وَلاَ يَنفَعُكُمْ نُصْحِي إِنْ أَرَدتُّ أَنْ أَنصَحَ لَكُمْ إِن كَانَ اللّهُ يُرِيدُ أَن يُغْوِيَكُمْ هُوَ رَبُّكُمْ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Ve lâ yenfeukum nushî in eradtu en ensaha lekum in kânallâhu yurîdu en yugviyekum, huve rabbukum ve ileyhi turceûn(turceûne).
ve lâ yenfeu-kum | : ve size fayda vermez |
nushî | : benim nasihatim |
in | : eğer |
eradtu | : istedim |
en ensaha | : nasihat etmek |
lekum | : size |
in | : eğer |
kâne allâhu | : Allah oldu |
yurîdu | : diler |
en yugviye-kum | : sizi azdırmayı |
huve | : o |
rabbu-kum | : sizin Rabbiniz |
ve ileyhi | : ve ona |
turceûne | : döndürüleceksiniz |
Diyanet İşleri = Ben size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizi azdırmak istemişse, öğüdüm size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Azgınlığınıza karşılık Allah sizi helâk etmeyi murâd etmişse öğüt vermek istesem de öğüdüm bir fayda vermez size. Odur Rabbiniz ve dönüp onun tapısına varacaksınız.
Abdullah Parlıyan = Eğer Allah, sizleri azgınlık içinde bocalatmak istemişse, ben de size öğüt vermek istesem, öğüdümün size hiçbir yararı olmaz. Rabbiniz O'dur, hepiniz er geç O'na döneceksiniz.”
Adem Uğur = Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz."
Ahmed Hulusi = "Eğer Allâh sizi saptırmayı irade ederse; ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm yarar sağlamaz. O, Rabbinizdir ve O'na rücu ettiriliyorsunuz. "
Ahmet Tekin = 'Eğer Allah sizin hak yoldan, sapmanıza özgürlük tanımak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. O sizin Rabbinizdir. O’nun, sadece O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' dedi.
Ahmet Varol = Allah sizi azgınlığa düşürmeyi dilerse öğüt vermek istesem de öğüdüm size yarar vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz.'
Ali Bulaç = "Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz."
Ali Fikri Yavuz = Eğer Allah, sizi saptırmayı (helâkinizi) murad ediyorsa, ben size nasîhat etmek istesem de benim nasîhatım size fayda vermez. O, Rabbinizdir ve nihayet ona döndürüleceksiniz.”
Ali Ünal = “Eğer Allah’ın hükmü artan taşkınlığınıza ceza olarak helâkiniz yönünde ise, ben iyiliğinizi isteyip size ne kadar öğüt de versem, bunun size hiçbir faydası olmayacaktır. (Aslında, sizi sizden daha çok düşünen, yaratan, besleyip büyüten, koruyan) Rabbiniz O’dur ve O’na dönmektesiniz.”
Bayraktar Bayraklı = “Eğer Allah sizi azgınlık içinde bırakmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm size fayda vermez. Çünkü O sizin Rabbinizdir. O'na döndürüleceksiniz.”
Bekir Sadak = (33-34) «ncak Allah dilerse onu basiniza getirir, siz O'nu aciz birakamazsiniz. Allah sizi azdirmak isterse, ben size ogut vermek istesem de faydasi olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O'na donduruleceksiniz» dedi.
Celal Yıldırım = Eğer Allah, sizi azdırıp yok etmek istese, ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm size bir yarar sağlamaz. O sizin Rabbinizdir ve ancak O'na döndürüleceksiniz.
Cemal Külünkoğlu = Ben size nasihat etsem de, eğer Allah (inadınız yüzünden) sizi sapıklıkta bırakmak istemişse, nasihatim size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) = (33-34) 'Ancak Allah dilerse onu başınıza getirir, siz O'nu aciz bırakamazsınız. Allah sizi azdırmak isterse, ben size öğüt vermek istesem de faydası olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O'na döndürüleceksiniz' dedi.
Diyanet Vakfi = Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz.»
Edip Yüksel = 'ALLAH azmanızı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de size o öğüdümün bir yararı olmayacaktır. O' dur Rabbiniz ve siz O'na döndürüleceksiniz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ben size nasıhat etmek istemiş isem de Allah sizi helâk etmek murad ediyorsa benim nasıhatim size fâide de vermez, rabbınız o, ve siz nihayet ona irca' edileceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer Allah sizi helak etmeyi diliyorsa, ben size öğüt vermek istesem de öğüdümün size yararı olmaz. O, sizin Rabbinizdir ve sonunda O'na döndürüleceksiniz!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ben size öğüt vermek istemiş olsam da, eğer Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten öğüt vermemin size bir faydası olmaz. Rabbiniz O'dur ve nihayet O'na döndürüleceksiniz.
Gültekin Onan = "Eğer Tanrı sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz."
Harun Yıldırım = “Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O, sizin Rabbinizdir ve ancak O’na döndürüleceksiniz.”
Hasan Basri Çantay = «Eğer Allah sizi helak etmek dilemişse, ben sizin iyiliğinizi arzu etmiş olsam bile, bu hayırhahlığım size fâide vermez. O, sizin Rabbinizdir ve nihayet ancak Ona döndürüleceksiniz».
Hayrat Neşriyat = 'Eğer Allah sizi dalâlete atmayı diliyorsa, (ben) size nasîhat etmek istesem de nasîhatim size fayda vermez. Rabbiniz O’dur ve ancak O’na döndürüleceksiniz.'
İbni Kesir = Allah, sizi azdırmak isterse; ben size öğüt vermek istesem de faydası olmaz, Rabbınız O'dur. O'na döndürüleceksiniz.
Kadri Çelik = “Eğer Allah sizi saptırmak isterse, ben sizin iyiliğinizi arzu etsem bile faydası olmaz. O, sizin Rabbinizdir, O'na döndürüleceksiniz.”
Muhammed Esed = çünkü size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizin azgınlık içinde kalmanızı dilemişse, benim öğüdümün size hiçbir yararı olmaz. Rabbiniz Odur ve hepiniz er geç Ona döneceksiniz."
Mustafa İslamoğlu = Hem ben size ne kadar öğüt vermeye çalışırsam çalışayım, eğer Allah sizin yoldun sapmanızı dilemiş olsaydı (-hele ki öyle değil-), benim verdiğim öğüt size hiçbir yarar sağlamazdı: O sizin Rabbinizdir, sonunda O'na döndürüleceksiniz."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve benim nasihatım size faide verecek değildir, size nasihatta bulunmak istesem de, eğer Allah Teâlâ sizi idlâl etmek irâde eder oldu ise. Rabbiniz O'dur ve O'na döndürüleceksinizdir.»
Ömer Öngüt = “Eğer Allah sizi azdırmak dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, nasihatım size hiçbir fayda vermez. O sizin Rabbinizdir ve siz O'na döndürüleceksiniz. ”
Şaban Piriş = Eğer Allah sizin azmanızı dilemişse ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.
Sadık Türkmen = Nasihatim size fayda vermiyor size nasihat etmeyi istesem de!.. Eğer, Allah sizi azgınlığınızda özgür bırakmayı dilemişse, O, sizin Rabbinizdir. Ve O’nun huzuruna döndürülürsünüz.”
Seyyid Kutub = Eğer Allah, sizin azmanızı istiyorsa, size nasihat etmek istesem de benim nasihatim size yararlı olmaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'nun huzuruna döneceksiniz.
Suat Yıldırım = Allah sizin helâkinizi dilemişse, ben sizin iyiliğinizi arzu etsem bile, size öğüt verip iyiliğinizi istemem size fayda etmez. Rabbiniz O’dur ve siz O’nun huzuruna götürüleceksiniz."
Süleyman Ateş = "Eğer Allâh, sizi azdırmak diliyorsa, ben size öğüt de etmek istesem, öğütüm size yarar sağlamaz. Rabbiniz O'dur ve siz O'na döndürüleceksiniz."
Tefhim-ul Kuran = «Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz.»
Ümit Şimşek = 'Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size nasihat etmek istesem de nasihatim fayda vermez. Çünkü Rabbiniz Odur; Onun huzuruna çıkarılacaksınız.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."
İskender Ali Mihr = Ve eğer size nasihat etmek istersem (istesem de), şâyet Allah sizi azdırmak isterse, benim nasihatim size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.
İlyas Yorulmaz = “(Ben şunu anladım ki) Size öğüt vermek istesem de, Allah sizi bu azgınlık içinde bırakmayı dilediği sürece, vereceğim öğüdün size hiçbir faydası olmayacak. Çünkü sizin Rabbiniz O dur ve O na döndürüleceksiniz” dedi.