Önceki Ayet Sonraki Ayet  
29. Sûre Ankebût/35

 وَلَقَد تَّرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

  Ve lekad teraknâ minhâ âyeten beyyineten li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lekad : ve andolsun ki
tereknâ : biz bıraktık
min-hâ : ondan
âyeten : âyet, delil
beyyineten : açıkça
li kavmin : kavim için
ya’kılûne : akıl eder, akıl edecek
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, akıl eden topluluk için, onlara âit apaçık bir delil bıraktık.

 Abdullah Parlıyan = Gerçekten de biz o toplumun şehirlerinden geriye, aklını kullananlar için, apaçık işaretler ve alametler bıraktık.

 Adem Uğur = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.

 Ahmed Hulusi = Andolsun ki ondan (o bölgeden), aklını değerlendiren bir topluluk için apaçık bir ibret nişanesi bıraktık.

 Ahmet Tekin = Andolsun biz, ilimle ve tecrübeyle gelişmeye devam eden aklını faydalı kullanabilen toplumlar için ikazlar, birçok sosyal konunun çözümü için işaretler bıraktık.

 Ahmet Varol = Andolsun ki, akıl eden bir topluluk için ondan bir ayet (işaret) bıraktık.

 Ali Bulaç = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki, aklını kullanacak bir kavim için, o memleketden açık bir alâmet (iz ve harabe) bıraktık.

 Ali Ünal = Neticede, o memlekette düşünüp akleden kimseler için apaçık bir ibret vesilesi bıraktık.

 Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir toplum için orada apaçık bir ders bırakmışızdır.

 Bekir Sadak = And olsun ki, Biz, dusunen kimseler icin bu kasabadan apacik bir belgeyi geride birakmisizdir.

 Celal Yıldırım = And olsun ki biz, aklını kullanan bir millet için bu kasabada açık belge(ler) geriye bıraktık.

 Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir toplum için o (helak ettiğimiz) memleketten ibret alınacak apaçık bir delil (harabe) bıraktık.

 Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, Biz, düşünen kimseler için oradan apaçık bir belgeyi geride bırakmışızdır.

 Diyanet Vakfi = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.

 Edip Yüksel = Aklını kullanan bir toplum için apaçık bir ders olarak oradan bazı kalıntılar bıraktık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve celâlim hakkı için ondan bir âyet (bir nişane) bırakmışızdır ki teakkul edecek bir kavm için beyyine olsun

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Biz aklını kullanacak bir topluluk için oradan bir ibret tablosu bıraktık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.

 Gültekin Onan = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.

 Harun Yıldırım = Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.

 Hasan Basri Çantay = Andolsun, aklını kullanacak bir kavm için biz oradan apaçık bir nişane (bir ibret) bırakmışızdır.

 Hayrat Neşriyat = And olsun ki (biz), akıl erdirecek bir kavim için, oradan açık bir alâmet (harâbe hâlindeki evlerini) bırakmışızdır.

 İbni Kesir = Andolsun ki; akleden bir kavim için Biz, orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.

 Kadri Çelik = Şüphesiz biz aklını kullanacak bir kavim için oradan (geriye) apaçık bir ayet bırakmışızdır.

 Muhammed Esed = (Sonunda dediğimiz oldu;) ve ondan geriye, aklını kullananlar için açık işaretler bıraktık.

 Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz ondan geriye, akleden bir topluluk için hakikatin apaçık belgeleri olan işaretler bırakmışızdır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, âkilâne düşünür bir kavim için oradan bir apaçık alâmet bırakmışızdır.

 Ömer Öngüt = Andolsun ki biz aklını kullanacak kimseler için orada apaçık bir âyet (ibret nişanesi) bırakmışızdır.

 Şaban Piriş = Aklını kullanabilen bir toplum için, onlardan apaçık belgeler bırakmışızdır.

 Sadık Türkmen = Ant olsun ki, ondan geriye aklını kullanan bir kavim için, apaçık bir işâret bıraktık!

 Seyyid Kutub = Biz o yıkık kentten, geriye düşünen kimselerin ders çıkarmalarına yarayacak belirgin izler bıraktık.

 Suat Yıldırım = Biz aklını kullanıp düşünen kimseler için, o memleketten âşikâr bir ibret vesilesi (harabe) bıraktık.

 Süleyman Ateş = Andolsun biz, aklını kullanan bir toplum için ondan, (harâb ettiğimiz o ülkeden) açık bir işâret bırakmışızdır.

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için oradan apaçık bir ayet bırakmışızdır.

 Ümit Şimşek = Akıl sahibi bir topluluk için, Biz o beldeden geriye apaçık bir âyet bırakmışızdır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apaçık bir işaret bıraktık.

 İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Biz, akıl edecek kavim için, ondan (indirdiğimiz riczten) açıkça âyet (delil) bıraktık..

 İlyas Yorulmaz = Aklını kullanan bir toplum için onları, açık bir ibret sahnesi olması için (o yok olmuş halleriyle) bıraktık.