وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً
Ve lâ takrabû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddehu, ve evfû bil ahdi, innel ahde kâne mes’ûlâ(mes’ûlen).
ve lâ takrebû | : ve yaklaşmayın |
mâle el yetîmi | : yetimin malına |
illâ | : ancak, den başka (şekilde), olmadıkça |
bi elletî | : o şey ile, ki o |
hiye | : o |
ahsenu | : en güzel |
hattâ yebluga | : erişinceye kadar |
eşudde-hu | : onun en kuvvetli (bulûğ) çağı |
ve evfû | : ve vefa gösterin, yerine getirin, ifa edin |
bi el ahdi | : ahde |
inne el ahde | : muhakkak ki ahd |
kâne | : oldu |
mes’ûlen | : mes’ul, sorumlu |
Diyanet İşleri = Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ergenlik çağına erişinceye dek yetîmin malına yaklaşmayın, ancak çok güzel bir tarzda o malı idare edebilirsiniz ve ahitlerinizde durun, şüphe yok ki ahitlerden sorumlusunuz siz.
Abdullah Parlıyan = Yetimin malına, kendisi ergenlik çağına varıncaya kadar, onu değerlendirmek amacı dışında, sakın yaklaşmayın. Verdiğiniz her sözü yerine getirin; çünkü verdiğiniz her sözden, hesap gününde mutlaka sorguya çekileceksiniz.
Adem Uğur = Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Ahmed Hulusi = Büluğ çağına ulaşıncaya kadar, en güzel şekilde olanı (yönetme amacı) hariç, yetimin malına yaklaşmayın. Söz verdiğinizde tutun! Muhakkak ki söz veren sözünden sorumludur!
Ahmet Tekin = Kendisi reşid oluncaya-onsekiz yaşını dolduruncaya kadar, iyi niyetle değerlendirmelerin dışında yetimin malına yaklaşmayın.Sözlerinizi taahhütlerinizi eksiksiz-kusursuz yerine getirin. Sözler ve taahhütler mesuliyeti gerektirir.
Ahmet Varol = Erginlik çağına erişinceye kadar, en güzel bir şekil dışında yetimin malına yaklaşmayın. Sözü de yerine getirin. Çünkü verilen sözden sorulacaktır.
Ali Bulaç = Erginlik çağına erişinceye kadar, -o da en güzel bir tarz olması dışında- yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur.
Ali Fikri Yavuz = Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne (yaşına) erişinceye kadar en güzel şekilde (malını koruyup çoğaltmak için) yaklaşabilirsiniz. Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin, çünkü verdiği sözden cayan (kıyamet günü) sorumludur.
Ali Ünal = Yetimin malına o yetim malını kullanabilecek çağa ulaşıncaya kadar onun hakkında en hayırlı olabilecek tasarruf tarzı dışında yaklaşmayın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin; bilin ki verilen söz, sorumluluk gerektirir.
Bayraktar Bayraklı = Yetimin malına, kendisi ergenlik çağına varıncaya kadar, onu değerlendirmek niyeti dışında sakın yaklaşmayınız! Verdiğiniz sözü yerine getiriniz! Çünkü verdiğiniz sözden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
Bekir Sadak = Yetimin malina ergin caga ulasana kadar en guzel seklin disinda yaklasmayin. Ahdi de yerine getirin, dogrusu verilen ahidde sorumluluk vardir.
Celal Yıldırım = Yetim malına da —rüşde erinceye kadar— en güzel ve uygun şeklin dışında yaklaşmayın. Verilen sözü, yapılan sözleşmeyi yerine getirin. Çünkü verilen söz ve yapılan sözleşmede mutlaka sorumluluk vardır.
Cemal Külünkoğlu = Erginlik çağına erişinceye kadar yetimin malına ancak (o malı koruyup çoğaltmak için) niyetlerin en güzeli ile yaklaşın. Ahde vefa gösterin (sözünüzü tutun ve yapılan sözleşmelere uyun)! Çünkü (verdiğiniz sözlerden, yaptığınız sözleşmelerden ahirette) muhakkak sorguya çekileceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) = Yetimin malına ergin çağa ulaşana kadar en güzel şeklin dışında yaklaşmayın. Ahdi de yerine getirin, doğrusu verilen ahidde sorumluluk vardır.
Diyanet Vakfi = Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Edip Yüksel = Öksüzlerin malına, erginlik çağına ulaşıncaya kadar dokunmayın; yararlarına olursa başka
Elmalılı Hamdi Yazır = Yetîm malına da yaklaşmayın ancak rüşdüne irinciye kadar en güzel olan suretle başka, ahdi de yerine getirin, çünkü ahidden mes'uliyyet muhakkak bulunuyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erişinceye kadar en güzel şekilde yaklaşma başka; verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen sözde muhakkak bir sorumluluk vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel bir şekilde yaklaşabilirsiniz. Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor.
Gültekin Onan = Erginlik çağına erişinceye kadar, -o da en güzel bir tarz olması dışında- yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur.
Harun Yıldırım = Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Hasan Basri Çantay = Yetimin, erginlik çağına erişinceye kadar, malına yaklaşmayın. Meğer ki bu, en iyi bir suretle ola. Bir de ahdi yerine getirin. Çünkü ahid (den cayanlar) sorumludur.
Hayrat Neşriyat = Ve rüşdüne erinceye kadar yetîmin malına, en güzel bir şekilde (onu muhâfaza maksadıyla) olması müstesnâ, yaklaşmayın! Verilen sözü de yerine getirin! Çünki verilen sözde bir mes’ûliyet vardır.
İbni Kesir = Erginlik çağına ulaşıncaya kadar, en güzel şeklin dışında yetimin malına yaklaşmayın. Ahdi yerine getirin. Muhakkak ki ahid, mes'uliyettir.
Kadri Çelik = Erginlik çağına erişinceye kadar, o da en güzel bir tarz olması dışında yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa edin. Çünkü ahit bir sorumluluktur.
Muhammed Esed = Yetimin malına, kendisi erginlik çağına varıncaya kadar, onu değerlendirmek amacı dışında sakın yaklaşmayın. Verdiğiniz her sözü yerine getirin, çünkü verdiğiniz sözden (Hesap Günü'nde) mutlaka sorguya çekileceksiniz!
Mustafa İslamoğlu = Yetimin malına da, -kendisi (ergenlik çağına erinceye kadar) yapacağınız en uygun ve olumlu tasarruflar dışında- yaklaşmayın. Yine, verdiğiniz her (meşru) söze sadık kalın! Şüphesiz söz veren herkes bundan dolayı hesaba çekilecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve yetimin malına sinn-i rüşte yetişinceye kadar yaklaşmayınız, meğer ki güzel bir veçhile olsun. Ve ahde vefa ediniz, şüphe yok ki ahdden dolayı mes'uliyet vardır.
Ömer Öngüt = Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, en güzel bir niyet taşımaksızın yaklaşmayın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.
Şaban Piriş = Ergenlik çağına gelinceye kadar, en güzel tarzda olmadıkça yetimin malına yaklaşmayın. Sözleşmeye de bağlı kalın. Çünkü söz vermek sorumluluktur.
Sadık Türkmen = Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak en güzel biçim(olan hukukî sınırlar için)de, öncelikle onların yararlarına olmak şartıyla; rüştüne/sorumluluk çağına ulaşıncaya kadar (mallarına) yaklaşabilir/değerlendirebilir/çalıştırabilirsiniz. Ve sözleşmelerinizi de (mallarını geri vererek) yerine getirin! Şüphesiz insan sözleşmelerden sorumlu tutulacaktır.
Seyyid Kutub = Erginlik çağına erişinceye kadar yetimin malına sadece niyetlerin en güzeli ile yaklaşınız. Verdiğiniz sözleşmeyi tutunuz. Çünkü verdiğiniz sözlerden sorguya çekileceksiniz.
Suat Yıldırım = Büluğ çağına ermeyen yetimin malına, en güzel tarzdan başka bir şekilde yaklaşmayın. Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.
Süleyman Ateş = Yetimin malına yaklaşmayın, ancak erginlik çağına erişinceye kadar en güzel bir tarzda (onun malını kullanıp geliştirebilirsiniz). Ahdi de yerine getirin, çünkü ahd'den sorulacaktır.
Tefhim-ul Kuran = Erginlik çağına erişinceye kadar, -o da en güzel bir tarz olması dışında- yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur.
Ümit Şimşek = Rüştüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmayın-daha güzel bir şekilde olursa o müstesna. Verilen sözü yerine getirin; çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.
Yaşar Nuri Öztürk = Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz. Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.
İskender Ali Mihr = En kuvvetli çağına (bulûğa) erişinceye kadar, yetimin malına en güzel şekilde olmadıkça yaklaşmayın! Ve ahdi ifa ediniz (yerine getiriniz)! Muhakkak ki ahd, mes’ul (sorumlu) kılar.
İlyas Yorulmaz = Yetimlerin mallarına yalnızca (haksızca onların mallarından istifade etmek için değil de) iyi niyetle yaklaşın. Erişkenlik çağına gelince ahitlerinize uyarak mallarını onlara geri verin. Zira verdiğiniz sözlerden (yaptığınız ahitlerden) sorumlusunuz.