فَاصْبِرْ كَمَا صَبَرَ أُوْلُوا الْعَزْمِ مِنَ الرُّسُلِ وَلَا تَسْتَعْجِل لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَ مَا يُوعَدُونَ لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا سَاعَةً مِّن نَّهَارٍ بَلَاغٌ فَهَلْ يُهْلَكُ إِلَّا الْقَوْمُ الْفَاسِقُونَ
Fasbir kemâ sabere ulûl azmi miner rusuli ve lâ testa’cil lehum, ke ennehum yevme yerevne mâ yûadûne lem yelbesû illâ sâaten min nehâr(nehârin), belâg(belâgun), fe hel yuhleku illel kavmul fâsikûn(fâsikûne).
fasbir | : sabret |
kemâ | : gibi |
sabere | : sabrettiler |
ulûl azmi | : azîm sahipleri |
min er rusul | : resûllerden |
ve lâ testa’cil | : ve acelecilik gösterme |
lehum | : onlar için |
ke ennehum | : gibidir muhakkak ki onlar |
yevme | : o gün |
yerevne | : gördükleri |
mâ | : şey |
yûadûne | : vaadetti |
lem yelbesû | : kalmamışlar, ikamet etmemişler |
illâ | : ancak, sadece |
sâaten | : bir saat |
min nehârin | : gündüzden |
belâgun | : bir tebliğdir |
fe hel yuhleku | : artık helâk edilir mi, yıkıma uğratılır mı |
illa el kavmu | : kavimden başkası |
el fâsikûne | : fasık |
Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) O hâlde, yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar için acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan topluluk helâk edilir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık, peygamberlerden azim ve irâde sâhipleri nasıl sabrettilerse sen de sabret ve azâba uğramaları için acele etme. Onlara vaadedilen azâbı gördükleri gün sanırlar ki dünyâda bir günün bir ânı kadar kalmışlar; bu, bir tebliğdir, buyruktan çıkan topluluktan başkası helâk mı olur?
Abdullah Parlıyan = Öyleyse ey peygamber! Kalpleri azim ve kararlılıkla doldurulmuş olan bütün peygamberler gibi, her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı sabırlı ve dirençli ol ve onlara katlan; onlar için azabın çarçabuk getirilmesini isteme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir saati kadar, dünyada kalmış gibi olurlar. Bu gelmiş geçmiş ve gelecek toplumlar için bir tebliğdir. Yoldan çıkmış toplumlardan başkası yok edilir mi hiç?
Adem Uğur = O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme, onlar vâdedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç!
Ahmed Hulusi = Rasûllerden Ulül Azm'ın sabrettiği gibi (sen de) sabret; onlar için acele etme! Tehdit edildikleri şeyi gördükleri (ölümü tattıkları) süreçte, sanki gündüzden bir saatten fazla (Dünya'da) kalmamış gibi olurlar! Belağ (bu yeterli bir tebliğdir)! İnancı bozuklar toplumundan başkası mı helâk edilecek!
Ahmet Tekin = Görevine kalben inanan, iradeli, sabrederek mücadeleye devam eden, sebatkâr, kararlı Rasullerin yaşadığı şartlara benzer şartlarda sen de sabrederek, mücadeleye devam et. Azâbın onlara, çabucak gelmesi konusunda acele etme. Sanki onlar, tehdit edildikleri azâbı gördükleri gün, dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu yeterli bir tebliğ ve öğüttür. Doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan fâsık, âsi, bozguncu bir topluluktan başkası helâk edilir mi hiç?
Ahmet Varol = Artık sen peygamberlerden kararlılık sahiplerinin sabrettikleri gibi sabret ve onlar için acele etme. Onlar, vaad olunduklarını gördükleri gün adeta gündüzün bir saatinden fazla (dünyada) kalmamış gibi olurlar. (Bu) bir tebliğdir. Yoldan çıkmışlar topluluğundan başkası hiç helak olur mu?
Ali Bulaç = Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?
Ali Fikri Yavuz = O halde, (Ey Rasûlüm, kâfirlerin eziyetlerine karşı), azim sahibleri olan peygamberlerin sabrettiği gibi sabret; ve onlar hakkında (azab için) acele etme. Onlar, o vaad olundukları acıyı görecekleri gün, sanki gündüzün bir saatinden başka bir müddet dünyada durmamışa döneceklerdir. Bu kadarı, kâfi bir tebliğdir. Öyle ise, fâsıklar (kâfirler) topluluğundan başkası mı helâk edilecektir?
Ali Ünal = Öyleyse (ey Rasûlüm), üstün azim sahibi o rasûller nasıl sabretmişlerse sen de öyle sabret ve o inkârcılar hakkında hemen hükmün verilmesini bekleme. Onlar, kendisiyle tehdit edildikleri azabı görünce, sanki dünyada gündüz çok kısa bir süre kalmış gibi hissedeceklerdir. Kendilerine gerekli tebliğ yapılmıştır. Yoksa, inanç ve davranışta yoldan çıkmış topluluktan başkası mı helâk edilir?
Bayraktar Bayraklı = Artık güç ve kuvvet sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sen de sabret! Onlara azabın çabuk gelmesini isteme. Onlar uyarıldıkları azabı gördükleri zaman, sanki günün bir saati kadar beklemiş gibi olacaklardır. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkan topluluklardan başkası helâk olmayacaktır.[556]
Bekir Sadak = Peygamberlerden azim sahibi olanlarin sabrettigi gibi sen de sabret; inkarcilar icin acele etme; onlar, kendilerine soz verileni gordukleri gun dunyada sadece gunduzun bir muddeti eglendiklerini sanirlar. Bu bir bildiridir; yoldan cikmis olanlardan baskasi mi yok edilir?*
Celal Yıldırım = (Ey Peygamber!) Peygamberlerden azim (yüksek irâde ve dayanma gücü) sahiplerinin sabrettiği gibi sabret. Onlara (inecek azabı) acele etme. Onlar, va'dolunduklan şeyi görecekleri gün sanki gündüzden bir saat kadar kalmış gibi olacaklar. Bu, yeterli bir tebliğdir! Allah yolundan çıkmış suçlu günahkâr bir milletten başkası mı yok edilir ?
Cemal Külünkoğlu = O halde (Ey Muhammed!) Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme! Onlar vaad edildikleri azabı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir saati kadar kaldıklarını sanacaklar. Bu bir duyurudur! “Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?”
Diyanet İşleri (eski) = Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret; inkarcılar için acele etme; onlar, kendilerine söz verileni gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir müddeti eğlendiklerini sanırlar. Bu bir bildiridir; yoldan çıkmış olanlardan başkası mı yok edilir?
Diyanet Vakfi = O halde (Resûlum), peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret! Onlar hakkında acele etme, onlar vâdedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmış topluluklardan başkası helâk edilir mi hiç!
Edip Yüksel = Karar ve azim sahibi elçiler nasıl sabrettiyse sen de sabret ve onlar için acele etme. Onlar, kendilerine söz verileni gördüklerinde, (sanki dünyada) gündüzün bir saati kadar kalmışlardır. Bu bir bildiridir: Yoldan çıkmış topluluklardan başkası mı yok edilir?
Elmalılı Hamdi Yazır = Binâenaleyh ülül'azim Peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve onlar hakkında ivedi etme, sanki onlar o va'dolundukları acıyı görecekleri gün gündüzün bir saatinden başka durmamışa döneceklerdir; kâfî bir tebliğ, demek ki ihlâk edilecek başka değil, ancak taatten çıkmış fasıklar güruhudur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde üstün irade sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve onlar hakkında ivedilik etme! Onlar, kendilerine va'dedilen acıyı görecekleri gün, gündüzün bir saatinden başka durmamışa döneceklerdir. Bu yeterli bir tebliğdir. Demek ki, helak edilecekler, başkası değil, ancak itaattan çıkmış fasıklar topluluğudur!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?
Gültekin Onan = Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasıklar kavminden başkası yıkıma uğratılır mı?
Harun Yıldırım = Artık sen sabret; rasullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi. Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamışlardır. Bir tebliğdir. Artık fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi ki?
Hasan Basri Çantay = O halde (Habîbim) peygamberlerden azim saahiblerinin sabretdikleri gibi sen de sabret. Onlar (ın azâbı) için acele etme. Onlar tehdîd edilmekde oldukları (azâbı) görecekleri gün sanki kendileri (dünyâda) gündüzün bir saatinden başka durmamış gibi (olacaklardır). (Bu, yeter) bir tebliğdir. Öyle ya, faasıklar güruhundan başkası helak edilir mi? (Asla).
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) O hâlde, ülü’l-azm (sebat sâhibi) peygamberlerin sabrettiği gibi, (sen de) sabret! Ve onlar (o inkâr edenler) hakkında acele etme! Onlar va'd olunup durdukları(azâbları)nı görecekleri gün, sanki (dünyada) sâdece gündüzün bir saati kadar kalmış gibidirler. (Bu) bir tebliğdir! Hiç fâsıklar topluluğundan başkası helâk edilir mi?
İbni Kesir = Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar için acele etme. Onlar vaad olunduklarını gördükleri gün; sanki dünyada sadece gündüzün bir saatı kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Fasıklar güruhundan başkası helak edilir mi hiç?
Kadri Çelik = Peygamberlerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, artık sen de sabret. Onlar için (beddua etmede) acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, (dünyada) gündüzün bir saatinden başka durmamışa dönerler. Bu (Kur'an) yeterli bir tebliğdir. Artık fasıklar topluluğundan başkası yıkıma uğratılır mı?
Muhammed Esed = Öyleyse (ey inananlar!) Kalpleri azim ve kararlılıkla doldurulmuş olan bütün Peygamberler gibi sıkıntılara karşı sabırlı olun ve onlara sabırla katlanın. Ve (hakikati inkar edip duran) bu kişilerin hemen azaba çarptırılmalarını istemeyin, kendilerine vaad edilen şeyin (gerçekleştiğini) gördükleri o gün, (yeryüzünde) kaldıkları süre, onlara (dünyevi ölçülerle) ancak bir günün bir saati kadar (kısa görünecek.) Mesaj(ımız işte budur.) Öyleyse hiç sapkın bir halktan başkası yok edilir mi?
Mustafa İslamoğlu = Bundan böyle (ey muhatap), elçilerden kararlılık ve direnç sahibi olanların yaptığı gibi sen de dirençle göğüs ger! Acele ile onların işinin bitirilmesini isteme! (Nasıl olsa) onlar vaad edilen o günü görünce, kendilerini gündüzün tek bir saati dışında sanki dünyada hiç yaşamamış (sayacaklar). Duyurumuz işte budur: Şu halde, hiç sorumsuzca davranan bir toplumdan başkası helak edilir mi?
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık sabret, resûllerden azim sahiplerinin sabrettiği gibi ve onlar için isti'cal etme. Sanki onlar vaadolunduklarını görecekleri gün, gündüzden bir saatten başka durmamışlar gibi olacaklardır. (Bu) Bir tebliğdir, fâsıklar olan kavimden başkası, helâke uğratılacak mıdır? (Elbette uğratılmayacaktır).
Ömer Öngüt = Resulüm! Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret! Onlar için acele etme! Onlar vâdedildikleri azabı gördükleri zaman sanki dünyada gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkmış fâsıklar topluluğundan başkası helâk edilir mi?
Şaban Piriş = O halde, sen de azim sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret! Onlar için acele etme! Onlar kendilerine vaat edileni gördükleri gün gündüzün bir saatinden fazla yaşamamış gibidirler. Bu bir tebliğdir. Fasık toplumdan başkası helak edilir mi?
Sadık Türkmen = O halde sen sabret; elçilerden, azim sahiplerinin/üstün irade sahibi olanların sabrettiği gibi! Onlar için acele etme! Onlar tehdit edildikleri/vadedildikleri şeyi gördüğü zaman, gündüzün bir saatinden başka kalmamış gibi olurlar! Bu bir tebliğdir/bildiridir, doğru yoldan çıkmış topluluktan başkası helâk edilir mi hiç?
Seyyid Kutub = O halde peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme, onlar va'dedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada gündüzün sadece bir saat kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir. Yoldan çıkmışlardan başkası helak edilir mi hiç?
Suat Yıldırım = O halde ey Resulüm! O üstün azim sahipleri olan peygamberler nasıl sabrettilerse, sen de öyle sabret. Onlar hakkında azap gelmesi için acele etme! Onlar, tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, dünyada gündüzün, sadece bir saatinden daha fazla kalmadıklarını düşüneceklerdir. Bu bir duyurudur. Sözün kısası: "Allah’ın yolundan çıkmış güruhtan başkası helâk edilmez."
Süleyman Ateş = O halde sen de, azim (ve irâde) sâhibi elçilerin sabrettikleri gibi sabret. O (nankör)ler için acele etme. Onlar, tehdidedildikleri azâbı gördükleri gün, sanki gündüzün sadece bir sâ'ati kadar yaşamış gibi olurlar. (Bu) Bir duyurudur. Yoldan çıkmış topluluktan başkası mı helâk edilecektir?
Tefhim-ul Kuran = Artık sen sabret; peygamberlerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki kendileri gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamışlar. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?
Ümit Şimşek = Azim ve sebat sahibi peygamberler nasıl sabrettiyse, sen de sabret; onlar için acele etme. Kendilerine vaad olunan günü gördüklerinde, onlar dünyada gündüzün bir saatinden fazla kalmadıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkmışların güruhundan başkası helâk olur mu hiç?
Yaşar Nuri Öztürk = Artık, resullerin azim sahibi olanlarının sabrettiği gibi sabret! O inkârcılar için acele etme! Tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, gündüzün sadece bir saati kadar yaşamış gibi olurlar. Bir duyurudur bu. Sapmışlar topluluğundan başka kim helâk edilir!
İskender Ali Mihr = Öyleyse ulûl’azm olan resûller gibi sabret. Ve onlar için acele etme. O gün vaadolundukları şeyi (azabı) gördükleri zaman gündüzün bir saatinden fazla kalmamış gibi olurlar. (Bu) bir tebliğdir. Artık fasıklar topluluğundan başkası helâk edilir mi?
İlyas Yorulmaz = O Elçilerden, büyük bir güçle sabır gösterenler gibi, sende sabırlı ol. İnkar edenler için acele etme. Onlar kendilerine vaat edilen günü gördüklerinde, sanki gündüz vaktinin bir saati kadar kalmış gibi olurlar. Ancak yoldan çıkmış topluluklar helak edilirler.