وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِؤُونَ
Ve li buyûtihim ebvâben ve sururen aleyhâ yettekiûn(yettekiûne).
ve li buyûti-him | : ve onların evlerine |
ebvâben | : kapılar |
ve sururen | : ve koltuklar, sedirler |
aleyhâ | : onun üzerine |
yettekiûne | : yaslanırlar |
Diyanet İşleri = (34-35) Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve evlerinin kapılarını ve üstüne oturup yaslandıkları tahtları gümüşten yapardık.
Abdullah Parlıyan = Ve evlerine, gümüş kapılar üzerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık.
Adem Uğur = Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Ahmed Hulusi = Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar. . .
Ahmet Tekin = Evlerini, kapılarını ve üzerine oturup yaslanacakları koltukları da, hep gümüşten yapardık.
Ahmet Varol = Evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar (yapardık).
Ali Bulaç = Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar,
Ali Fikri Yavuz = Odalarına da (gümüşten) kapılar ve üzerlerine kurulub yaslanacakları koltuklar (yapardık)...
Ali Ünal = Ve evlerinin kapıları ve üzerlerine kurulacakları koltukları da.
Bayraktar Bayraklı = (34-35) Evlerini gümüşten kapılar ve yaslanacakları koltuklarla donatıp süslerdik. Bütün bunlar sadece geçici dünya malıdır. Âhiret ise Rabbin katında muttakiler/ Allah'a saygı duyanlar içindir.
Bekir Sadak = (33-35) Eger butun insanlar tek ummet olma durumuna gelmiyecek olsaydi, Rahman olan Allah'i inkar edenlerin evlerinin tavanlarini, uzerinde yukseldikleri merdivenleri, evlerinin kapilarini, uzerine yaslanacaklari kerevetleri gumusten yapar ve altin bezeklerle islerdik. Bunlarin hepsi ancak dunya hayatinin gecimligidir. Ahiret, Rabbinin katinda O'na karsi gelmekten sakinanlaradir. *
Celal Yıldırım = (34-35) Evlerinin kapılarını, üzerine yaslandıkları kanepeleri gümüşten yapar ve altın kaplamalarla işlerdik. Bunların hepsi dünya hayatının kısa süreli yararlanılan geçimliğinden başkası değildir. Âhiret ise, Rabbin yanında korkup sakınanlar içindir.
Cemal Külünkoğlu = (34-35) (İnkârcıların dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık. Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
Diyanet İşleri (eski) = (33-35) Eğer bütün insanlar tek ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerinde yükseldikleri merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları kerevetleri gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdik. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır.
Diyanet Vakfi = Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Edip Yüksel = Evlerine kapılar ve konforlu mobilyalar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar kanepeler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (34-35) Odalarına kapılar; üzerlerine kurulacakları koltuklar, kanepeler, altın'dan süsler yapardık. Doğrusu bütün bunlar dünya hayatının geçici metaı; ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onların evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık.
Gültekin Onan = Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar.
Harun Yıldırım = Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıpdayanacakları koltuklar,
Hasan Basri Çantay = odalarının kapılarını, üzerine yaslanacakları tahtları hep gümüşden yapardık!
Hayrat Neşriyat = Hem evleri için (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar(yapardık).
İbni Kesir = Evlerinin kapılarını ve üzerlerine yaslanacakları kerevetleri de,
Kadri Çelik = Evlerinin kapılarını ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Muhammed Esed = ve evlerine (gümüş) kapılar, üzerinde yatıp uzanacakları (gümüş) yataklar,
Mustafa İslamoğlu = Dahası evlerini (gümüş) kapılarla, üzerinde yayıla yayıla oturacakları koltuklarla (donatır)
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve evleri için (yine gümüşten) kapılar ve üzerine yaslandıkları tahtlar yapardık.
Ömer Öngüt = Evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları koltukları.
Şaban Piriş = Kapılarını ve arkalarına yaslandıkları koltukları
Sadık Türkmen = Odalarına kapılar ve üzerinde yaslanacakları koltuklar yapardık
Seyyid Kutub = Evlerinin kapılarını ve üzerlerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık.
Suat Yıldırım = (33-35) Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici metâından ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah’a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur.
Süleyman Ateş = Ve evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar, divânlar.
Tefhim-ul Kuran = Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar,
Ümit Şimşek = Evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da gümüşten yapardık.
Yaşar Nuri Öztürk = Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
İskender Ali Mihr = Ve onların evlerine kapılar ve de üzerine yaslandıkları koltuklar (onları da gümüşten yapardık).
İlyas Yorulmaz = Evlerinin kapılarını ve uzanıp yattıkları koltuklarını da gümüşten yapardık.