يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ
Yâ ma'şerel cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuz(fenfuzû), lâ tenfuzûne illâ bi sultân(sultânin).
yâ | : ey |
ma’şere | : topluluk |
el cinni | : cin |
ve el insi | : ve insan |
in isteta’tum | : eğer gücünüz yetiyorsa |
en tenfuzû | : nüfuz etmek, nüfuz ederek geçmek, çıkmak |
min aktâri | : çapından, çaplarından |
es semâvâti | : semalar, gökler |
ve el ardı | : ve arz, yeryüzü, yer |
fe unfuzû | : o halde, haydi |
lâ tenfuzûne | : nüfuz edemezsiniz, geçip çıkamazsınız |
illâ | : ancak, olmaksızın |
bi sultânin | : bir sultan, bir güç |
Diyanet İşleri = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey cin ve insan topluluğu, ölümden kurtulmak için, göklerin ve yeryüzünün bucaklarından geçip kaçmaya gücünüz yeterse geçin, kaçın fakat geçemezsiniz bir kudret olmadıkça.
Abdullah Parlıyan = Ey insanlar ve cinler topluluğu! Ölümden ve Allah'ın azabından kurtulmak için, göklerin ve yeryüzünün çevresini aşıp gitmeye gücünüz yeterse, geçin kaçın bakalım. Ama geçip kaçamazsınız, O sizi her yönden kuşatmıştır, O'nun hükmünden kurtulamazsınız, böyle bir güç ve kuvvet size verilmemiştir.
Adem Uğur = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.
Ahmed Hulusi = Ey cin ve ins topluluğu! Semâlar ve arzın aktarından (bedenlerinizin çekim gücünden) çıkıp gitmeye gücünüz yeterse, hadi çıkın gidin (bedensiz yaşayın)! Kudretiniz olmadıkça (kudret sıfatı sizde açığa çıkmadıkça) geçip gidemezsiniz!
Ahmet Tekin = Ey cin ve insan toplulukları, göklerin ve yerin bazı bölgelerinden çıkıp ötelerine geçmeye, irtibatlar kurmaya gücünüz yetiyorsa, süratle gidin, nüfuz alanları kurun. Büyük gücünüz, gelişmiş güçlü teknolojiniz, kudretli bir devletiniz olmadan nüfuz edemezsiniz, irtibatlar, nüfuz alanları kuramazsınız.
Ahmet Varol = Ey cin ve insan topluluğu! Eğer göklerin ve yerin bucaklarından geçip gitmeye güç yetirebiliyorsanız geçip gidin. Ancak bir gücünüz olmadan geçip gidemezsiniz.
Ali Bulaç = Ey cin ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak 'üstün bir güç (sultan)' olmaksızın aşamazsınız.
Ali Fikri Yavuz = Ey cinler ve insanlar topluluğu? Gücünüz yeterse, göklerin ve yerin etrafından çıkıp gidin, (kaçarak ölümden kurtulun). Çıkıp kurtulamazsınız; ancak bir kuvvetle... (Fakat bu kuvvet nerede? buna gücünüz yetmez.)
Ali Ünal = Ey cin ve ins topluluğu, eğer göklerin o dairevî alanlarında seyahat edip öteye geçmeye gücünüz yetiyorsa, haydi durmayın geçin! Ama, ancak (manevî veya ilmî) bir vasıta ile, size tanınmış bir izinle geçebilirsiniz.
Bayraktar Bayraklı = (33-34) Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin etrafından kaçma imkanınız varsa kaçınız. Ama büyük bir güce sahip olmadan kaçamazsınız. Şimdi, Rabbinizin her yerde var olduğunu nasıl inkâr edebilirsiniz?
Bekir Sadak = Ey cin ve insan topluluklari! Goklerin ve yerin cevresini asip gecmeye gucunuz yetiyorsa gecin! Ama Allah'in verdigi bir guc olmaksizin gecemezsiniz ki!
Celal Yıldırım = Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin sınırlarını aşıp geçmeye güç getirebilirseniz, haydi geçin.. Ama geçemezsiniz, ancak bir sultan (açık belge, kesin delil, hesap, kuvvet ve üstünlük) ile geçebilirsiniz.
Cemal Külünkoğlu = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevrelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç ve ilim olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Diyanet İşleri (eski) = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresini aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ama Allah'ın verdiği bir güç olmaksızın geçemezsiniz ki!
Diyanet Vakfi = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.
Edip Yüksel = Ey insanlar ve cinler topluluğu, göklerin ve yerin sınırlarını aşmaya gücünüz yetiyorsa, aşıp geçin. Bir yetkiye sahip olmadan geçemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey cinn-ü insin ma'şeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin çevresinden aşıp geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin, (ama) bir güce sahip olmadan geçemezsiniz;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Ama Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.
Gültekin Onan = Ey cin ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak 'üstün bir güç (sultan)' olmaksızın aşamazsınız.
Harun Yıldırım = Ey cinn ve insan toplulukları, eğer göklerle yerin kenarlarından kaçmaya gücünüz yetiyorsa kaçın. Ama buna dair güç ve imkanınız olmadıkça kaçamazsınız ki...
Hasan Basri Çantay = Ey cin ve insan cemâat (ler) i, göklerin ve yerin bucaklarından geç (ib de ilâhî kazaadan selâmete er) miye gücünüz, yetiyorsa —ki (Allahın bahşedeceği) bir kudretle olmadıkça asla geçemezsiniz— haydi geçin (kurtulun)!
Hayrat Neşriyat = Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin sınırlarından geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa, haydi geçin gidin! (Hâlbuki) bir kuvvet olmadıkça, çıkıp gidemezsiniz!
İbni Kesir = Ey cinnler ve insanlar topluluğu; göklerin ve yerin çevresinden geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa geçip gidin. Ama üstün bir güç olmadan geçemezsiniz.
Kadri Çelik = Ey cin ve ins toplulukları! Eğer (azabımdan kurtulmak için) göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşıp geçin; ancak üstün bir güç (özür) olmaksızın aşıp geçemezsiniz.
Muhammed Esed = Siz ey görünmez varlıklar(ın) ve insanlar(ın şerlileriy)le bir arada yaşayanlar! Eğer göklerin ve yerin ötelerine geçebileceğinizi (düşünüyorsanız), haydi geçin! (Ama) onların ötesine geçemezsiniz, (Allah'tan) bir yardım olmazsa!
Mustafa İslamoğlu = Siz ey görünmez ve görünür varlık (çifti)! Eğer göklerin ve yerin sınırlarını geçebiliyorsanız, durmayın haydi geçin! Bunu, (O'nun bahşettiği) çok özel bir güç sayesinde yapabilirsiniz ancak:
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey cin ve ins cemaatı! Eğer göklerin ve yerin çevrelerinden çıkıp gitmeğe gücünüz yeterse hemen çıkıp gidiniz. Halbuki, bir kuvvet olmadıkça siz çıkıp gidemezsiniz.
Ömer Öngüt = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin sınırlarını aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa hemen geçin. Amma geçemezsiniz, ancak bir sultan (Allah'ın verdiği bir güç) ile çıkabilirsiniz.
Şaban Piriş = -Ey cin ve insan toplumu, eğer göklerin ve yerin sınırlarını aşmaya gücünüz yeterse haydi aşın! Fakat gücünüz olmadıkça aşamazsınız.
Sadık Türkmen = Ey insanlar ve cinler topluluğu! Göklerin ve yerin sınırlarını aşmaya gücünüz yetiyorsa, aşıp geçin. Bir kudrete sahip olmadan geçemezsiniz.
Seyyid Kutub = Ey cinler ve insanlar, eğer göklerin ve yerin sınırlarını aşarak kaçmaya gücünüz yetiyorsa kaçınız. Fakat ancak özel bir gücünüz varsa bunu başarabilirsiniz.
Suat Yıldırım = Ey cin ve ins topluluğu! Yapabilirseniz haydi göklerin ve yerin hududundan geçin bakalım!Ama geçemezsiniz, ancak üstün bir güç, kuvvetli bir delil ve ilimle geçebilirsiniz.
Süleyman Ateş = Ey cinler ve insanlar topluluğu, göklerin ve yerin bucaklarından geçip gitmeğe gücünüz yeterse geçin gidin. Ancak kudretle geçebilirsiniz.
Tefhim-ul Kuran = Ey cin ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşıp geçin; ancak 'üstün bir güç (sultan)' olmaksızın aşıp geçemezsiniz.
Ümit Şimşek = Ey cinler ve insanlar topluluğu! Göklerin ve yerin sınırlarından çıkmaya gücünüz yeterse çıkın. Fakat özel bir güç olmadıkça çıkamazsınız.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında bir şeyle geçip gidemezsiniz!
İskender Ali Mihr = Ey insan ve cin topluluğu! Semaların ve arzın kuturlarından (çaplarından) nüfuz etmeye (çıkıp gitmeye) eğer gücünüz yetiyorsa, haydi nüfuz edin (geçip, çıkın)! Bir sultan (bir mürşid) olmaksızın nüfuz edemezsiniz (geçip çıkamazsınız).
İlyas Yorulmaz = Ey tanınan ve tanınmayan topluluklar! Eğer gücünüz yeterse, göklerin ve yeryüzünün derinliklerine inmeye çalışın. Ancak size güçlü bir yardımcı (konuyu bilen rehber veya alet) olmadan yapamazsınız.