وَلَقَد تَّرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
Ve lekad teraknâ minhâ âyeten beyyineten li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).
Diyanet İşleri = Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, akıl eden topluluk için, onlara âit apaçık bir delil bıraktık.
Abdullah Parlıyan = Gerçekten de biz o toplumun şehirlerinden geriye, aklını kullananlar için, apaçık işaretler ve alametler bıraktık.
Adem Uğur = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki ondan (o bölgeden), aklını değerlendiren bir topluluk için apaçık bir ibret nişanesi bıraktık.
Ahmet Tekin = Andolsun biz, ilimle ve tecrübeyle gelişmeye devam eden aklını faydalı kullanabilen toplumlar için ikazlar, birçok sosyal konunun çözümü için işaretler bıraktık.
Ahmet Varol = Andolsun ki, akıl eden bir topluluk için ondan bir ayet (işaret) bıraktık.
Ali Bulaç = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki, aklını kullanacak bir kavim için, o memleketden açık bir alâmet (iz ve harabe) bıraktık.
Ali Ünal = Neticede, o memlekette düşünüp akleden kimseler için apaçık bir ibret vesilesi bıraktık.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir toplum için orada apaçık bir ders bırakmışızdır.
Bekir Sadak = And olsun ki, Biz, dusunen kimseler icin bu kasabadan apacik bir belgeyi geride birakmisizdir.
Celal Yıldırım = And olsun ki biz, aklını kullanan bir millet için bu kasabada açık belge(ler) geriye bıraktık.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir toplum için o (helak ettiğimiz) memleketten ibret alınacak apaçık bir delil (harabe) bıraktık.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, Biz, düşünen kimseler için oradan apaçık bir belgeyi geride bırakmışızdır.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
Edip Yüksel = Aklını kullanan bir toplum için apaçık bir ders olarak oradan bazı kalıntılar bıraktık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve celâlim hakkı için ondan bir âyet (bir nişane) bırakmışızdır ki teakkul edecek bir kavm için beyyine olsun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Biz aklını kullanacak bir topluluk için oradan bir ibret tablosu bıraktık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
Gültekin Onan = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Harun Yıldırım = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
Hasan Basri Çantay = Andolsun, aklını kullanacak bir kavm için biz oradan apaçık bir nişane (bir ibret) bırakmışızdır.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki (biz), akıl erdirecek bir kavim için, oradan açık bir alâmet (harâbe hâlindeki evlerini) bırakmışızdır.
İbni Kesir = Andolsun ki; akleden bir kavim için Biz, orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz aklını kullanacak bir kavim için oradan (geriye) apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Muhammed Esed = (Sonunda dediğimiz oldu;) ve ondan geriye, aklını kullananlar için açık işaretler bıraktık.
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz ondan geriye, akleden bir topluluk için hakikatin apaçık belgeleri olan işaretler bırakmışızdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, âkilâne düşünür bir kavim için oradan bir apaçık alâmet bırakmışızdır.
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz aklını kullanacak kimseler için orada apaçık bir âyet (ibret nişanesi) bırakmışızdır.
Şaban Piriş = Aklını kullanabilen bir toplum için, onlardan apaçık belgeler bırakmışızdır.
Sadık Türkmen = Ant olsun ki, ondan geriye aklını kullanan bir kavim için, apaçık bir işâret bıraktık!
Seyyid Kutub = Biz o yıkık kentten, geriye düşünen kimselerin ders çıkarmalarına yarayacak belirgin izler bıraktık.
Suat Yıldırım = Biz aklını kullanıp düşünen kimseler için, o memleketten âşikâr bir ibret vesilesi (harabe) bıraktık.
Süleyman Ateş = Andolsun biz, aklını kullanan bir toplum için ondan, (harâb ettiğimiz o ülkeden) açık bir işâret bırakmışızdır.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için oradan apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Ümit Şimşek = Akıl sahibi bir topluluk için, Biz o beldeden geriye apaçık bir âyet bırakmışızdır.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apaçık bir işaret bıraktık.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Biz, akıl edecek kavim için, ondan (indirdiğimiz riczten) açıkça âyet (delil) bıraktık..
İlyas Yorulmaz = Aklını kullanan bir toplum için onları, açık bir ibret sahnesi olması için (o yok olmuş halleriyle) bıraktık.