Önceki Ayet Sonraki Ayet  
50. Sûre Kâf/37

 إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ

  İnne fî zâlike le zikrâ li men kâne lehu kalbun ev elkâs sem’a ve huve şehîdun.

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
fî zâlike : bunda vardır
le : mutlaka, elbette
zikrâ : hatırlatma, öğüt, ibret
li men : kimse için
kâne : oldu, idi
lehu : onun, onun vardır
kalbun : kalp
ev : veya, ya da
elkâ : ilka etti, attı
es sem’a : kulak verdi, dinledi, işitti
ve huve : ve o
şehîdun : şahit olarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bunda, gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret ve öğüt var elbet.

 Abdullah Parlıyan = İşte sağlam bir kalbi olup da, huzur içinde kulak veren için, bunda gerçekten önemli bir mesaj vardır.

 Adem Uğur = Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

 Ahmed Hulusi = Şüphesiz ki bu hatırlatıcı, şuur sahibi yahut uyanık olarak dinleyen kimse içindir!

 Ahmet Tekin = Bu sûrede, hakkı idrak edebilecek aklı ve gönlü olan, dikkatli bir şekilde kulak veren kimse için öğütler vardır.

 Ahmet Varol = Şüphesiz bunda kalbi olan yahut kendini vererek kulak asan kimse için bir öğüt vardır.

 Ali Bulaç = Hiç şüphesiz, bunda, kalbi olan ya da bir şahid olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki bu sûrede anılanlarda, aklı olan, yahud kendisi huzurlu bir kalb içinde olduğu halde (nasihatlere) kulak veren kimse için, bir ihtar; (bir ibret dersi) vardır.

 Ali Ünal = Elbette bunda (ölmemiş) bir kalb taşıyan veya gerçeğe kulak vermesini bilen, gözü de etrafını görebilen herkes için bir mesaj, bir ibret vardır.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz ki bunda, aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

 Bekir Sadak = Dogrusu bunda, kalbi olana veya hazir bulunup kulak verene ders vardir.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki bunda kalbi olana veya hazır bulunduğu halde kulak verip dinleyene hatırlatma ve öğüt vardır.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz bunda kalpleri açık olan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir öğüt vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bunda, kalbi olana veya hazır bulunup kulak verene ders vardır.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

 Edip Yüksel = Bunda, zeka sahibi olan yahut tanık olarak kulak veren herkes için bir mesaj vardır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şübhesiz ki bu söylenende kalbi olan yâhud şuhud halinde kulak tutan kimse için uyandıracak bir ıhtar vardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphesiz ki, bu söylenende kalbi olan ve şuurla kulak tutan kimse için uyandıracak bir ihtar vardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.

 Gültekin Onan = Şüphesiz ki bu hatırlatıcı, şuur sahibi yahut uyanık olarak dinleyen kimse içindir!

 Harun Yıldırım = Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahid olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.

 Hasan Basri Çantay = Şüphesiz bunda kalbi olan yahut kendini vererek kulak asan kimse için bir öğüt vardır.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki bunda, kalbi olan veya (fikren) hazır bulunup kulak veren kimseler için gerçekten bir ibret vardır.

 İbni Kesir = Muhakkak ki bunda; kalbi olan veya hazır bulunup da kulak veren kimseler için elbette bir öğüt vardır.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahit (hazır) bulunup kulak veren kimse için elbette bir uyarı ve hatırlatma vardır.

 Muhammed Esed = Bunda şüphesiz kalpleri açık olanlar, (yani) uyanık bir zihinle kulak verenler için bir uyarı vardır;

 Mustafa İslamoğlu = Elbet bunda, (akleden) bir kalbe sahip olanlar için ibretlik bir uyarı vardır; veya pür dikkat bir şahit olarak kulak verenler için...

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, bunda elbette bir öğüt vardır, kendisi için bir kalb olan veya kendisi şahid olarak kulak veren kimse için.

 Ömer Öngüt = Doğrusu bunda kalbi olan, yahut kendisi huzur içinde olduğu halde kulak veren kimse için bir öğüt vardır.

 Şaban Piriş = Şüphesiz bunda, kalbi olana veya kulak verene ve şahit olana bir ibret vardır.

 Sadık Türkmen = Elbette bunda dinleyen/kalbi olan, ya da şahit olarak, anlamaya çalışan/kulak veren kimse için bir öğüt vardır.

 Seyyid Kutub = Doğrusu bunda, kalbi olana veya şahid olarak kulak veren kimse için bir öğüt vardır.

 Suat Yıldırım = Elbette bunda, içinde bir kalb taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.

 Süleyman Ateş = Muhakkak ki bunda, kalbi olan, yahut şâhid olarak (zihnini toplayarak dikkatle) kulak veren kimse için bir öğüt vardır.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, bunda, kalbi olan ya da bir şahid olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.

 Ümit Şimşek = İşte bunda kalbi olan veya görerek kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki bunda kalpleri olan ve ilka edilenleri işitebilen ve (kalp gözleri ile Allah’a) şahit olan kişiler için mutlaka ibret vardır.

 İlyas Yorulmaz = Samimi bir kalbi ve doğru işiten bir kulağı olan birisi için, bunlarda alınacak öğütler var ve o kişi, doğru olana (bu habere) şahitlik edendir.