînin | : açık, apaçık |
Diyanet İşleri = Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve Mûsâ'da da; hani onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.
Abdullah Parlıyan = Musa ve Firavun kıssasında da, aynı ibretli mesajı verdik. Çünkü biz O'nu; Firavun'a apaçık bir delille göndermiştik.
Adem Uğur = Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
Ahmed Hulusi = Musa'da da. . . Hani Onu Firavun'a apaçık bir delil olarak irsâl etmiştik.
Ahmet Tekin = Mûsâ’da da, ibretler vardır. Apaçık bir ferman ile, ilâhî bir yetki ile görevli olarak Firavun’a özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere göndermiştik.
Ahmet Varol = Musa'da da (ibret vardır). Hani onu apaçık bir belgeyle Firavun'a göndermiştik.
Ali Bulaç = Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik;
Ali Fikri Yavuz = Mûsa’da da ibret vardır: Hani onu açık bir mucize ile Firavun’a gönderdik de;
Ali Ünal = Musa(nın yaşadıkların)da da (bir ibret mesajı vardır). Hatırla ki, O’nu apaçık bir delille Firavun’a göndermiştik.
Bayraktar Bayraklı = Mûsâ'nın başından geçen olaylarda da dersler vardır. Onu apaçık bir delil ile Firavun'a gönderdik.
Bekir Sadak = Musa'nin basindan gecenlerde de ibret vardir: Onu apacik delille Firavun'a gonderdik.
Celal Yıldırım = Musa'nın kıssasında da (ibretli belgeler bıraktık). Hani bir vakit Onu açık belge ve mu'cizeyle Fir'avn'a gönderdik.
Cemal Külünkoğlu = Musa'(nın kıssasında) da (ibretler vardır). Hani biz onu açık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
Diyanet İşleri (eski) = Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik.
Diyanet Vakfi = Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
Edip Yüksel = Musa'da da (bir ders vardır). Onu Firavun'a apaçık bir delil ile göndermiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de Musa da: ki onu bir sultan-ı mübîn ile Fir'avne gönderdik de
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de Musa'da (ibret verici deliller vardır) ki, onu açık bir delille Firavun'a gönderdik de,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa'nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.
Gültekin Onan = Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik;
Harun Yıldırım = Musa’da da... Hani biz onu apaçık bir delille Firavun’a göndermiştik.
Hasan Basri Çantay = Musa (nin kıssasın) da da (ibret vardır). Hani onu apaçık bir hüccetle Fir'avne göndermişdik de,
Hayrat Neşriyat = Mûsâ’da da (ibretler vardır); hani onu apaçık bir delîl ile Fir'avun’a göndermiştik.
İbni Kesir = Musa'da da. Hani onu, apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.
Kadri Çelik = Bir de Musa'da (ibret verici deliller vardır). Hani biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik.
Muhammed Esed = Musa (ile Firavun kıssasın)da da (aynı mesajı verdik; çünkü) Biz o'nu Firavun'a açık bir otorite ile göndermiştik,
Mustafa İslamoğlu = Aynı (mesaj) Musa kıssasında da var: Hani Biz onu açık ara muktedir kılan bir güçle Firavun'a göndermiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen = Mûsa'da da (onun kıssasında da ibret vardır). O vakit ki, O'nu Fir'avun'a apaçık bir bürhan ile gönderdik.
Ömer Öngüt = Musa'da da ibretler vardır. Onu apaçık bir delil ile Firavun'a gönderdik.
Şaban Piriş = Apaçık bir belge ile Firavun’a gönderdiğimiz Musa’da da vardır.
Sadık Türkmen = Musa’da da... (alınacak çok ibretders vardır). Hani onu apaçık bir kanıtla Firavun’a göndermiştik;
Seyyid Kutub = Musa'nın başından geçenlerde de ibretler vardır. Onu apaçık bir delille Fir'avn'a gönderdik.
Suat Yıldırım = Mûsâ’nın olayında da alınacak dersler vardır. Onu âşikâr bir delille (mûcize ile) Firavun’a göndermiştik.
Süleyman Ateş = Mûsâ'da da (ibret alınacak şeyler vardır). Onu açık bir delil ile Fir'avn'e göndermiştik.
Tefhim-ul Kuran = Musa (olayın) da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik;
Ümit Şimşek = Musa'nın kıssasında da ibretler vardır. Biz onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
Yaşar Nuri Öztürk = Mûsa'da da. Biz onu açık bir kanıtla Firavun'a gönderdik.
İskender Ali Mihr = Ve Hz. Musa’da (da deliller vardır). Onu firavuna apaçık bir sultanla (mucize ile) göndermiştik.
İlyas Yorulmaz = Musa’yı Firavuna sağlam delillerle gönderdiğimizde de alınacak ibretler var.